2 Temmuz 2011 Cumartesi

Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresi ne kadar?

2 Temmuz 2011 Cumartesi
AK Parti ‘ileri demokrasi’ döneminin Meclis Başkanlığı için Cemil Çiçek’i uygun görürken, Fatih Terim de üçüncü kez Galatasaray’ın başına döndü.
Meclis’teki boykot krizini çözmeye çalışan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de dün bağımsız milletvekilleri Ahmet Türk ve Şerafettin Elçi ile görüştü.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sorumluluğu gereği devreye girip krizi çözmeye çalışması dünkü yazımdaki bir cümleyi anımsattı:

“Neo-Ergenekon ittifak ihtimali ve CHP boykotundan çok daha vahim gelişmelere gebe Kürt Sorunu’nun yanı başında hiç konuşmadığımız ve siyaset kurumunun sanki yokmuş gibi yaptığı bir sistem krizi var...”

Kendi kendime, birisi de Cumhurbaşkanı Gül’ün ‘görev süresi’ ile belirsizlik krizi için devreye girse diye düşündüm...

Atıyoruz, tutuyoruz ama Cumhurbaşkanı’nın kaç yıl görev yapacağını bile hala bilmeyen bir ülkede adım başı kriz çıkmasın da ne olsun?

***

Türkiye, belki de hep siyaset konuştuğu için köhnemiş siyasal sistemini toptan söküp atamıyor, 12 Eylül rejiminden tümden kurtulamıyor...

‘Hep siyaset konuştuğumuzun’ önemli bir örneği de kendi limanlarımız arasında yolcu ve yük taşıma hakkını elde ettiğimiz Kabotaj Bayramı’nın 85. yıldönümüydü ama medyada denizcilik hakkında tek bir mukayese ve yorum yoktu...

***

Türkiye, ‘üç tarafı denizlerle çevrili ve iki önemli boğaza sahip olan’ olan bir ülke... 8 bin 333 km’lik kıyımız var.

Denizcilik Müsteşarlığı’nın 2003-2009 yıllarını kapsayan ihracat, ithalat, kabotaj ve transit değerlendirmesini, Deniz Ticareti İstatistikleri adlı kitapçığından okuyarak durumumuzu mukayeseli bir şekilde görmeye ve anlamaya çalıştım.

Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 90’ı denizyolu ile gerçekleştiriliyor... Üstelik Türkiye’nin de ithalat ve ihracat taşımalarının yaklaşık yüzde 90’lık bölümü deniz yoluyla yapılmakta...

İşin garip tarafı ise Türkiye’nin dış ticaret taşımalarında deniz yolunun payı yüzde 90 civarında iken Türk bayraklı gemilerin taşımacılığımız içindeki payı yüzde 35’i geçmiyor...

Bunu bilince, Türk denizciliğinin durumunu konuşmayarak ne kadar önemli bir konuyu ıskaladığımız daha da berraklaşıyor...

***

Deniz ticaretinden dünyada yılda yaklaşık 400 milyar dolar gelir elde edilmekte, neredeyse bizim bir yıllık gelirimizin yarısı...

Denizci bir ülke olması gereken Türkiye ise bu pastadan çok küçük bir dilimi ancak alabiliyor...

Dünyadaki ve Türkiye’deki genel taşımacılık rakamları mukayese edildiğinde, Türkiye yük payından sadece yüzde 1 oranında pay alırken, Yunanistan pastanın yüzde 17’sini almakta...

***

Dünyada ve Türkiye’de denizcilik sektörünün büyüklüğü nedir?

Uluslararası ticarette rakipsiz olan ilk üçte yer alan ülkeler Japonya, Yunanistan ve Almanya...

Türkiye ise 16. sırada.

Neyse ki dünya deniz ticaret filosu 1998-2009 yılları arasında yüzde 35’lik bir büyüme yaşarken, Türk deniz ticaret filosu yüzde 43’lük büyüme yaşadı.

***

Dün kendi limanlarımız arasında yolcu ve yük taşıma hakkını elde ettiğimiz Kabotaj Bayram’ının 85. yıldönümüydü...

Geçtiğimiz yıla oranla bir basamak yükselerek dünya deniz ticaret filosunda 16. sıraya oturan Türkiye’nin neden hala Yunanistan’ın 14 basamak gerisinde olduğunu hiçbir şekilde konuşmadık...

Siyasal kriz ile çok daha fazla ilgilendik.

Hâlbuki sorumluluğu gereği devreye girip krizi çözmeye çalışan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi de bir nevi kriz sayılırdı...

Çünkü Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresini hiç kimse bilmiyordu...

***

Kabotaj Bayramı vesilesiyle bile denizciliğimizin durumunu madem konuşmuyoruz, o halde şu sorunun cevabını verin:

‘Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresi ne kadar?’

Bunu bilebilir isek belki daha az siyasal kriz çıkar, deniz taşıma filomuzun yeryüzü sıralamasındaki yeri de daha hızlı yükselir...

Çünkü sistem algısı ve yaklaşımı konusunda biraz daha ciddileşmiş sayılırız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder