2 Mart 2011 Çarşamba

Merhum Erbakan Hoca’dan Sayın Başbakan’a vasiyet

 
Yazımızda birkaç satırla değinip geçmiştik.
İnternet medyasının dikkatini çekmiş, aradılar...
“Merhum Erbakan Hoca’dan Sayın Erdoğan’a vasiyet” meselesi.
Vefatından birkaç ay evvel Saadet Partisi Genel Merkezi’nde yemek yerken, Hocama “Kıbrıs’tan geldiğimi” söylemiştim...
“Öyle miiii?” diyerek ilgisini belli eden Hocam, oraların son durumuna ilişkin tespitlerimi aktarmamı istemişti.
Merhum Hocama naçizâne aktardıklarımı özetleyecek olursam:
1- Kıbrıs’ta İslam’a giden bütün yollar hâlâ kapalı. Kur’an öğretmeye kalkan, “Din İşleri Başkanı” da olsa mahkeme mahkeme süründürülüyor.
2- Üniformalı bürokrasinin yoğun baskısı var. Bir takım tipler, Kur’an öğretmeye gayret edenleri jurnalliyor. Polise bir emir, baskın... Savcılık... Böyle bir baskı zinciri var.
3- Kıbrıs’a gitmemden kısa bir süre önce Kur’an eğitimi verilen bir eve baskın yapmışlar. Öğretenler bir yana, öğrenme çabasındaki çocukları bile karakola götürmüşler. Çocuklar perişan olmuş.
4- İslami faaliyetlere böylesine baskı uygulanırken, Bahailer merkezlerde alabildiğine propaganda yapıyor. Misyonerler çatır çatır muharref kitap dağıtıyor.
5- Siyonistlerin yayın organı Şalom geçtiğimiz günlerde, “Kıbrıs’taki Yahudi Yerleşiminin” nasıl hızla ilerlediğini gösteren bir manşet habere yer verdi. Adamlar kıyama kalkmış durumda yani.
6- Kıbrıs’ta Tatlısu Bölgesi’nde iyi bir belediye başkanı var, adı Hayri Orçan. Ona gittim, kıyı şeridimizi olduğu gibi, “Tel Aviv’de mukim” Yahudiler kapmış.
7- Ada’daki Siyonist yerleşimin boyutlarına dair raporlar, Türkiye’nin en yetkili kurumlarına ulaştırılmış durumda. Ama ilgilenen yok.
8- Ada’da her zaman olduğu gibi “Köpekler serbest taşlar bağlı!!!”
9- Sekiz yıllık kesintisiz eğitim yüzünden zât-ı âlinizin büyük güç verdiği İmam Hatip Ortaokulları kapanınca, Kıbrıs’taki kardeşlerimizin çocuklarını Anadolu’muza gönderip, İmam Hatip okutma imkanı da kalmadı. Kur’an öğretmeye çalışan az sayıdaki Müslüman engelleniyor ve Anadolu yolları böylesine kapatılmış durumda.
10- Türk genci, sabahın beşinde yollara düşüp Rum tarafına geçiyor. Kendi tarafında güzel işlerde çalışmaktansa Rum’a temizlikçilik yapmayı tercih ediyor!!!
11- Böyle giderse Hocam, Türkiye Kıbrıs’ı tutamaz!!!

Hocam, konuşmamı en ufak bir müdahalede bulunmaksızın tâkip ettikten sonra...
Şunları söyledi:
“Bu senin yaptığın en büyük cihat. Kıbrıs’ın bu ülke için ne kadar hayati öneme sahip olduğunu bilen ve Siyonizm’in Ada’ya ilişkin hesaplarının şuurunda olan gazetecilere ihtiyacımız var.
Ben Kıbrıs’ta İmam Hatip açmak için çok uğraştım.
Ama, büyük engeller çıkartıldı.
Şimdi, böyle bir engel olmaz...”

Hocam, gözlerini gözlerimin içine kilitleyerek dedi ki sonra:
“Tayyip evladımız bu konularda samimidir. Oraya İmam Hatip yaptırtmak ister. Buna gücü de yeter. Aman bu işin üzerinde dur, kendisine bu işin önemini hatırlat!!!”

Merhum Hocamdan ayrıldıktan sonra, bu konuda bir dizi haber yaptım.
Sayın Başbakan’a gazetem aracılığı ile çağrıda bulundum.
Köşe yazılarımda bu konuya ağırlık verdim, bazı dergilerde “misafir yazar” olarak makale yazmam istendiğinde bu konuyu öne çıkarttım.
Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Faruk Çelik’le görüşüp, bu konuda Sayın Başbakan’la birlikte bir çalışma yapmalarının önemine dikkat çektim.
Sağolsun ilgi gösterdi.
İmkânı olan bazı hayırsever arkadaşlarla görüştüm; hükümetten bir adım geldiği takdirde ellerini taşın altına koymaktan çekinmeyeceklerini belirttiler.

Hocam’ın vasiyeti;
Kıbrıs’a bir tane olsun İmam Hatip...
Allah rızası için!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder