31 Ağustos 2010 Salı

Öcalan asıl şimdi lazım öyleyse Heron düşürelim!

Türkiye tam bir puzzle ülkesi. Parçalara tek tek baktığınızda, bütün hakkında bir fikir edinmeniz mümkün değil.
Onun için irili ufaklı parçaları sabırla birleştirip bütün resmi görmeniz gerekiyor.
Tek bir parçada ağaç gibi gördüğünüz şekil aslında bir sandala ait olabilir.
Sandal ise okyanusta dev dalgalar arasında batmak üzere durumda olabilir.
Onun için parçaları bir arada görmek şart.
Aslında Star Gazetesi’nin dünkü manşeti tam da bunu yapıyordu.
Sürmanşetinde, ben bu yazıyı kaleme aldığım esnada henüz yalanlanmamış bir görüşme vardı.
İnternete düşen bu görüşme, Yargıtay’ın biri ceza, diğeri hukuk dairesinden iki yargıç arasında geçiyordu.
Ana manşetse, Genelkurmay’ın Hantepe baskını ile ilgili açıklamasının gerçeği yansıtmadığını gösteriyordu.
Bu olayların birbirinden bağımsız gelişmeler olduğunu düşünebilirsiniz.
O zaman da çuvallarsınız.
Gelişmeler, bu birbirinden tamamen ayrı iki gelişmenin ortak bir noktası olduğunu gösteriyor: Referandum.
Daha doğrusu referandumda “hayır”ların çoğunlukta olması.
Bu nasıl gerçekleştirilecek?
İktidarın şiddetle mücadelede başarısız olduğunu gösterip desteğini düşürmek, bu anayasa değişikliğinin ülkeyi böleceğini göstermek.
O zaman kime ihtiyaç var, Abdullah Öcalan’a elbette.
Öcalan yakalandıktan sonra şiddet eylemleri durmuştu.
Tekrar ne zaman başladı?
2004’te...
O zaman ne olmuştu?

Askeri kışlasına çekme amacı taşıyan Avrupa Birliği ile tam üyelik yolunda adımlar atılmaya başlamıştı.
Bu Öcalan, demokrasi takozu gibi kullanılıyor galiba.
Ne zaman bir gelişimin önü tıkanmak istense, ona ihtiyaç duyuluyor ve kendisi bir yargıcımızın deyimiyle kullanılmaya pek müsait.
Kendisi yakalandığında “devletin hizmetindeyim” demişti, “derin devlet” işe almış.
Şimdi puzzle’ın parçalarını çözüm için bir arada sunalım.
- MİT iki subay arasındaki bir konuşma
yı tespit edip Genelkurmay’a bildirdi. Subaylardan biri “Heronlar çok zayiata neden oluyor. Ya koordinatları değişsin ya da düşürelim” diyordu. Zayiat veren PKK militanlarıydı. Subay, militanları veya militan görünümlü saldırganları koruma çabasındaydı. Bu olay örtbas edildi. - Hantepe’de Heronların baskıncıları Türkiye’ye girerken görüntülediği belirlendi. Daha da önemlisi, baskın anının Genelkurmay tarafından canlı yayında izlendiği ama kimsenin kılını kıpırdatmadığı ortaya çıktı.
- Şimdi de bu olaylardan çok önce bir ceza yargıcının referandum sürecinde Öcalan’a ihtiyaç duyulduğuna ilişkin sözleri yayınlandı. Yargıç hayır kavgası veriyordu.
Çözümü o kadar zor olmasa gerek ama Kürtler adına siyaset yaptığını iddia edenler çözebilecek mi, merak ediyorum.
Ben de olsam “boykot” derdim, emir belli ki çok derinlerden geliyor.

Hıyar çeşitlemeleri
Hayırlarla hıyarlar birbirine karıştı.
Hıyarı küçümseriz ama soframızdaki yeri tartışılmaz.
İşte size hıyar bilgileri:
- Hıyar, bitkiler aleminde 90 cins ve 750 türle önemli bir yeri olan, kabakgiller familyasının önemli üyelerinden birisidir.
- Taze olarak tüketildiği gibi, turşusu yapılarak gıda sanayiinde, değişik biçimlerde işlenerek kozmetik sanayiinde de kullanılmaktadır.
- Ülkemizde çok eski tarihlerden bu yana yetiştirilmekte olan hıyar, ülkemizin hemen her yöresinde üretimi yapılmakla birlikte, “nehir kenarlarında” daha çok yetişiyor.
- Diyadin.net sitesine göre, rüyada hıyar görmenin anlamı da şu:
Kişinin başkalarının tutumu yüzünden zor durumda kalacağına işaret eder. Kişi hıyarı yerse, iftiraya uğrar.
Vaktinde olmak şartıyla taze hıyar görmek, güzel sözler işitmeğe, veya bir kadının kendisini sevmesine, bu hıyardan yediğini görmek, o kadınla evlenmeye ve murada ermeye delalet eder. Ebu Sait ve Kirmani üstatlara göre, rüyada hıyar görmek, her sekilde hayırlıdır. Menfaat ve bol kazanca delalet eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder