15 Eylül 2011 Perşembe

Kürt sorununa farklı bir bakış

Türkiye bölgede yıldızı parlayan bir ülke.. Ekonomisi, savunması, hukuk düzeni giderek güçleniyor..
Bölgede kaybeden taraf İsrail..
Türkiye İslam birliğini, adaleti, barışı ve özgürlüğü savunmak durumunda ve başarısı buna bağlı..
Peki PKK ne yapıyor, ya da BDP, KCK?. Rüzgara karşı yürümeye çalışıyor..
Oysa Türkiye Kürtler, Kürtler Türkiye için bir şans olabilir. Kürt sorununu barışçı ve kalıcı bir şekilde çözen bir Türkiye, benzer sorunların yaşandığı ülkeler için bir model oluşturacaktır..
Türkiye’yi arkasına alan Kürtler ise bu başarının ortağı olacak. Bölgedeki, Kürt oluşumları için güçlü bir model olacaktır..
Türklerin ve Kürtlerin birbirine karşı kazanacak bir zaferleri yok aslında. Birlikte kazanacakları tek bir zafer var..

Türkiye yüzünü toplumun inanç, tarih, kültür ve geleneğine dönüyor. Türkiye kendi derin devleti ile hesaplaşıyor, BDP yüzünü 19. YY sonlarında oluşan kavram ve kurumlara. Kendi derin örgütü savunuyor. Biz “Tek adam”dan, kurtarıcı önderlikten kurtulmaya çalışıyoruz, BDP kendi tek adamı peşinde.. BDP’nin metodik olarak CHP’den ne farkı var! BDP bir Kürt CHP’si.. Laikçi, Kürt ulusçuluğu peşinde. Dinde reform planları yapan, korkutma, caydırma, bastırma, terör ve şiddeti siyaset enstrümanı olarak meşrulaştırmaya çalışan bir hareket görünümünde.
BDP’liler metodik anlamda Kemalist.. Bir çağdaşlaştırma projesi. İktidarı silah zoruyla ele geçirerek, eğitimi bir dönüştürme programı olarak gören, resmi tarih ve resmi ideoloji makası içinde dönüştürülen bir halk programı. Türkiye’deki Kürt hareketi, sol bir harekettir aslında.. Kürt sağı yok gibi.
Aslında BDP’nin ciddi bir siyasi programı olduğunu sanmıyorum.. Mesela diğer illerdeki Kürtler ne olacak? Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerdeki Türkler, Araplar, Süryaniler, Keldaniler, Ezdiler?.
Zazalar ne olacak mesela?
Kürt olduğu halde ayrılıkçı olmayanlar?..
Türkler ve Araplarla akrabalık bağı olan Kürtler ne olacak?
Bana kalırsa Anadolu halkları etle tırnak gibidir..
Kürtlerin Alevisi-Sünnisi, Gurmançosu, Soranisi, İran Kürdü, Irak Kürdü, Türkiye Kürdü, Suriye Kürdü ile kendi içinde çoğul bir karaktere sahiptir aslında.
Kürtlerin kendi içlerindeki ideolojik, politik farklılıkları var elbette.. Milliyetçisi de olacak liberali de, dindarı da olacak laikçisi de, zengini de olacak fakiri de..
Irak Kürtleri daha feodal. Anadolu’da mesela güçlü bir medrese geleneği var.. Kürtler arasında güçlü bir ümmetçi kanat var..
İsrail’le işbirliği yapan, Rusya, Yunanistan, Ermenistan ve Azerbaycan’dan destek arayan, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere ile pazarlık yaparak mevzi kazanmaya çalışan bir Kürt hareketinin bırakın uzun vadeyi, orta vadede bile varolması mümkün değil.
Türk Yahudisi de var, Kürt Yahudisi de.
Birilerinin hayal ettiği Kürt devleti İslam Konferansı’na üye olmayacak mı? Kim destek verecek bu ekibe?.
İran, Türkiye, Irak arasına sıkışmış bir coğrafya düşünün.. Uluslararası bağlantı noktasında çıkış kapısı neresi olacak?. Türkiye değilse, Suriye mi, İran mı? Irak’tan körfeze açılan kapı bugünkünden daha fazla açılabilir mi? Bütün komşuları ile kavgalı bir Kürt coğrafyası halkına ne kadar barış, özgürlük ve refah sağlayabilir!
Kürtler ne yapacaksa Türkiye ile yapacak. Türkiye de, kendi Kürtleri ile anlaşmadan bölgede bu konuda kalıcı bir çözüm mümkün değil..
Kürtler, bugün Irak’ta ABD’nin gözetiminde göreceli bir statü kazanmışlardır.. Kürtleri Talabani ve Barzani aşireti temsil etmektedir.. PKK seküler, feodalizme karşı bir harekettir..
Eğer bugün Türkiye Kürtleri kendi haline bıraksa, Talabani ve Barzani’nin PKK’ya karşı tavrı Türkiye’nin tavrından daha yumuşak olmayacaktır.. Talabani ve Barzani de bunun farkında olduğu için PKK’ya destek vermemekte, çözümü Türkiye ile işbirliğinde görmektedir.
PKK, Türkiye’den intikam almak isteyen İsrail’le işbirliği yaparak Türkiye’ye karşı terörist eylemlerde bulunacak olursa, en azından İsrail’in bu karanlık intikam planına alet olacak olursa bu durumda Kürt halkının desteğini kaybetmenin ötesinde Türkiye’nin İsrail’e öfkesinin faturasını ödemek durumunda da kalabilir.
İsrail, Türkiye’ye karşı Ermeni ve Kürt kozunu kullanmak istiyor. Bunu görüyoruz.. BDP, PKK, KCK, her neyse ve kimse bunlar, kimlerle masaya oturduklarını ve bu işin sonunda ödenecek bedeli görmeleri gerekir..
Bana kalırsa Kürt halkı, bu meseleyi ilk kez bu gözle görmektedir ve İsrail’in Kürt kartını kullanma konusundaki istekliliği, bölgedeki Müslüman Kürt halkı için ilk kez bu kadar can yakıcı bir hal almaktadır. Hele hele Ermenistan’la birlikte Kürt projesinde, Türklere karşı İsrail’in yanında yer alınıyormuş görüntüsü, Müslüman Kürt çoğunluk için kabul edilebilir bir durum değildir.
Türkiye’nin de teröre karşı tavrını sürdürürken, hak ve özgürlükler konusunda MHP’nin ve ulusalcı çevrelerin açılıma karşı kampanyalarına papuç bırakmadan yoluna devam etmelidir..
Ne Türk zulmü, ne Kürt zulmü.. Yaşasın adalet, yaşasın barış ve yaşasın özgürlük.
Erdoğan BM’de sadece Türkler adına değil, bölge halkları, Türkler, Kürtler, hepimiz adına orada olacak..
Aynı aile içinde kardeşler arasında bile görüş farklılıkları olurken, PKK, BDP, KCK gibi yapılar içinde de çok farklı görüşlere sahip insanlar mutlaka vardır. Ankara’da da öyle değil mi? CHP içinde kaç farklı görüş var?. Kürtler de Türkler de kendi içinde çoğul. İslam dünyası Türkiye’nin yanında iken, Ermeni militanlarla birlikte İsrail’in yanında onların tetikçiliği ile kendine siyaset alanı açma iddiası kime ne kazandırabilir ki!
Türkiye de, Kürtler de, devlet de, millet de ayağımızı adalete göre uzatacağız..
Selam ve dua ile...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder