9 Eylül 2011 Cuma

Savaş bulutları ve AKP iktidarının Türkiye ile savaşı!

“Arap Baharı”, İsrail’in çıkarına değil midir? Suriye’deki rejim çökerse, ülke iç kargaşa sonucu bölünürse, bundan İsrail’in çıkar yok mudur? Dolayısıyla Arap Baharı’nı destekleyen AKP iktidarı, aslında İsrail’i desteklemiş olmuyor mu?
Hem Türkiye, füze kalkanını kimin çıkarı için kabul etti? İran füzelerine karşı yine İsrail’i korumak için değil mi?
Bu soruları sorduk ama Tayyip Erdoğan, bütün yaptıklarının İsrail’i korumak anlamına geldiğini örtmek için, “Kılıçdaroğlu İsrail’in avukatlığını yapmasın” diyerek işin içinden çıktı!

Oysa avukatlığı bir kenara bırakın, Suriye’ye cephe alarak İsrail’in hamiliğini yapan AKP iktidarı değil midir? Medyada AKP açıklamaları öne alınıyor, CHP açıklamaları ise bölük pörçük veriliyor.. Yani tam bir propaganda savaşı! Hatta tam bir yalan rüzgârı!
Herkes kendi hayatında bu tür insanlarla karşılaşmıştır. Elinden hiçbir iş gelmeyen, hiçbir fikri olmayan insan, kendi işlediği suçları başkalarına yansıtır.. Fakat AKP için bu bir alışkanlık oldu. Çünkü işledikleri suçlar, artık gizlenemez oldu.
Böyle çarpıtmalarla, kendilerini kurtaramayacaklarını biliyorlar. Bu sebeple, Türkiye’yi gereksiz bir savaşa sokmayı bile göze aldıkları anlaşılıyor.

***

Yalan üzerine kurulmuş iktidarlar, foyaları ortaya çıkmaya başlayınca ülkeyi savaşa sürüklerler ki biraz daha iş başında kalabilsinler. Fakat böylece hem kendi sonlarını hazırlarlar hem de ülkelerine büyük zarar verirler.
Dünyanın bir savaşa doğru gittiği, altın fiyatlarının artmasından belli. Uzmanlar hiçbir ekonomik kriz döneminde altın fiyatlarının bu kadar yüksek dalgalanmalarla sıçramadığını söylüyor.
Türkiye, Suriye ile sorun çıkarırken İsrail ile kontrollü bir çatışmaya sürükleniyor. Doğu Akdeniz’de İsrail ile bir çatışmaya girişmek demek, ABD’nin de bu savaşa müdahil olması için zemin hazırlamak demektir. Ondan sonra ne olacağını da akıllı insanlar görmek zorundadır.
Diğer taraftan, AKP iktidarı, Van’ı yakan ve onbinlerce Türk’ü katleden Ermenilerin torunlarını Akdamar’da ağırlamak için, Türk Milleti’nin parasını harcıyor. Bütün bunları insani amaçlarla yaptıklarını söylüyorlar. Oysa Van’ı yakan Ermenilerin torunları, “1915’te mülklerimize el konuldu” iddiasıyla ABD’de dava açıp toprak ve tazminat istiyor. AKP iktidarı, onlara da yol açıyor. Hazineye intikal etmiş gayrımenkulleri azınlık vakıflarına teslim ediyor, eş zamanlı olarak ülkenin yaylalarını bile yabancılara satabilmek için yasal zemin oluşturuyor.
Bütün bunları da “biz dindarız” propagandası ile meşrulaştırıyor. İyi de hangi İslam devleti, kendi mülkünü, Hıristiyanlara ve Yahudilere teslim etmiştir?

***

Gencer Özcan’ın “Türkiye-İsrail İlişkilerinde Dönüşüm” başlıklı incelemesinde AKP döneminde Türk-İsrail ilişkileri ele alınıyor:
- Temmuz 2003’te oluşturulan Türkiye İsrail Parlamentolararası Dostluk Grubu’na 183’ü AKP’li olmak üzere 289 parlamenter üye olmuş, grup başkanlığına AKP milletvekili Suat Kılıç seçilmiştir.
- Mayıs 2005’te MGK Genel Sekreteri Yiğit Alpogan bölgesel gelişmelere ilişkin görüşmeler yapmak üzere İsrail’e gidecektir. AKP hükümetleri döneminde gerek askeri eğitim gerekse savunma sanayii alanlarında işbirliği devam edecektir.
- Aralık 2002’de İsrail Genelkurmay Başkanı Moşe Yaalon, Temmuz 2003’te Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün karşılıklı ziyaretleri önemlidir. Ayrıca, Mayıs 2003’te THK Komutanı Cumhur Asparuk’un davetlisi olarak İHK Komutanı Dani Haloutz Ankara’yı ziyaret etmiş, Ekim 2003’te ise, THK Komutanı İbrahim Fırtına kendi kullandığı ve İsrail tarafından modernize edilen bir F-4 ile uçarak İsrail’e gitmiştir.
- Ocak 2004’te ise Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ 45 kişilik bir heyetle İsrail’i ziyaret etmiştir.
Abdullah Gül ise, Dışişleri Bakanı iken “İsrail’in güvenliği bizim birinci önceliğimizdir” yolunda sözler sarf etmiştir.
AKP iktidarı, halka “İsrail ile çatışıyoruz” gibi bir fotoğraf gösteriyor ama, aslında bu da oyunun bir parçası.. Gerçekte, AKP iktidarı, Türkiye ile savaşıyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder