21 Temmuz 2010 Çarşamba

Talimat ile geldiler, talimat ile döndüler

Talimat üzerine geldiler.
İmralı’daki vatan haininin yaptığı çağrı üzerine üzerlerinde ‘savaş üniformaları’ olduğu halde, ellerini kollarını sallayarak Türkiye’ye giriş yapan hainler, Habur Sınır Kapısı’nda toplanan yatakçılar tarafından ‘davul zurna’ ile karşılandılar.
Ellerindeki ‘yol haritalarını’ gösterip,  “Buraya liderimiz Apo’nun isteği ve talimatları doğrultusunda geldik”  diyen hainler, ‘ayarlanan’ hakimler ve savcılar tarafından, ‘mobil mahkemelerde’ jet hızı ile yargılanıp,  ‘pişman oldukları’gerekçesi ile serbest bırakıldılar.
Gittikleri her yerde ‘havai fişek’ gösterileri ile karşılanan, stadyumlarda ‘şeref konuğu’ olarak ağırlanan hainler, aleni bir şekilde halkı devlete karşı ‘isyan etmeye’ çağırmaya başlayınca haklarında dava açıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede şöyle deniyor:
- “Kürt sorunu ile ilgili başlatılan demokratik açılım sürecinde terör örgütü PKK ve elebaşısının muhatap alınması yönünde Türk yetkilileri üzerinde baskı oluşturmaya çalışmışlardır. Aynı zamanda örgütün ve elebaşısının Kürt halkı tarafından sahiplenilmesi ve süreçte belirleyici rol üstlenmesini sağlamaya yönelik toplumsal baskı oluşturmayı amaçlamışlardır.” 


***
Talimat üzerine geri döndüler.
İmralı’daki vatan haininin “Artık ben bu işte yokum” diye buyurup, yol haritasının ‘ikinci aşamasını’ devreye sokmasının ardından, mesajı alan hainler, aynen geldikleri gibi ‘ellerini kollarını sallayarak’ geri döndüler.
Olup biten rezalet ile ilgili, basına yansıyan haberler aynen şu şekildeydi:
“Şırnak ve Hakkari’nin çeşitli ilçelerinde yakınlarının yanına yerleşen grup, bir süre önce dönme kararı alarak, bu isteklerini Kandil’e iletti.
Örgütün onaylaması üzerine, 15 gün öncesinden hazırlıklara başlandı.
Kandil’den gelip tutuklanmayan Hamiyet Dinçer, Gülbahar  Çiçekçi ile Vilayet Yakut, Hakkari’den İran’a, oradan da Mahmur Kampı’na geçti.
Mahmur’dan gelenlerden 17’si ise, küçük gruplar halinde aralıklarla sınırdan gizlice Suriye’ye geçerek Rabia bölgesinden Mahmur Kampı’na ulaştı.”
Peki, ülkeyi yönettiğini zannedenler ne yaptı?
Güçleri ancak MHP Aydın İl Teşkilatı binasına asılan  “Sen açıldıkça, analarımız ağlıyor”  afişini indirmeye yeten teslimiyet iktidarının sahipleri, ne yazık ki olup bitenleri ‘turist’ gibi sadece uzaktan seyretmekle yetindiler.

***

‘Açılım’ iktidarının Adalet Bakanı Sadullah Ergin, terörle ilgili alınacak önlemlerin görüşüldüğü toplantının ardından, gazetecilerin sorularını cevaplandırırken bakın hangi ifadeleri kullanıyordu:
- “Şu anda ajanslardan gelen bilgiler var. Türkiye’nin daha özgür, daha müreffeh, daha zengin yaşanabilir bir ülke olma noktasında önemli gelişmeler varken, bu ülkenin selametini isteyenlerin bu sürece katkı vermesini bekleriz. Keşke kalıp bu ülkede bu sürece katkı verseydi bu arkadaşlarımız.”
‘Arkadaşları’ güvenli bir şekilde Mahmur Kampı’na ulaştıkları saatlerde, Kandil’deki karargahında İngiliz Daily Telegraph gazetesi’ne açıklama yapan Murat Karayılan, yol haritasında gelinen son noktayı şu şekilde özetliyordu:
“PKK, yeni bir saldırı ve katliam kampanyası başlatacak. Batıdaki metropolleri ve tatil merkezlerini de hedef alacak. Demokratik otonomi ilan edilecek.”
‘Milli birlik ve beraberlik projesi’olarak adlandırdıkları ‘açılım’, ülkeyi ‘bölünmenin’ eşiğine doğru sürüklüyor.
İşbirlikçiler ise  “Açılıma devam” diyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder