2 Mart 2011 Çarşamba

Rakılı Uğurlama

Türkiye' deki gazetecilik anlayışına bakın.
Erbakan'ın cenaze töreni sırasında yazıldığı anlaşılan bir yazı dün gazetede yayınlandı. Başlığında da "Erbakan'ın masasında duran rakı kadehi" sözcükleri vardı.
Yazar, geçmişte ne kadar büyük bir iş yaptığını anlatıyor...
Haber manşetlikmiş!
Yapılan iş son derece büyükmüş!
Çünkü, çok eski bir fotoğraf ortaya çıkmış.
Bürokratlığı ya da siyasete ilk girdiği günlerde çekildiği anlaşılan bir fotoğrafta, Erbakan yemek masasındaymış. Önünde de rakı kadehi varmış!
Ne var bunda? Bunun neresi haber?
Erbakan'ın geçmişine, yaşantısına ve siyasetteki misyonuna bakıldığında, belli ki o kadeh başkasına ait. Bu konuda bir tartışma açmak bile yanlış. Zaten aksini iddia eden "Hayır, Erbakan içki içiyordu" diyen de yok.
Demek ki...
O çok önemsenen "manşetlik" denilen fotoğrafın yeri normal şartlarda çöp tenekesi.
Ben olsam bunu yapardım. Bir köşeye atardım!

***

Devam edelim...
O fotoğraf başka türlü de değerlendirilebilirdi. Erbakan'a sempati ile bakan bir yazar, fotoğraftan yola çıkarak, "Gördünüz mü" diyebilirdi: "Siz, Hoca'nın başkalarına hayat biçimi dayatmaya çalıştığını iddia ediyorsunuz. Ama bu fotoğraf durumun öyle olmadığını gösteriyor. Erbakan, öylesine hoş görülü ki, başkalarının hayat tarzına hiç karışmıyor.
Masasında rakı içen insanlarla yan yana yemek yiyor."
Bu yorum Erbakan'a destek koksa da yanlış olmazdı.
O fotoğraftan yola çıkarak yapılacak en etik dışı iş, Erbakan'ı suçlamak olurdu! "Erbakan'ın masasında duran rakı kadehi" başlıklı yazıyı kaleme alan yazar, buna yakın bir iş yapmış!
Bunu da marifetmiş gibi anlatıyor!
***

Önce, birinin içip içmemesinin umurunda olmadığını yazıyor. Ardından da sözü Erbakan'a bağlıyor: "Erbakan Hoca, içki meselesini sadece bir inanç meselesi olarak görmemiş, siyasetin temel taşlarından biri haline getirmişti."
Bu yüzden de Erbakan'ın önünde rakı kadehinin bulunmasının "haber olduğu" yorumunu yapıyor.
Hani, "Olur da bu kadarı olmaz" derler ya...
Bu yorum da aynen öyle. Yazar, karıştırmış herhalde. Bu ülkede siyaseti de laikliği de rakı şişesinin içine hapsedenler, hep başkaları oldu.
Dün, bazı generaller Erbakan'ın verdiği yemekte rakı kadehini kaldırıp "laiklik" mesajları veriyorlardı. Bugün de toplanan kalabalıklar içki içip, "cumhuriyete bağlılıklarını" ortaya koyuyorlar.
Tıpkı, bir rakı kadehi ile günlerce uğraşıp, "büyük iş yaptığını" sanan ve bunu da yazabilen yazar gibi!
***

Yazar, meslek etiği açısından son derece yanlış olan bir davranışı, öylesine ballandıra ballandıra anlatmış ki... Hayret etmemek elde değil!
Son derece cesur bir metin kaleme aldığından bahsediyor: "Erbakan'ın gençlik fotoğrafının önünde masada duran rakı kadehi kimindi? Erbakan'ın mı bir başkasının mı?"
Kimse kusura bakmasın, kimse darılmasın, ama bunun adına "mesleğini kötüye kullanıp, kelime oyunu yaparak bir başkasının kişilik haklarına saldırı" denir.
Ne yazık ki günümüzde bu tür davranışlar "gazetecilik başarısı" gibi gösterilebiliyor.
Yazık, gerçekten çok yazık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder