21 Mart 2014 Cuma

Akif’i Yaşarken Yok Saydılar

14 Mart 2014 Cuma
Milli Eğitim Bakanlığı Milli bir marş için bir yarışma düzenledi. Beğenilen güfte için 500 lira ödül verilecekti. Yarışma için 734 şiir gönderildi. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip 6 tanesi ayrıldı. Ama hiçbiri beğenilmedi; marş olacak değerde bulunmadı.
O zaman Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif’in para ödülünden rahatsızlık duyduğu için yarışmaya katılmadığı öğrenildi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi şairin Meclis’teki sıra arkadaşı Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Bey’in yardımını istedi.

Hasan Basri Bey bundan sonrasını şöyle anlatıyor:
Akif Bey’in yanımda olduğu bir zaman, elime bir Kağıt parçası alarak, onun dikkatini çekecek bir tarzda yazmaya başladım.
- Ne yazıyorsun?
- Marş…İstiklal Marşı yazıyorum.
- Yahu sen ne adamsın? Seçilecek şiire para ödülü verileceğini bilmiyor musun? içinde para olan bir işe nasıl katılıyorsun?
- Yarışma kaldırıldı? Seçilecek şiire ne para verilecek, ne de her hangi bir ödül. Milli Eğitim Bakanı bana güvence verdi.
- Ya, o halde yazalım.
İşte böylece yazılmaya başlanan ve 48 Saatte bitirilen İstiklal Marşı, imzasız olarak Milli Eğitim Bakanlığının seçici kuruluna sunuldu. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, daha önce seçilen 6 şiirle birlikte yeni şiiri Ordu Komutanlarına gönderdi. Onlardan, şiirlerin askerlere okunmasını, beğenilenleri sıralamalarını istedi.
Komutanlar, kısa sürede sonucu bildirdiler: Hepsi de Mehmet Akif’in şiirini birinci sıraya almıştı.
Bundan sonraki iş, İstiklal Marşı’nın T.B.M.M’ne getirip kabul ettirmekti. Marş, ilkin Meclis’in 1 Mart 1921 Günü yaptığı ikinci oturumunda ele alındı. Başkan Mustafa Kemal’in söz vermesi üzerine Hamdullah Suphi kürsüye gelerek, sık sık alkışlarla kesilen şiiri okudu ve son seçimin Meclis’e ait olduğunu söyledi. O Gün oylama yapılmadı.
Şiirle ilgili konuşmalar ve oylama, Meclis’in 12 Mart 1921 günü öğleden sonraki oturumunda yapıldı. Bazı milletvekilleri, bir komisyon kurularak şiirin yeniden incelenmesini, bazıları da hemen görülüp karara bağlanmasını istediler. Uzunca tartışmalardan sonra, şiirin kabulü için verilen 6 önerge benimsendi ve İstiklal Marşı çoğunlukla kabul edildi. (http://www.diyadinnet.com/YararliBilgiler-376&Bilgi=istiklal-mar%C5%9F%C4%B1n%C4%B1n-kabul%C3%BC-12-mart-1921)
Ve bugünlerde onun sene-i devriyesi yaşanıyor. M. Akif de böylece tanıtılıyor. İyi de oluyor ama benim gönlümde de fırtınalar esiyor.
Koca koca Osmanlı hanedanının evlatları, halifelerin torunları bile gurbet ellerde hem maddi hem de manevi açlıktan heder olup gittiler. Ama Akif’ın ailesi bir müdet Mısır’da kaldılarsa da sonuçta bu ülkede yaşadılar ve per perişan süründüler.
Koca İstiklal Şairi Akif ve ailesi nasıl bir hayat yaşadı, nasıl bir yoksulluk, hatta yokluğa mahkum edildi, bunu milli marşı bilen herkes bilmek mecburiyetindedir. Böylece bu ülkeyi kendi medeniyetinden zorla çıkarıp kafir medeniyetlere sürükleyenler daha iyi tanınmış olurlar.
Bakın kıymetli şairimize neler yapmışız?
Ama gelecek yazıda.

Yazının linki http://www.habervaktim.com/yazar/64109/akifi-yasarken-yok-saydilar-1.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder