27 Nisan 2011 Çarşamba

Kılıçdaroğlu yüzde 35 alırsa şaşırmayın!

Mübalağa etmiyorum Kemal Kılıçdaroğlu’nun müthiş bir rüzgârı var.
Kılıçdaroğlu eğer referandum sürecinde Tunceli meydanında ettiği PKK’ya af sözü benzeri yeni bir gaf yapmazsa, emin olun büyük bir sürpriz yapacak.
Sakın bana anketler tersini gösteriyor demeyin!
Yayınlanan anketleri iki şekilde okumak gerekiyor.
Birincisi tamamına yakını yapay yani masa başıdır ve yönlendirme amaçlıdır.
İkinci husus ise insanların korkudan kendilerini gizlemeleridir!
Olmaz demeyin oluyor, yani toplumun bilinç altında müthiş bir ürkeklik var ve kendini ifade etmeye bile çekiniyor.
İşte size canlı bir örnek:
Herkesin yaptığı gibi bendeniz de bindiğim taksi şöförüne siyasi havayı sordum.
Dikiz aynasından bana bakan şoför soruma soruyla karşılık vererek şöyle bir diyaloga girdik:
- “Siz TGRT’den misiniz?
-On küsur sene oradaydım ama şimdi orada değilim.
-Ben de epey bir zamandır gece çalışıyorum. Bu zaman zarfında gazete okuyamıyor, televizyon seyredemiyorum.
-Siyasi havayı sormuştum, AKP hâlâ revaçta mı?
-Şeyyyy... Öyle diyorlar!
-Hâlâ mı AKP diyorlar?
-Pardon beyefendi siz TGRT’de çalıştınız AKP’li değil misiniz?
-Allah korusun!
-Öyle desene ağbi yaaaaa... Ne yalan söyliyeyim plakamı alırlar, başımıza dert açarlar diye korkuyoruz... Ahhh ağabey bu AKP var ya bu AKP?
-Evet...
-Benim gül gibi işimi elimden aldı, iflas ettim, yuvamı yıktı... Sana yemin ediyorum herkes burnundan soluyor ama korkusundan rengini belli edemiyor ama şunu iyi bil gazeteci ağabey; AKP sandığa gömülecek!
Evet sadece bu fotoğraf bile anketlerin neden yanıltıcı olduğunu gözler önüne seriyor ki hatırlayın 1989 seçimlerinde de Bedrettin Dalan anketlerde yüzde 60 görünürken seçimi
kaybetmişti.
Gelelim somut gözlemlerime:
AKP’nin en güçlü olduğu bölgeler İç Anadolu, Karadeniz ve Güneydoğu idi.
İlk verilere göre AKP Güneydoğu’da zorda, keza Karadeniz’de de erozyon içinde!
İşte size bir Karadenizli olarak yaptığım gözlemler sonrasındaki raporum:
Uçtan başlayalım:
Artvin’in iki mebusundan biri banko CHP, ikincisi ortada.
Rize’nin üç mebusundan biri ilk kez kesin CHP’de.
Trabzon’da bir olan CHP’nin ikisi
garanti.
Giresun’da bir olan CHP’nin ikisi
garanti.
Ordu’da bir olan CHP’de ikisi banko, üçüncü zorlanıyor.
Samsun’da iki olan CHP üç banko, dört hedefleniyor.
Milletvekili sayısı iki olan Sinop’ta CHP’nin bir banko ikinci bile çıkabilir.
Bir olan Zonguldak’da da iki
bankodur.
Tekrar ediyorum; aktardıklarım asla temenni değil, bölgenin nabzını çok iyi tutan kanaat önderleri ile görüşmelerim ve araştırma sonuçlarının yansımalarıdır.
Görüldüğü gibi CHP zafiyet içinde olduğu Karadeniz’de bile tabir yerinde ise şahlanmıştır ki Samsun ve Zonguldak mitingleri bunun net göstergesidir.
Karadeniz böyle ise siz Marmara,Trakya, Ege, Akdeniz ve metropolleri göz önüne getirin.
Altını çizerek yazıyorum; CHP yüzde 35’lere erişirse kimse şaşırmasın!
Peki bunun anlamı ne midir?
AKP’nin alaşağı olmasıdır!

MIZRAK-ÇUVAL
ÖSYM’yi artık savunamıyorlar!
Biliyorsunuz rezillik KPSS ile başladı.
Peşi sıra TUS imtihanında da aynı
şeyler oldu.
Ardından Polis Kolejine girişte yine benzer iddialar.
Öyle ki buradaki kopyayı rapor eden MİT elemanlarının başka bir suç icat edilerek gözaltına alındığı Erzincan Cumhuriyet eski Başsavcısının iddiasıdır.
Bitmedi, kısa zaman diliminde skandallara YGS eklendi ve 1 milyon 750 bin öğrencinin istikballeri çalındı.
Son olarak da iki gün önce Ales’teki malum yanlışlar!
Soruyorum bütün bunlar tesadüf
olabilir mi?
Belli ki sadece devletin kurumlarını değil, oraları fert fert ele geçirmek için kural ve ahlak tanımadan eleman istihdam ediyorlar!
Ama artık mızrak çuvala sığmıyor!
Dün YGS için kefilim diyen Cumhurbaşkanı Gül bile pes etmiş durumda!
Sadece o mu?
Bülent Arınç da aynı tepkileri veriyor!
Ve heyhat buna rağmen Tayyip Bey bu ÖSYM Başkanını hala yerinde tutuyor!

HODRİ MEYDAN
Kaçma, ekrana gel!
Kılıçdaroğlu meydan okuyor!
Kime mi?
Recep Tayyip Erdoğan’a!
Niçin ve nasıl mı?
Seçim öncesi ekranda tartışalım diye!
Peki Tayyip Erdoğan ne mi yapıyor?
Kaçıyor; çünkü ekrana çıksa biteceğini görüyor!
İyi ama bu nasıl demokrasi, bakın çağdaş çoğulcu sistemlerde ekran düellosu en temel yarışma yani kitleler oradaki performansa göre oy veriyor!
Realite bu, lakin Tayyip Erdoğan açısından demokrasi zaten amaç değil araç olduğu için o bu tür şeyleri takmıyor.
Peki niye mi kaçıyor?
Kendisine yani birikimine, icraatlarına ve söylemlerine güvenmiyor da ondan!
Öyle ya kendisine güvenen kaçmaz, çıkar ekrana karşısındakinin haddini bildirir!
Bir de Kasımpaşalılıktan dem vurarak sanal efelikler yapmaz mı?
Yüreğin yetiyorsa ekrana gel Tayyip Bey!

YORUM SERBEST
Jöleli, Ergenekon’un Doğan Grubu sorumlusu muydu?
İddia sahibi ben değilim Prof.Yalçın Küçük’tür.
O kim mi?
Ergenekon’un önderi olmak suçuyla halen tutuklu olan isimdir.
Yalçın Küçük Jöleli namıyla bilinen Yiğit Bulut için şunları söylüyor:
-” Bulut’la zihnen ve fikren beraberdik!
-Yemekli-yemeksiz toplantılarımıza katılırdı.
-Doğan Grubundaki bütün sırları ve son bilgileri ondan alırdık.
-Tutuklanacağını anlayınca saf değiştirdi. “
Peki Prof. Küçük bunları nerede ve ne zaman mı söyledi?
Birkaç gün önce Silivri’daki mahkemede... Medya’da çıkan haberlerin özeti bu şekilde!
Tabloyu sunuyor ve yorumu siz sevgili okurlarıma bırakıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder