29 Nisan 2011 Cuma

Bunda eşimin suçu yok mu?

Ben 17 yıllık evliyim. Eşimle iki düşman gibi olduk artık. Ona yaklaşıp iyi davranmaya çalıştıkça o bunu istismar ediyor. 
 
Ondan görmediğim kötülük kalmadı. Başkalarının yanında bana küfretmesine artık dayanamıyorum. 2 sefer 3 çocuk için boşanmadan döndük. Bir başkasından sevgi, alaka gördüm. Onu sevmeye başladım. Bunda eşimin suçu yok mu? Ne yapmalıyım? (Rumuz: Gül)



Bir başkasını sevebilirsiniz, bir başkasına ilgi duyabilirsiniz ve nihayet bir başkasıyla evlenebilirsiniz de...
Fakat böyle bir şeye karar vermeden önce eşinizden ayrılmanız, boşanmanız gerekir. Eşinizin yaptıklarına kızarak, ondan intikam alırcasına böyle bir yola girmeniz, sizi haklı konumdan haksız konuma düşürecek.
İnsanlar nazarında da Allah katında da sorumlu hale getirecektir.
Eşinizin yaptıkları doğru değil, yanlış, bütünüyle hatalı. Hiç kimse onun yaptıklarını normal görmez, uygun bulmaz, onaylamaz ve haklı çıkarmaz.
Ama aynı duruma siz de düşerseniz, onda kınadığınızı, yadırgadığınızı, taşıyamadığınızı, dolayısıyla hazmedemediğinizi siz de yapmaya kalkışırsanız, "Tek suçlu ben miyim" demeniz sizi hiçbir zaman haklı çıkarmaz.
Birisine kızarak bir suç işleseniz, bu sizi kanun ve hakim karşısında masum gösterir mi? Mahkemede, "Bu suça beni o kişi mecbur etti" dediğinizde cezadan kurtulabilir misiniz?
Trafikte seyrediyorsunuz. Geldi birisi arabanıza çarptı. Ona kızarak siz de gidip o kişinin arabasına zarar verebilir misiniz? Vuracak olsanız, haklı iken haksız, suçsuzken suçlu duruma düşmez misiniz?
Dolayısıyla yaptığınız bu hatanın, bu yanlışın "doğruluğunu" kimseye anlatamadığınız gibi, hiç kimsenin de desteğini alamazsınız, onları yanınızda bulamazsınız.
***
Bu davranışınızın günah olduğunu da biliyorsunuz. Günaha giren kişi ondan çıkmak, kurtulmak ister, affettirmek için pişman olur, tövbe eder, devam etmez. Vicdanen rahatsız olur.
Yani kalbinizdeki imanınız böyle bir şey yapmanızı istemez. İnandığınız Allah böyle bir günahı işlemenize razı olmaz.
İnsanın imanından sonra en çok hassas olması gereken kutsalı iffetidir. İmanınızı korumak için gösterdiğiniz hassasiyetin aynısını iffetinizi korumak için de göstermek zorundasınız.
Bunun için evliliği yürütebileceğinize imkân kalmadıysa, gidersiniz, boşanma davası açarsınız, boşanırsınız. Sonra da istediğiniz bir başka kişiyle evlenirsiniz.
Üzerinizde eşlik sorumluluğunun yanında bir de annelik sorumluluğunuz var. Şimdiden çocuklarınıza kötü örnek olursanız, yarın onların yapacaklarından size de pay ve vebal düşmez mi?
Yanlış yanlışa götürmemeli, hata hataya sürüklememeli. Yanlışı gören kişi soluğu doğruda almalı, hatalı bir davranışla muhatap olan, güzel davranışlara yönlenmeli...
İnternetten tanıştığımızı ailem öğrenirse...
Ben dindar biriyim. İnternetteki paylaşımlardan dindar olduğumu anlayan biri benimle görüşmek istiyor. O da öyleymiş, benim gibi birini istiyormuş. Anladığım kadarıyla niyeti ciddi ama aileme ve çevreme bu durum nasıl açıklarım? Bizim çevrede hoş karşılanmaz, ne yapayım? Aynı şehirde yaşıyoruz. Bu durum bir artı olabilir mi? (Rumuz: Nurcan)
Sosyal paylaşım siteleri her konuda olduğu gibi, evlenecek gençlerin tanışmalarında ve görüşmelerinde de farklı bir yol olarak yaşanıyor.
Taraftar olalım veya karşı çıkalım, nasıl tavır takınırsak takınalım, bugün bazı evlilikler internet aracılığıyla tanışarak gerçekleşiyor.
Bu evlilikler içinde mutlu ve huzurlu biçimde hayatlarını devam ettirenler, kalıcı ve sürekli olanlar da mevcut.
Önemli olan, çok zor olsa da inançlarını önde tutarak, konunun edep, iffet ve hayâ ölçülerini zorlamadan yapabilmektir. Çünkü ailenin temelinde iman ve ahlak duyguları ön planda olunca yaşar, dünya ötesine geçer, sonsuz bir beraberliğe adım atılmış olur.
Aynı şehirde yaşamış olmanız önemli bir vesiledir. Tanıştığınız kişinin yakınları sizi bir yerde gördüklerini, birisinden duyduklarını söyleyerek gelip ailenizle görüşürler, size talip olurlar. Böyle bir şeyin ne yadırganacak bir yönü vardır ne de yanlış anlaşılacak bir tarafı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder