9 Eylül 2011 Cuma

Olanların anlamı

10 Eylül 2011 Cumartesi
İsrail’le ilişkilerimiz tartışma konusu ve bunun Mavi Marmara gemisindeki olaylardan kaynaklandığı söyleniyor. Siyaseti güncel olaylarla değerlendirmek, söylenen ve yapılanlardan sonuç çıkarmak yerine dünyayı yönlendiren güçlerin politikalarının ne olduğunu anlamaya çalışmak daha faydalı olabilir.
17 Şubat 1991’de Yeni Yüzyıl Dergisi’nde çıkan söyleşimden bir bölümü aktarmak istiyorum. İsrail’in olaylarda nasıl bir rol oynayabileceği hakkındaki bir soruya şu cevabı veriyorum ve sözlerim gardiyan ve çoban ara başlığıyla yayınlanıyor.


Mahir Kaynak: İsrail olmaz. İsrail Araplarla düşmanlık yaratacak bir güç. Jandarmalık yapabilir sadece. Türkiye’ye yaptırılacağını söylediğiniz jandarmalık, mahiyet itibariyle son derece farklı. Araplarla bizim aramızda kan davası çıkmasına gerek yok. Süveyş Kanalı’nın doğusunda Araplarla bizim aramızda sorun çıkmaz. Batısı ile çıkar. Orayı ABD zaten Avrupa’ya terk etmiş durumda. Süveyş’in doğusunda güç yok. Irak’ın siyasi bütünlüğü ortadan kalkacak. Türkiye’ye direnmesi söz konusu olmayacak.

- Irak nasıl parçalanacak?

- Baştan beri senaryom şu: Arap olan ve olmayan uluslar bölünecek. Araplar ayrı, Kürt ve Türkler ayrı. Türkiye’nin himayesinde veya garantörlüğünde bir Kürt-Türk devleti, bunların iç içe olması Türkiye ile ilişkiler bakımından iyi olacaktır.

Gelişmelerin bu yönde olup olmayacağını göreceğiz. Ancak İsrail’in bölgeye şekil vereceğini söylemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Asıl aktör ABD’dir ve İsrail onun politikalarının uygulanmasını sağlamaktadır. ABD yok olursa İsrail yok olur ama İsrail’in yok olması ABD’yi etkilemez. ABD’deki etkinliği biraz da abartılan Yahudilerin ABD’yi İsrail’e feda edeceğini de sanmıyorum. İsrail bölgedeki İslam topluluklarına düşman rolü oynamak üzere görevlendirilmişti ve bu rolü başarıyla yaptı. İlginç olan hem ABD ile İsrail’i bir bütün saymak hem de İslam ülkelerinin ABD ile dost olmasıydı ve bunda bir çelişki olduğu düşünülmedi.

Günümüzde Süveyş’in doğusunda Türkiye’nin etkin olması düşünüldüğü için İsrail ile olan yakınlığını sürdüremezdi. Bölgedeki sorunlarla ilgilenecek ve Arapların yanında yer alacaktık. Geçmişte İsrail ile çatışmanın bir simgesi olarak kullanılan Filistin İsrail çatışmasına gerek kalmamıştı.

PKK bölgeyi şekillendiren güçler tarafından Kürt kimliğinin kabul edilmesi amacıyla kullanıldı. Şimdi çözülecek sorun Araplarla bir arada yaşaması imkansız hale gelen Kuzey Irak’ın geleceğidir.. Bağımsız olmaları ne ekonomik ne de siyasi açıdan mümkün değildir. Bölge dışındaki bir ülkenin himayesi söz konusu olamaz. Bu durumda onu çevreleyen tüm ülkeler hami devlete düşman olurlar ve kimse böyle bir kaybı göze alamaz. Son zamanlarda artan terör olayları halkı tahrik ederek Kürtlerle aralarında bir düşmanlık duygusu yaratmaktır. BDP belirleyen değil yazılan senaryoyu oynayan konumundadır ve fazla endişeye gerek yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder