2 Nisan 2011 Cumartesi

Tayyip Bey Mehmet Metiner’i belediyeden niçin kovdu?

Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olunca Mehmet Metiner’i çalışma ya da danışma ekibine katmıştı.
Nitekim Metiner bu durumu zaman zaman kendisi de danışmanıydım diyerek ortaya koyuyor.
Dahası, yazdığı kitapta da Erdoğan’la beraber çalışmasını gösteren anekdotlar var. Soru şu:
Ne oldu da Tayyip Erdoğan’la Mehmet Metiner’in o gün yolları ayrıldı?
Dün bir telefon aldım ve Mehmet Metiner’in o dönem Tayyip Erdoğan tarafından kovulduğunu dinledim.
Telefon sonrasında o kovulma olayını bilebilecek birkaç ismi aradım ve hadiseyi doğrulattım.
Evet Mehmet Metiner, Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı görevinde iken bizzat Erdoğan tarafından kapıya konmuş.
Dahası, yakın çevresine,  “Bu adamdan uzak durun”  talimatını vermiş.
Öyle ki o günden sonra Metiner ,Belediyenin kapısından içeri bile  alınmamış.
Bitmedi, o kovulma hadisesinden sonra Mehmet Metiner, ’Milli Görüş Camiası’nda boy hedefi olmuş ve istenmeyen adam olarak kabul edilmiş.
Öyle ki bu dışlama sonucu Mehmet Metiner kulvar değiştirerek DEHAP ya da benzeri PKK çizgisinde olan malum siyasi yapıya dahil olmuş ve orada yönetici olup aktif siyaset yapmış!
Tayyip Erdoğan’ın kovma gerekçesi olarak bana anlatılanlar hoş olmayan şeyler, dolayısı ile ispatı olmadığından Metiner’e haksızlık etmemek adına o iddiaları yazmıyorum.
Tam bu noktada Mehmet Metiner’e soralım:
1) Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde danışmanı olduğun doğru mudur?
2) Neden kovuldun ya da ayrıldın?
3) O ayrılma ya da kovuluştan sonra ’Milli Görüş Camiası’ndan tamamen niçin koptun?
4) PKK çizgisinde politika yapan DEHAP ya da benzeri partiye niçin girdin ve orada üst düzey yönetici oldun?
5) Tayyip Erdoğan’a son 3-4 yıl öncesine kadar niçin yaklaşamadın?
6) Çok istemene rağmen  neden AKP’den mebus adayı  olmadın?
7) Tövbeni  kabul etmesi için Erdoğan’a onlarca ismi aracı olarak gönderdiğin doğru mu?
Bu arada Mehmet Metiner’in kovulma ya da ayrılma olayının iç yüzünü muhafazakar medyada başta Ahmet Hakan Coşkun olmak üzere Fehmi Koru ve Ali Bulaç gibiler ayrıntıları ile biliyormuş. Bakalım Ahmet Hakan, Deniz Feneri’nde olduğu gibi bu konuda da susacak mıdır?
Son bir şey?
Tayyip Erdoğan’ın, bana anlatılana göre gerekçesi hoş olmayan o kovma olayından sonra Mehmet Metiner’i uçağına alması, üstünde durulması gereken en önemli husustur?
15 yıl önce Metiner’i PKK’ya itecek kadar dışlayan ve camiadan koparan Erdoğan, şimdi ne oldu da bağrını açtı acaba?
İŞLER SIRAYLA
Başbakan Kraliçe’ye niçin gitti?
Sahi bayram değil seyran değil Tayyip Erdoğan’ın kısa bir süre önce ziyaret ettiği Londra’da ne işi var?
Libya olayı diyeceğim ama Dışişleri Bakanı Davutoğlu oradaydı, dahası Libya  konusu artık NATO’nun uhdesinde.
Dikkatinizi çekiyorum bu ziyaret Tayyip Erdoğan’ın K.Irak seferinin hemen ertesinde yapıldı!
Bunun  anlamı ve önemi ne midir?
İngiltere Orta  Doğu’da haritayı çizen son devletti. Dahası, Barzani’ye göre İngiliz istihbaratı bölgede hâlâ ABD istihbaratından daha etkin!
Bir başka olgu Büyük Britanya  Paxamericana ile  bizimki gibi sanal değil gerçek bir stratejik müttefiktir. Buna ilaveten İngiltere hâlâ emperyal bir güçtür.
Evet bütün bunları göz önüne alalım ve bu  sürpriz geziyi yorumlayalım:
Birkaç yıl önce Barzani’yi kastedip, “Kabile reisi ile ne görüşeceğim” diyen Tayyip Erdoğan şimdi Barzani’nin K.Irak’ına bağımsız devlet muamelesini yapıyor ya da başka bir anlatımla Kürdistan’ı fiili olarak tanıdığını ortaya koyuyor..
Buradan hareketle Erdoğan’ın Kraliçe Elizabet’e, “Kürdistan’ı tanıyacağız” sözlü bir hediyeyi  götürdüğünü söyliyebiliriz!
Peki Erdoğan bunu niçin mi yapıyor?
Bölge ile hâlâ çok ilgili olan Britanya’ya bölgede  isim olarak müttefikiniz benim, yola benimle devam edin demek için!
Bir başka ifade ile Türkiye’de partneriniz benim demek için!
Malum  Kraliçe Türkiye bağlamında ilk fotoğrafı Abdullah Gül ile vermişti ve Ankara’ya gelerek onu kutsamıştı. İşte Erdoğan bu fotoğrafı değiştirmek istiyor ve Gül’ün yerine kendisi girmek istiyor.
Muhtemeldir ki Tayyip bey bu noktada Washington’dan da tavsiye almış ve Kraliçe’nin huzuruna o şekilde çıkmıştır.
Kraliçe ile görüşme ve hemen sonrasında Başkanlık Sistemi için referanduma gideceğiz beyanı size bir şey anlatmıyor mu?
Tayyip Erdoğan kendince içeriyi bitirdi, şimdi dışarıyı ikna ile meşgul!
AMAÇ-ARAÇ
İmamın Ordusu on binlere ulaştı!
Abdullah Gül artık uyuyamaz, zira korktuğu başına geldi. Ahmet Şık’ın İmamın Ordusu isimli araştırması internet aracılığı ile daha şimdiden on binlere ulaşmış durumda. Kitabı önceden okuyan Aydın Engin’e göre sızdırılan kitap hayali değil gerçek!
İlginç olan husus bu sızdırmanın bile soruşturmaya konu yapılması!
Merak ediyorum internetten bu kitabı indiren on binler acaba Ergenekon materyalini bulundurmaktan terörist yaftası mı yiyecek?
Eğer öyle ise birkaç tane daha Silivri’ye ihtiyaç olacak! AKP’nin yönettiği Türkiye’ye bakın, iktidar 30 bin kişinin katili Öcalan’la yeni Anayasa ve yol haritaları hazırlarken, on binler bir malumatı internet ortamında ediniyor diye terörist muamelesi görüyor.
Ondan sonra da bunlar demokrat öyle mi?
Kendileri söyler, demokrasi bunlar için tramvay, yani araçtır araç!
SIRA KİMDE?..
Ersin Özince böyle bertaraf edildi!
Ersin Özince’yi biliyorsunuz.
İş Bankası Genel Müdürüdür.
Dahası, Bankalar Birliğinin de Başkanıdır.
Özince Bankalar Birliği Başkanı sıfatı ile teknik konularda bir süredir hükümetle sürtüşüyor.
Son olarak Ali Babacan açıktan, “polisiye tedbirleri  devreye sokarız” diye tehdit edince  Ersin Bey hemen karşılık verdi: “Polis, yoksa gazeteciler gibi bankacıları da mı götürecek” dedi...
Ve bu söz Ersin Özince’nin sonu oldu.
Evet iktidarın tehdidine boyun eğmeyen Özince bu sözü etmesinin hemen ertesinde  hem İş Bankası Genel Müdürlüğünden hem de Bankalar Birliği Başkanlığından ayrılacağını duyurdu.
Söyleyin bana bu iş sizce normal midi?
Değilse Ersin Özince’nin nasıl ve kimler  tarafından bertaraf edildiği temel soru değil midir?
İşte Tayyiban faşizminden iş dünyası fotoğrafı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder