19 Eylül 2010 Pazar

Kimse yazamıyor, ben yazayım...

Bu Pazar size Türk medyasının hali pür melalini gözler önüne seren bir olayı bütün boyutları ile tekrar dikkatinize sunmaya çalışacağım!
Tekrar diyorum zira daha önce bu konuyu sadece bendeniz gündeme getirdi lakin heyhaaaat yaşanan bu çirkinliğe bırakın kendini demokrat diye satanlar, bizatihi olayın mağduru olan yazar bile özel gerekçelerle tepki göstermedi ya da
gösteremedi!

Türkiye’nin Hyde Park’ı!Efendim 4 ayrı televizyon kanalında
12 yıl aralıksız haber programı yaptığım için yakından biliyorum, bu ülkede siyasi haber-tartışma programları yayınlandığı gün genelde en çok izlenen ilk yüz programa ya giremezler ya da 70’den sonra yer bulurlar.
Öyle olduğu için yani izlenme oranı düşüklüğünden bu programların hiç biri, popüler kanallarda Prime-Time dediğimiz 20.00-23.00 saatleri arasında yer bulmaz.
Haber kanallarındaki bu tür programlar ise klasmana pek giremezler yani en çok izlenen 100 programa nadiren girerler.
Bu genel bilgiyi sunduktan sonra bir programdan söz edeceğim.
Adı: Her Açıdan..
Hatırlayacaksınız Star Televizyonunda Pazar günleri öğle saatlerinde yayınlanıyordu.
Programı hazırlayan ya da sunan Vatan Gazetesi yazarı Ruhat Mengi’ydi.
İşte bu program Ruhat Hanımın acemiliklerine rağmen istisnasız her hafta en çok izlenen 10 programın arasına giriyordu!
Programın çok izlenme sebebi ise Ruhat Hanım’ın iyi konu ve konu seçmesinden ziyade AKP’ye muhalif olmasıydı!
Star TV’deki bu program AKP karşıtları için adeta Türkiye’deki Hyde Park’tı.
Malum Hyde Park’ın İngiltere’deki bir başka adı da Demokrasi Parkı’dır ve herkes orada kendini boşaltır.

Teslim olma tutanağı!Bilmeyenler için hatırlatalım, klasmana yani izlenilirlikte ilk ona girmek demek ona paralel olarak yoğun reklam almak
demektir.
Masrafsız böyle bir programın ilan ya da reklam alması ise TV yönetici ve patronlarının arayıp da bulamadığı bir şeydir!
Evet parasal açıdan böylesine verimli olan program sezon bitmeden, üstelik referandum gibi önemli bir sürecin hemen arefesinde birden sonlandırıldı!
Peki nasıl mı oldu bu kaldırılma olayı?.
Aydın Doğan gibi bir medya patronu, para ve prestij kazandıran bu programı yayında tutamadı!
Perde arkası mı?
Daha önce yazdım, yine yazayım!
Malum Aydın Doğan vergi cezaları sebebiyle kıskaçta!
Dahası, Petrol Ofisi gibi dev bir şirkete sahip ve onun doğal olarak idareyle işleri oluyor!
Keza Ceyhan’da rafineri kurmak istiyor ve yıllardır izin alamıyor!
Grup aynı zamanda sigorta işinde .
Buradan hareketle Doğan, hükümete mahkûm!
Aydın Bey baktı ki olmayacak iki büyük kızı ve damadını Ankara’ya devletlulara göndererek amiyane tabirle teslim olma tutanağını imzalattı.

İki temel şart!Anlaşmanın öncelikli şartlarından biri Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet Genel Yayın Müdürlüğü’nden gönderilmesi, ikincisi de Star TV’deki Ruhat Mengi’nin geniş bir kitleye ulaşan Her Açıdan programının yayından kaldırılmasıydı.
Bu anlaşmaya aynen uyuldu yani verilen sözler yerine getirildi.
Tam bu noktada soralım:
Hadi Ertuğrul Özkök’ün buyrukla işine son verildiği kanıtlanamaz diyelim peki ya Ruhat Mengi’nin programı!
Yahu bu programın maliyeti ve reytingi ortada!
Masrafı olmayan ve altın yumurtlayan tavuk misali olan böyle bir program nasıl yayından kalkar?
Hayır ortada program yapımcısı Ruhat Hanımla ilgili kişisel bir şey, olumsuzluk da yok, zira Ruhat Mengi halen yine Doğan Grubu’nun Vatan gazetesinde yazarlık
yapıyor!
Açık ve net olarak görülüyor ki bu bir susturma ya da operasyondur!
Ve hazindir ki bu operasyon ya da ceberutluğa tek bir yazar kalem oynatamadı!

Sözde liberaller nerede?Düşünün Doğan Grubu’nun yazarları ve hatta Ruhat Hanım’ın kendisi bile Necati Doğru misali işini yani yazarlığı kaybetmemek için bu korkunç rezilliği sineye
çektiler!
Dinciye ve biadcı tayfaya sormam ama peki ya kendini insanlığa adamış gibi satan sözde liberaller?
Hiç biri bir kelime olsun yazmadılar ki onların Mehmet Altan gibileri o programda Ruhat Hanım’ın pek kıymetlileriydi!
Söyleyin bana kim bu ülkede bırakın gerçeğini, vasat bir demokrasinin olduğunu söyleyebilir?
Tayyip Erdoğan 2002’de medya patronlarının gazetecilik dışında asla başka işi olmayacak diye söz verdi ama baktı ki işleri olursa emrine giriyorlar bu taahhüdünü hemen unutuverdi.
Diyeceksiniz ki, ama efendim halk iradesi ve yüzde 58 de ortada!
Böylesine baskı ve karartmaların olduğu bir zeminde irade nasıl doğru tecelli eder söyler misiniz?

Halka anlatmadılar!Peki buna rağmen muhalefete niçin mi sitem ediyorum?
Bütün bu rezillikleri bir bir halka anlatmadıkları için!
Onca ikaz ve yönlendirmelerimize rağmen hangi muhalefet önderi her gün ayrı bir rezilliği örnekleyerek halka anlattı?
Son söz çok bilineni tekrar olacak ama olsun hakikat tektir:
Susma, sustukça sıra sana da gelecek!
Bana bir şey olmaz, tam siperim diyenlerle yakında görüşürüz!
Sünepeler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder