5 Nisan 2011 Salı

Zor işler

Bir haftadır Suriye'deydim. Bir günlüğüne de olsa, Ürdün'e gittim. Bölgede yaşananları yakından izlemek ve Türkiye'nin bölgesel politikalarını dışarıdan görmek için ben hep böyle yaparım. Çünkü Batı kaynaklı bilgiler çoğunlukla bizi yanıltmak amacıyla üretilir ya da abartılarak servise koyulur. Örneğin El-Cezire kendi haberlerinde zaman zaman İngiliz haber ajansı Reuters'i kaynak gösterirken aynı ajans dünyaya servis ettiği haberlerinde El-Cezire'yi kaynak göstermektedir. Her ikisi de bazen 'görgü tanıklarını'  kaynak göstererek haber ve müthiş provokatif analizler yaparlar. Tunus ve Mısır'dan sonra Libya ve Suriye olaylarında bunu çok daha net görüyoruz.
Önce Libya'ya bakalım. BM Güvenlik Konseyi kararı ve NATO operasyonlarını destekleyen Ankara Kaddafi'yi kızdırdı. Ama aynı Ankara NATO'nun muhalefeti silahlandırmasına karşı çıkınca bu kez muhalefet kıyameti kopardı. El- Cezire televizyonu ise tüm Arap kamuoyunu etkileyecek şekilde sürekli bunun propagandasını yaptı. Ateşkes ve barışı sağlayacak bir Ankara hem Libya'da hem de bölgede birçok oyunu bozacaktır.

Gelelim Suriye'ye...
Başbakan Erdoğan sürekli olarak 'Başkan Esad'a demokrasi yönünde telkinlerde bulunduğunu'' söyledi. Başbakan, Londra'da da İngiliz meslektaşı Cameron'ın yanında 'Esad'ın konuşmasını yeterli bulmadığını'' söyledi. El-Cezire ve Reuters bununla ilgili haberleri sürekli verdiler ve Türkiye karşıtı bir ortam yaratmaya çalıştılar. Böyle olunca Erdoğan'ın konuşması Şam'da şoke etkisi yaptı. Erdoğan'la özel bir dostluğu olan Esad, bu konuşmalara olumlu bakmasına rağmen çevresindeki insanlar ve sokaktaki vatandaşlar Suriye'deki Müslüman Kardeşler Örgütü lideri El-Şakfa'nın İstanbul'daki basın toplantısına ki El-Cezire bunu canlı yayınladı, karşı kırgınlık ve kızgınlılarını saklamıyorlardı. Onlara göre 'Türkiye gibi stratejik dost ve müttefik bir ülke buna izin vermemeliydi''. Çünkü El-Şakfa Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun kendilerine verdiği destekten söz etmiş, Başkan Esad'ın konuşmasını yetersiz bulmuş ve Suriye halkını cuma namazı sonrasında ayaklanmaya çağırmıştı.

Oysa meclis konuşmasında önemli şeyler söylemediğine dikkat çekilen Başkan Esad ertesi gün 5 önemli komisyon kurulmasını kararlaştırmış ve bu komisyonlara 25 Nisan'a kadar süre tanımıştı. Olağanüstü halin kaldırılması, Kürtlerin isteklerinin karşılanması, son olayların bağımsız bir kurul tarafından araştırılması, yeni partiler yasasının düzenlenmesi ve son olarak çalışanların sosyal haklarının geliştirilmesiyle ilgili görevlendirilen komisyonlar, çalışma raporlarını bu hafta kurulması beklenen yeni hükümete sunmasından sonra parlamento bu konularla ilgili son kararını verecek. Yani bu sürecin tümüyle tamamlanması için insanlar maksimum iki ay bekleyecek. İki ay sonra Başkan Esad'ın sözünü verdiği reform ve değişimler gerçekleşmezse o zaman muhalefet, Esad'ın konuşmasını yeterli bulmayanlar ve tabii ki ben tekrar sesimizi yükseltiriz. Yükseltilirken de Suriye'nin özgün koşullarını ve bu ülkede meydana gelen ya da senaryolar çerçevesinde gelmesi beklenen olayların Türkiye'yi nasıl ve ne kadar etkileyeceğini de görmemezlikten gelemeyiz. Tam da Libya'da yaşananlar ortadayken. Bu arada özgürlük ve demokrasi söylemi ile işgal edilen Irak'taki durumu unutmamız gerekir. Nasıl olsa Batı kendisinin kışkırttığı iç savaşta her gün onlarca kişinin öldüğü Fildişi ülkesindeki olaylarla hiç ilgilenmemektedir!
Yarın Suriye senaryoları ve Türkiye...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder