11 Temmuz 2011 Pazartesi

İlk sınavdan çaktı

Başbakan, "Tükürdüklerini yalayacaklar" demişti. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de "Tıpış tıpış kürsüye çıkıp yemin edecekler" değerlendirmesini yapmıştı.
Aynen öyle oldu. CHP'li vekiller dün kürsüye çıktılar. Yarattıkları iki haftalık krizin ardından yeminlerini ettiler.
Kılıçdaroğlu da "Milli iradeye duyduğumuz saygının gereği yerine geldi" dedi.
Şimdi sormak lazım:
- İki hafta önce milli irade neredeydi?
***

Şimdi baştan alalım...
Kılıçdaroğlu, iki hafta önce Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği demeçte, cezaevindeki Balbay ve Haberal'ın tahliyelerinin kırmızı çizgileri olduğunu dile getirdi:
- Arkadaşlarımız tahliye olmadan yemin etmeyeceğiz. 4 yıl sürse de tavrımızı değiştirmeyeceğiz.
Ardından partisinin Meclis Grubu'nu topladı. Milletvekillerine kapıyı gösterdi:
- Genel Kurul'a gireceğiz, ama yemin etmeyeceğiz. Bu kararı beğenmeyen salonu terk etsin.
Kendisine güveni sonsuzdu. Yemin etmeyerek Ak Parti'yi büyük sıkıntı içine sokacağını düşünüyordu.
Kılıçdaroğlu'nun bu tavrı üzerine CHP'li İsa Gök de televizyonlardan meydan okudu:
- Ak Partiyi karşımızda diz çöktüreceğiz.
Ne oldu, kim diz çöktü?
***

Kılıçdaroğlu krizi uzattıkça parti içinde homurdanmalar başladı. Tecrübeli isimlerden Haluk Koç, kararın gözden geçirilmesini istedi.
Tınmadı, oralı olmadı.
Sıkıntı giderek büyüdü. Başlangıçta yemin etmemekten yana olan Deniz Baykal bile Kılıçdaroğlu'nu terk etti.
Aradan geçen 15 gün içinde değişen Baykal, Kılıçdaroğlu'nun yüzüne "yanlış yaptınız" dedi:
1) Yemin etmemek yerine 135 milletvekili kürsüye çıkıp niçin yemin etmediğini açıklamalıydı.
2) Süreç iyi yönetilmedi, her kafadan ayrı ses çıktı.
3) Kriz aşılamaz noktaya geldi.
Yemin etmezsek parti çatlayacak.
4) İktidar 2 milletvekilini rehin aldı. Size tüm anayasayı yaptıracak.
Baykal'ın bu eleştirileri ile birlikte milletvekilleri ile yaptığı 5'li görüşmeler sırasında duydukları Kılıçdaroğlu'nun kafasını iyice karıştırdı. Adnan Keskin ve Antalya milletvekilleri yüzüne karşı "Bu kararı gözden geçirin" dedi:
- Aksi taktirde parti ortadan ikiye bölünecek.
Kılıçdaroğlu
da baktı ki iş kötüye gidiyor, çözüm bulmak için TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e koştu.
***

Bu arada, parti içinde kamuoyuna yansımayan ilginç gelişmeler oldu. "Ya vekilliğimizi düşürürlerse" korkusu içine giren milletvekilleri kendilerince tedbir almaya başladılar. CHP Milletvekili Ensar Öğüt, 6-16 Temmuz tarihleri için rapor alıp TBMM'ye sundu.
Kamer Genç de kızının Amerika'da evleneceği gerekçesi ile gruba izin dilekçesi verdi.
Genç, Amerika'ya gitmedi. "Raporlu" Ensar Öğüt de dün TBMM'de kürsüye çıkıp yemin etti.
Kılıçdaroğlu krizi devam ettirseydi, ipin ucunu iyice kaçıracaktı. Pek çok milletvekili kendisini terk edecekti.
Tehlikenin büyüklüğünü görüp çark etti.
Ak Parti'yi sıkıştırmaya uğraşırken kendisi sıkıştı. Seçimin ardından girdiği ilk sınavda sınıfta kaldı!
***

Ne diyordu Kılıçdaroğlu? Yemin etmeleri için iktidarın "irade beyanında" bulunmasını istiyordu.
Dün, Ak Parti yöneticileri ile yapılan görüşmeler sonunda hazırlanan metin ortada. Var mı içinde bir irade beyanı?
Yok, metnin tamamı temenniden ibaret!
Kılıçdaroğlu, buna rağmen "tamam" dedi. Başbakan'ın uzattığı zayıf ipe sarılıp kendisini kurtardı.
Liderliğin kolay bir iş olmadığı bir defa daha ortaya çıktı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder