27 Eylül 2010 Pazartesi

Hz. Muhammed ve Türkler


hasandemir54@hotmail.com

Kırk yılını, “Hz. Peygamber’in Hadislerinde Türkler” bahsine vakfetmiş Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı aynı isimli eserinin “Osmanlı Türkleri” bölümünde, “İşte Hz. Peygamber’in Sahabeden Yüseyr b. Câbir’den gelen uzun bir hadisi ve o hadiste tasvir ettiği savaş sahneleri” dedikten sonra, “Müslümanların koca bir Haçlı zihniyetine karşı yaptıkları” bir harbi anlatan o ünlü Hadisi nakleder:
“İşte o harplerinizde Müslümanlar ölüm için bir öncü fırka kuracak, ta gece aralarına girinceye kadar çarpışacak, hiçbir taraf galip gelemeyecek ve öncü fırkalar bitecektir. Daha sonra Müslümanlar ölüm için tekrar bir öncü fırkası daha kuracak, gece aralarını ayırıncaya kadar çarpışacak, onlar da, bunlar da, hiçbiri galip gelemeyecek, bu fırka da bitecektir. Daha sonra Müslümanlar ölüm için yine bir öncü fırka teşkil edecek, öyle ki galip gelmedikçe geri dönmeyecekler ve akşama kadar çarpışacaklardır. Nihayet onlar da bunlar da geri dönmeyecek, hiçbiri galip gelemeyecektir.

Dördüncü gün gelince düşmanlara karşı ehl-i İslâm’ın geride kalan askerleri ilerleyecek, Allah düşmanlarını yenilgiye uğratacak ve onlar düşmanları misli görülmemiş bir şekilde tepeleyeceklerdir. Bir babanın yüz oğlu olsa bile bu harpten sonra bir kişinin sağ kaldığını görecektir. Şu halde hangi ganimete sevinecek veyahut hangi miras taksim edilecektir. (Bu harplerin sonucu askerin eline miras ve ganimet geçmeyecektir) Onlar bu halde iken aniden bundan daha büyük bir musibet işitecekler ve kendilerine Deccal’ın çıktığı haberi gelecektir.”
Bu hadis, hadis kitaplarının Kıyamet bölümlerinde yer almakta ve Müslümanların Haçlı taifesi ile yapacakları bu savaşı, savaşa daha bin 200 yıl varken anlatmaktadır.
Zekeriya Hoca hadisin hangi savaşı kastettiğini şu cümlelerle açıklar:
“Peygamber’in bu uzun hadisinde dile getirdiği kanlı harpler, daha sonra Çanakkale’de cereyan eden o meşum kanlı harplerle karşılaştırıldığında bundan asıl maksadın Hz. Peygamber’in Çanakkale’de bir avuç Müslüman Türk’ün Bizans’a, bundan daha da öte, koca bir haçlı zihniyetine karşı, İslâm namına kanı ile yazdıkları o ilâhi destandan başka bir şey olmadığı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.”
Hz. Peygamberimizin bu hadisinden habersiz Mustafa Kemal sanki Peygamber diliyle Çanakkale’de yaşananları bakınız nasıl nakleder:
“- Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı vak’asını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak... Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikinciler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile getirmiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim, cennete girmeğe hazırlanıyorlar. Bilmeyenler Kelime-i Şehadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”
                    
* * *

Rabbim Peygamberimizin şefaatini ihsan buyursun, Atatürk’e ve cümle ceddimize rahmet eylesin.Hocamızın eserini temin etmek isteyenler (0332) 350 82 96 numaralı telefondan yararlanabilirler; iyi de ederler.

Bu yazı 
http://www.tumkoseyazilari.com/yazar/hasan-demir/27-09-2010-hz-muhammed-ve-turkler.html
linkinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder