12 Şubat 2011 Cumartesi

Zenginlik - Bir Hikaye

Rus soylularından iki zengin delikanlı bahse tutuşur. Biri, yirmi yıl kapalı bir yerde yalnız kalabilirse, diğeri ona büyük bir para verecektir. Yirmi yıl tek başına kalmaya dayanamayıp çıkarsa, bahsi kaybedecek ve o takdirde arkadaşı kazanacaktır.
Delikanlılardan biri, tek penceresi, tek kapısı olan bir yere kapatılır. Genç adam, ilk birkaç gün sıkıldıysa da, sonra bütün vaktini kitap okuyarak geçirir. Yıllar birbirini kovalar. Bu arada, öteki delikanlı kumar ve uçarı yaşantısı yüzünden zenginliğini yitirmiş, sıfırı tüketmiştir. Bütün umudu, arkadaşının, tek başına yaşamaya dayanamayıp kapalı olduğu yerden çıkması ve bahsi kaybetmesidir. Hatta zaman zaman kapıyı açık bıraktırır; arkadaşının kaçmasını ister. Ama nafile! Nihayet son gün gelir... Servetini kaybeden genç, o kapalı odaya gider; içeride kimsenin olmadığını görür. Pencere de açık! Tamam, demek kaçmış. Parayı alacak öyleyse. Ne o? Masanın üzerinde arkadaşının kaçmadan önce kendisine yazıp bıraktığı bir mektup:
"Tek başına bu odada yirmi yılı doldurmama bir saat kala, buradan ayrılarak, seni para ödemekten kurtarıyorum. Çünkü yirmi yıldır okuduğum kitaplarla öyle zenginleştim ki, bana vereceğin büyük paranın gözümde hiç değeri kalmadı. Sana teşekkür ederim."
Bu hikâye, düşünce zenginliğinin, maddi zenginliğin fevkinde olduğunu anlatıyor. Üstelik kafanızın içini zenginleştirirseniz, o serveti kaybetmek de mümkün değil.
(Saim Güven'e teşekkürler)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder