27 Eylül 2010 Pazartesi

Türban ve Ötesi

Marmara Üniveritesinden öğretim üyesi dostumuz arıyor:
- Türban yasağının uygulandığı tek üniversite bizimkiydi, diyor, bizde de rektörün değişmesiyle birlikte yasak kalktı... Artık türbanlı öğrenciler hem kapuse hem sınıflara girebiliyor...
Ortada Kemal Kılıçdaroğlu’nun çözmesi gereken bir sorun kalmadı. Ne var ki CHP Genel Başkanı bu konuda hala ısrarlı.
Aynı azimle “Anayasayı değiştirelim” çabasına da girmiş bulunuyor. Sanki demokratikleşme AKP’nin umurundaymış, sanki AKP çoğunluğuyla yapılacak bir anayasaya CHP’nin görüşleri sokulabilirmiş gibi...
Güncel onca sorun ise nedense CHP’nin ilgi alanına girmiyor.
Örneğin 800 bin memur adayı şu sırada kopya skandallarına sahne olan KPSS ile boğuşuyor. Doktorlar TUS bunalımında.
Türkiye’nin sınav sistemi çöktü. Gençler yalnız bırakıldı.
Ege’de çevre protestoları aldı başını gidiyor.
HES’ler yurt çapında tepkilere yol açıyor...
CHP bu konularda da sessiz.
Telefonlar dinleniyor...
Son olarak Deniz Baykal veya Hanefi Avcı vakasında görüldüğü gibi... Hoşa gitmeyen kimi kişiler ses kayıtları ve kasetlerle vuruluyor...

CHP hesap sormazsa bu konularda iktidardan kim hesap soracak?
Öte yanda seçime 9 ay kalmış... Vatandaş CHP’den iktidar programı, projeler, vaatler duymak istiyor...
Ne var ki Genel Başkan’ın söyleminde “Biz iktidara gelince” diye başlayan cümleler giderek azalıyor.
Kılıçdaroğlu sadece AKP’yle birlikte türbanı çözmek, Anayasa’yı birlikte değiştirmek hevesinde..
AKP’ye destek konusundaki bu gayretin sebebi doğrusu merak ediliyor...

Soru: Yandaş basın Hanefi Avcı’ya karşı yaylım ateşini neden geciktirdi?
Yanıt: Elde hazır mühimmat bulunmayınca tedarik etmek zaman aldı...
H. Ertem

Hillary Clinton, Abdullah Gül’ün yanında ruj sürerek ne mesajı verdi?
ABD’nin Türkiye’yi öpmeye devam edeceği mesajını...
Gülhan Elmas


Yürümek de yasak
Tutuklu Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği TAYAD “Hasta Tutsaklara Özgürlük, Tecritte Sohbet Hakkının Uygulanması” gibi taleplerle İstanbul’dan Ankara’ya bir yürüyüş düzenledi. Hapishanedeki insanların sağlık sorunları artıyor, tecrit sorunu verilen sözlere rağmen çözülmüyor. Amaç kamuoyunun dikkatlerini bu konulara çekmekti. Ne mi oldu? Elli dolayındaki yürüyüşçü önce Sakarya’da saldırıya uğradılar, sonra Düzce’de, sonra Bolu’da...
Bir yürüyüşçü anlatıyor:
“Geçeceğimiz yol güzergâhı boyunca ‘bunlar terörist, bunlar vatan haini’ gibi söylemlerle halkı kışkırtan ve kontrgerilla faaliyeti yürüten devlet görevlileri vardı. Linç güruhunu kesinlikle durdurmaya çalışmadılar. Güvenlik gerekçesi bahane edilerek işkence ve dayakla zorla çevik kuvvet otobüsüne bindirildik. Bu durumu protesto ederken dışarıdan biber gazı sıkıldı. Polislerin maskesi olduğundan etkilenmediler. Bizler zehirlendik.”
Bu ülkede bir basit demokratik hakkın kullanılması işte böyle oluyor...

Zübeyde Hanım...
Ankara Sıhhıye’deki Zübeyde Hanım Anadolu Kız Meslek Lisesi’nin bahçesindeki Zübeyde Hanım’ın büstü ortadan kayboldu. CHP’li Yılmaz Ateş’in olayın peşine düştüğünü yazmıştık. Yılmaz Ateş okul müdürüne ne yapmayı düşündüklerini sormuş. “Bizi aşar, Milli Eğitim bilir” yanıtını almış. Milli Eğitim İlçe Şube Müdürü ise arandığında “Gereği yapılacak” demiş. Lastikli bir cevap...
Türk Kadınlar Birliği eski Başkanı Günseli Özkaya telefonda...
“O büstü 1964 yılında biz o bahçeye koymuştuk, diyor, paramız yoktu, ünlü sanatçı Zühtü Müridoğlu’ndan rica ettik, bize bu büstü parasız yaptı. Ankara Belediyesi’nin bir birimi büstün dikilmesine itirazda bulunmuştu. O yüzden okul müdiresi ile anlaşıp gece vakti yerleştirdik. Kitabesine ‘Türk analarının en büyüğüne’ yazdık. Açılışa hem Başbakan İsmet İnönü hem de AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala gelmişti. Çok görkemli bir açılış oldu... Mersin gibi bazı illerden de büst istediler. Kalıbını çıkarıp gönderdik. Bugün istenirse o illerden büstün kopyasını bulup yenisini yapmak mümkündür...”
Günseli Özkaya büstle ilgili Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya bir mektup yazmaya hazırlanıyordu. Umarız faydası olur...

* “İnsanlarda düşünce tembelliği oldukça bizim sırtımız yere gelmez.”
Goebbels


Pera Palas...
Pera Palas büyük bir onarımdan geçirilerek açıldı... Acaba iç dekorasyonda tarihi çizgiler korundu mu? Aslında sadık kalındı mı? En kısa zamanda oteli gezip göreceğiz... Ancak dün açılış fotoğrafına bakarken dikkatimizi çekti... Kapının iki yanında “Pera Palace Hotel” yazılı. Otelin Osmanlı dönemindeki adı buydu. Ancak Cumhuriyet dönemindeki fotoğraflara bakılırsa görülür.. Kapının iki yanında “Pera Palas Oteli” yazardı.
Pera Palace Hotel nereden çıktı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder