20 Temmuz 2010 Salı

AYRIMCILIKLA AÇILIM OLMAZ!.

Aslında NE OLDU?
mtezkan@milliyet.com.tr
20 Temmuz 2010
Başbakan; bu işin siyaseti olmaz dese de AKP açılımının siyasetini yapıyor..
Pazar günü kanıtlandı!..
Başbakan sivil toplum kuruluşlarının kadın temsilcilerini topladı; sesinizi yükseltin dedi..
Sizin sesiniz kurşunları, ölümleri durduracak güce sahiptir dedi..
Çağırdıkları arasında, Hanımlar İlim ve Kültür Derneği’nden, Kızılay Kadın Kolları’na kadar 86 dernek var..
Biri yoktu..
Biri çağrılı değildi..
Kim dersiniz..
Evet evet o.. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği.. Genel Başkanı, eski Adalet Bakanı olan Prof. Dr. Aysel Çelikel’i çağırmadılar.. .
(Haberi görmüşsünüzdür.. Çelikel işin aslını astarını Şükran Pakkan’a anlattı.)
Aslında ilk sırada çağırmaları gerekirdi.. Baş köşeye oturtmaları gerekirdi.. Aslında bir yıl önce, Kürt açılımı açılmadan ÇYDD’nin kapısının çalınması gerekirdi..
Niye mi?

O dernek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 32 yurt, 24 ilköğretim okulu, 30 köy okulu ve öğretmen lojmanı ile bir lise yaptırdı..
O dernek, 45 bin ilköğretimde ve lisede okuyan kız öğrenciye, 40 bin üniversiteliye burs verdi..
Çelikel’i çağırmayacaksın da kimi çağıracaksın!..
Dedim ya ÇYDD’yi sevmiyorlar.. Cumhuriyet mitinglerine katıldıkları için bir ara defteri dürülmeye çalışılmıştı.. Türkan Saylan’ın evi aranmıştı, Ergenekon’a sokulmaya çalışılmıştı..
Saylan’a, o mitinglerde darbeye karşı olduklarını bas bas bağırdığı halde darbeci damgası vurulmak istenmişti..
Hatta, PKK’lı kızlara burs veriyor diye yaftalanmaya kalkışılmıştı..
Kürt kızlarına okusunlar diye yardım ettiği için suçlanmıştı..
*
Hükümet Kürt açılımı yapmaya kalkıyor; ok yaydan çıktı geri dönüş yok diyor ama ÇYDD Başkanı’nı çağırmıyor..
Bunun adı siyaset yapmak değil mi?
*
Hem açılım..
Hem ayrımcılık..
İkisi yan yana gelir mi?
Gelemeyeceği için de bu hükümet açılım yapamaz..
*
Sadece bu sebepten değil.. Herkesi dinliyormuş gibi yapıp kendi bildiklerini okudukları için de açılım yapamazlar..
Habur’dan törenle giriş yaptırılanlara ne oldu? Hani savaş kıyafetlerini çıkarmayı unuttukları için açılımın sonunu getirenler..
Arabayı devirtenler..
Bir kısmı tutuklandı, cezaevinde..
Bir kısmı geri döndü..
Mahmur Kampı’ndan gelen 17 kişi Mahmur’a..
Kandil’den gelen 3 kişi Kandil’e geri döndü.. (Gelenler çocuklar hariç 30 kişiydi..)
*
Açılımın dağdan indirme boyutu sizlere ömür!..



Başbakan’ın Cindoruk’la görüşmeme nedeni..
Anlam verememiştim.. DSP’nin kapısını çalan, BBP’nin kapısını çalan, Saadet’e giden, CHP ile buluşan Başbakan, Demokrat Parti’yi neden pas geçmişti?..
Cindoruk’un adını neden ağzına almıyordu..
Aralarında bir husumet mi vardı..
Fırsatını buldum Cindoruk’a sordum ‘Tayyip Bey’i tanımam bile’ dedi..
Dedi ama her partinin kapısını üç kere çaldım diyen Başbakan DP’yi yok saymayı sürdürüyordu..
İşin içinde bir iş vardı.. Sonunda öğrendim..
Kulisten gelen bilgi şöyle..
*
Nisan ayının son günlerinde Emine Erdoğan mesleğinde başarılı 200 kadınla birlikte Brüksel’e çıkarma yapmıştı..
AB Sürecinde Türk Kadınının Rolü konulu sempozyumda konuşmuştu.. 200 kadınla birlikte AB üyeliği için lobi yapmıştı..
*
Bir hafta sonra DP’nin kongresi vardı.. Cindoruk kürsüye çıktı, Emine Erdoğan için; ‘Türk kadınını temsil edecek bir tarafı mı var’ dedi; ‘Başmüzakereci mi oluyor?’ diye sordu..
Kıyamet koptu tabii..
*
Denilen şu..
Başbakan çok içerlemiş.. DP’yi de, Genel Başkan’ı Cindoruk’u da yok sayma nedeni buymuş..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder