23 Temmuz 2010 Cuma

CHP ve 27 Mayıs

23 Temmuz 2010

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, “CHP 27 Mayıs’ın doğrudan doğruya ortağıdır” diye konuştu, dünkü yazısında Oktay Ekşi bunu “vicdansızlık” olarak niteledi.
Arınç’ın 12 Eylül öncesi için CHP’yi cezai bakımdan sorumlu tutan sözlerine ben de katılmıyorum. 12 Eylül öncesi olaylarda CHP’nin ve bütün partilerin siyasi sorumluluğu vardı ama “cezai” sorumlulukları yoktu diye düşünüyorum.
Esas üzerinde duracağım konu 27 Mayıs ve CHP meselesi. Oktay ağabey, DP’nin bakanlarından merhum Rıfkı Salim Burçak’ın 780 sayfalık On yılın Anıları adlı değerli eserinden bahsediyor. Ekşi’ye göre, Burçak bu kitabında CHP’yi yıkıcı muhalefet yaptığı için eleştirmiş ama “CHP 27 Mayıs’ın ortağıdır şeklinde bir vicdansızlık” yapmamıştı.
DP’nin temel hatasının “muhalefete tahammülsüzlük” olduğunu görmek bakımından Burçak’ın kitabını bütün sağ kanat politikacılara tavsiye ederim. Fakat...

Burçak’ın yazdıkları?
Prof. Burçak, kitabında CHP’nin yıkıcı muhalefet yaparak nasıl darbeye zemin hazırladığını da anlatır! Ünlü CHP’lilerden merhum Turhan Feyzioğlu’nun yıllar sonra, “bugünkü aklım olsaydı...” diyerek yaptığı samimi itirafı nakleder.
DP’ye karşı tezgâhlanan “gençleri öldürüp kıyma makinelerine gönderdiler, Kars ve Ardahan’ı Ruslara sattılar”(!) şeklindeki yalanları hatırlatır.

Menderes’in “CHP ihtilal ve ayaklanma teşvikleri yapıyor” dediği konuşmalarından alıntılar yapan Burçak, “bu sözler tam bir gerçeğin ifadesiydi” diye vurgular. (Sf. 778)
Burçak’ın genel değerlendirmesi şudur:
“İhtilale hazırlananlar CHP’yi kendi paralelinde görmeselerdi müdahaleye cesaret edemezlerdi... CHP’nin ve liderinin tutum, davranış ve sözleri bu partinin, en hafif tabiri ile bir müdahaleyi destekleyeceği havasını yaratmıştı. ‘Şartlar tamam olduğunda ihtilal milletler için meşru bir haktır’ diyen ve bu gibi, orduyu muhatap alarak daha nice kışkırtıcı sözler söyleyen İsmet İnönü’nün (darbenin) yanında yer alacağını tahmin etmek artık kehanet sayılmazdı.” (Sf. 782)
Burçak’ın yazdıklarının CHP’yi 27 Mayıs mesuliyetinden akladığını söylemek mümkün mü?

‘İçeriden’ tanıklar
Rahmetli Metin Toker, İsmet Paşa’yla On Yıl adlı kitabında, “İhtilale yeşil ışığı onun (İnönü’nün) yaktığı bir gerçektir” diyor! (Cilt 2, sf. 237)
“Ordu+CHP=İktidar” formülünün geçerli olduğunu da yazıyor! (Cilt 3, sf. 101)
Daha nasıl “ihtilale ortak” olunur ki?
27 Mayıs’tan önce, Menderes’in gençleri öldürtüp kıyma makinelerine gönderdiği şeklindeki fısıltı gazetesinin nasıl etkili olduğunu darbecilerin kendileri anlatmıştır. Bu konuyu araştırmak için CHP’nin kurduğu komisyon bunun tamamen yalan olduğunu tespit etmiştir. Komisyon Başkanı Kamil Kırıkoğlu, raporu İsmet Paşa’ya takdim ettiğinde İsmet Paşa şu tepkiyi göstermiştir:
“Olmaz! Yoktur demeyeceksiniz! Vardır imajı vereceksiniz!” (K. Kırıkoğlu, Anılar, sf. 103)
Bir darbe daha nasıl teşvik edilir ki?
Burçak’a göre asıl sorun, Celal Bayar ile İsmet İnönü arasındaki dinmez kin duygusuydu. Her ikisinin de tarihimizde büyük, saygın yerleri vardır. Her ikisi de özellikle 1950’lerin ortalarından itibaren çok kusurlu davranmışlardır. Bugün dersler çıkarmak ve aşırı kutuplaşmadan sakınmak gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder