16 Ağustos 2010 Pazartesi

Bu kadar general fazla!

 
ABD yönetimi, ağır bir mali yük getirdiği için general sayısında azaltmaya gidiyormuş.. Aslında rütbelerin de yeniden düzenlenmesi gerek. Bu kadar kademe fazla.. Süreç de yeniden düzenlenmeli..
Savaş, risk yönetimidir.. Onun için düşünce ve eylem kabiliyeti ve hızı son derece önemli. Elbette tecrübe de önemli ama, 60-70 yıllık dönemde her şey o kadar çok değişiyor ki, o tecrübelerin büyük bir kısmı sadece bir hatıra olarak değer taşıyor. Eskiler, yenilikleri kavramakta zorlanıyorlar. Bu da tecrübe birikimine değil, aynı kadroların ayak bağı olmasına sebeb oluyor..

Bu ihtiyarlar meselesi, hayatın bütün alanlarında böyle. İşte de, bürokraside de, siyasette de.. Yaşlılar gençleri cesaretlendirmiyor, gençler de yaşlıların tecrübesine, bilgi birikimine fazla saygı duymuyor.. Bakın, yeni gelen, genç hakimler, savcılar daha aklı selimle hareket ediyor, daha cesur, daha özgürlükçü kararlar verebiliyorlar.. Paşaların birçoğunun düzenli okuduklarından, kendilerini geliştirdiklerinden emin değilim.. O tumturaklı nutukların altından çıkan bilgi, hikmet ve zeka düzeyi ortada.. Okumuyorlar.. Dünyadan haberleri yok.. Kışla, orduevi, lojman..
Askerî lojmanların da büyük ölçüde tasfiyesi gerek.. Orduevlerine de bir çekidüzen vermek şart.. Ordu pazarları da kapatılmalı.. Pazarda vatandaş askeri ile, subayı ile selamlaşabilmeli.. Bir albay, yüzbaşı, teğmenle komşuluk ilişkisi kurabilmeli vatandaş.. Tamam kirasını devlet ödesin..
Er-erbaş, astsubay, subay, kurmay, general arasındaki kast sisteminin de yeniden gözden geçirilmesi gerek bana kalırsa.. Ve tabii en başta olması gerekenlerden biri de Genelkurmay Başkanlığı’nın MSB’ye bağlanması. Bu ayıbın, garabetin, Türkiye’yi yarı askerî bir rejim görüntüsüne sokan durumun bir an evvel düzeltilmesi gerek..
Askerî yargı bir disiplin mahkemesine dönüştürülmeli. Askerî okulların, eğitim formasyonu açısından, mekân ve öğretim programı ile kadrosu açısından diğer okullarla paralel hale getirilmesi gerekiyor.. Askerî imkânların sivil hizmetler için daha fazla kullanılması, askerî tesislerin denetiminin de yeni esaslara bağlanması, askerî arşivlerin tek bir elde toplanması gerekiyor.. Parlamento ve hükümete karşı askerî yapının belli hassasiyetler korunarak şeffaflaştırılması gerek..
Bakalım bu yeni yönetim, bu konularda ne yapacak?..
Önce şu üç konudaki tavırlarını bir görmek lazım. Akreditasyon, başörtüsü yasağı ve vicdani ret konusu.. Vicdani ret konusu kabul edilecekse asker sayısında azaltma, profesyonel ordu konusunda bir sorun çıkmayacak demektir.. Askerin rejim ve siyasetle ilgisinin şekli ve düzeyini başörtüsü gösterecek.. Yine aynı şekilde basına karşı akreditasyonun devam edip etmeyeceği, TSK’nın millete bakışının en önemli göstergesi olacak.. Bunların sembolik değeri var.. Kuşkusuz asıl değişimin çok daha kapsamlı olması gerekiyor.. Daha az sayıda insanla, daha düşük bir maliyetle, çok daha yüksek bir performansla, etkin bir savunma konsepti gerçekleştirilebilir.. Bizimkiler, ABD ve AB’den hep başka dersler alıyorlar, oralardaki yeni trendler konusunda nedense bugüne kadar çok da istekli olmadılar..
Aslında askerin bu değişimi kendisinin istemesi gerek. Mesela bir an evvel MEB, MSB ile bir protokol yaparak Milli Güvenlik dersleri kaldırılmalı ya da en azından şimdi, hemen, okullarda askerî şahısların derse girmelerine son verilmelidir.. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, bütçe açığının kapatılmasına yardımcı olmak maksadıyla orduda bürokrasiyi azaltmayı hedefliyormuş.. Aslında diğer ülkelerin nüfusu, milli geliri, savunma gideri, bu giderin ne kadarının nereye harcandığı, asker sayısı, subay sayısını bir görmek gerek..
ABD’de 900 civarında General ve Amiral var.. Bizde 313 tane. Hani şu 312 General davası olmasa, onu da öğrenemeyecektik... Amerika’nın nüfusu Türkiye’nin nüfusunun dört katı.. Ekonomisi desen kabili kıyas değil. Buna rağmen tasarruf için paşa sayısını azaltıyor.. ABD’nin 16 ülkede hava, 10 ülkede deniz, 7 ülkede deniz piyade üssü, 9 ülkede askerî tesisi var.. Ayrıca bunların dışında, kendi ülkesi dışında 10’a yakın ülkede askerî komplekse sahip.. Kendi içinde ise 51 ülkeden oluşuyor.. Şimdi sıkı durum Federation of American Scientists adlı bir araştırma kurulunun raporuna göre Türkiye, dünyada en fazla askere sahip 10 ülke arasında bulunuyor ve tabii gelirine göre en fazla askerî harcama yapan ülkelerin başında. Çin’in asker sayısı 2.4 milyon (Nüfus 1.5 milyar), ABD 1.49 milyon, Hindistan 1.3 milyon (Nüfus 1.2 milyar), Kuzey Kore 1 milyon, Türkiye’nin asker sayısı ise 789.000. ABD, Afganistan’da ve Irak’ta binlerce asker bulunduruyor. Açık denizlerde donanmaları dolaşıyor, buna rağmen bütün bu işleri 900 küsur generalle görüyor.. Kesinlikle bu konuda karşılaştırmalı bir istatistiki bilgiye ihtiyaç var. TSK’nın yeniden yapılandırılması konusu Meclis’te özel gündemle tartışılması gerek.. Tek sorun antidemokratik uygulamalar, çeteleşme değil yani.. Görünen o ki; yeniden yapılanmaya gidilirse, görev tanımlamaları yeniden yapılacak olursa, Türkiye için 200 generalin çok bile olduğu görülecektir.. Bugünkü General sayısı % 50 oranında azaltılabilir.. Birçok görev albay seviyesine kaydırılabilir.. Şimdi zaten AB ülkelerinde de general sayısı azaltılmaya başladı. İngiltere bu konuda başı çekiyor. Hem asker, hem subay, hem de rütbesiz idari personel sayısını azaltıyor. İktisadi açıdan tasarrufa giderken, bürokrasiyi azaltmayı hedefliyor.. Yani kısaca Militarist obeziteden kurtulmaya çalışıyor. Bir kısmı şimdi içeride olan bizimkiler ise herkesi silah altına alarak onları rejim standartlarına indirgemek için Militarist eğitimden geçirme hesapları yapıyordu..
Uzmanlara göre hem asker, hem de subay sayısı azaltılabilir.. Tanımlanmış ve yalıtılmış görevler hizmet alımı yoluyla özel şirketlere ihale edilebilir.. Askerî tesislerden etkin ve verimli faydalanmanın yolları araştırılabilir.. Bunun için askerin sahip olduğu gayrimenkuller, araçların ciddi bir envanterinin çıkartılması gerek.. Askerî araçların, askerî plakayla kent trafiğine çıkmasına da yeni bir düzen getirilmesi gerekiyor. Tabii askerin kent içinde güvenlik ve trafik kontrolü yapması uygulamasına bir son verilmesi şart..
Askerlerin ilaç fabrikası var, ama piyasada onları göremezsiniz.. Askerlerin inanılmaz bir insan kaynağı var. İnsan kaynaklarının etkin ve verimli kullanıldığı söylenemez.
Türkiye’nin tamamlanmış ilk kadastro çalışması Hatay’da yapılmış. Yapan kim biliyor musunuz? Fransız işgal kuvvetleri..
Keşke bizim Hava, Kara, Deniz Kuvvetleri görev alanlarında doğa belgeselleri çekseler. Bizim sinemacılarımızla ortak çalışmalar yapsalar.. Sadece askerî bando dinlemesek de, mesela bizim askerî bandolar halk, klasik, Türk musikîsi örnekleri de verseler, albümler yayınlasalar. Rus askerî orkestrasını dinliyoruz da, kendi ordumuzun orkestrasını niye dinleyemiyoruz. Bu iş sadece orduevlerine hapsediliyor..
TSK, elindeki GIS altyapısı ve insan kaynakları ile Türkiye’nin dijital altyapısını hazırlayabilir. Ama böyle bir gelenek yok.. Bırakın bunu, harita basımı ve dijital haritacılık yapan özel kuruluşların, haritacıların önünde en büyük engel oluşturan kurumlardan biri de TSK’dır bugün..
30 Ağustos’u merakla bekliyorum.. Bakalım değişim talepleri yankısını bulacak mı? Yoksa yine bildik resmi konuşmaları, lâiklik, irtica nutukları mı dinleyeceğiz?..
“Başbakanı bir teğmene tokatlatmayı düşünen 28 Şubat’ın aşağılık planları” ile ilgili bir haber düştü şimdi ekranlara. Kimi de bayan bir bakanı kazığa oturtmaktan söz ediyordu o zamanlar! (Ki o adam hâlâ dışarıda dolaşıyor). Hakan Albayrak’ın aklımda kaldığı kadarı ile şu vecizesi ile bitireyim yazımı: “Millete, Meclis’e ve hükümete sadakat, ordunun onurudur!”
Selam ve dua ile..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder