12 Ağustos 2010 Perşembe

Kılıçdaroğlu çalışsın öbürleri yatsın

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu çok çabalıyor. İl il, ilçe ilçe hatta mahalle mahalle dolaşıyor; insanlara sesleniyor; onlardan destek istiyor.
Peki ya örgütü?
Kimse kusura bakmasın, kızsalar da doğruyu söyleyeceğim: Örgüt; klimayı açmış, ayağını uzatmış serinliyor.
İstanbul'da şöyle bir dolaştım: İl Başkanı Berhan Şimşek kendini paralasa bile alt kademedekiler laf olsun diye ara sıra partiye uğruyor; bir iki sohbet ediyor; sonra eyvallah...
Diğer iller daha mı iyi durumda? Ne gezer... Oralar, İstanbul'dan bin beter...
Nerede pankartlar, flamalar? Sokakta niye yok CHP?
Genel başkan güneş altında, ter içinde... Onun partilisi, il başkanı, ilçe başkanı, milletvekili ise geçmiş televizyonun karşısına, önünde soğuk içeceği Kılıçdaroğlu'nu seyrediyor.
Güneş altındaki genel başkan AKP'ye bindirdikçe serin odada televizyon seyreden CHP'li alkışlıyor. Haklarını yemeyelim; CHP'liler hiç değilse; bunu yapıyorlar.
Ya AKP'liler?
Onlar sahaya inmişler; güneş altındalar. Ellerinde evet broşürleri; bunları dağıtıyorlar. İstanbul'da merkez noktalara portatif araçlar koymuşlar; buralarda propaganda yapıyorlar.
'Efendim, onların imkanları var. Devlet AKP'nin elinde...'
Bu söz, tembel CHP'linin kendisini kandırma sözüdür...
Partiye inanan insan; imkanları kendisi yaratır... CHP'liler ise tembel ve inançsız oldukları için böyle bir gerekçe yaratıp yatmaya devam ediyorlar.
***
Bir sözüm de CHP gençlik örgütüne...
Arkadaşlar; nerelerdesiniz?
En önemli olaylarda bile sesiniz soluğunuz çıkmıyor.
Siz de mi tembel ağabeyleriniz gibi gerekçeler uyduracaksınız? Hiç değilse şu bomboş duvarlara; sprey boya ile birkaç slogan da yazamaz mısınız? Bunu yaptınız da elinizi kim tuttu?
CHP'li gençleri daha atak, daha duyarlı, daha devrimci olmaya davet ediyorum...
***
Bir sözüm de bu partideki gizli evetçilere! Partideki 'Ben olmazsam tufan!' zihniyetiniz sebebiyle CHP hak ettiği noktaya bir türlü gelemedi. Biliyorum ki Kılıçdaroğlu'na çelme takmak için çok heveslisiniz. Lakin onun arkasındaki halk gücünden korkuyor; pusuda bekliyorsunuz.
'Allah'ım ne olur; 12 Eylül'de evet çıksın!' diye dua ettiğinizi de biliyorum.
Gözünü toprak doyurasıca insanlar...
Türkiye can derdinde, sizler et derdinseniz... Ama partinin etini yedirmez bu halk size, haberiniz olsun...

ERDOĞAN CHP İLE UĞRAŞIYOR GÜNEYDOĞU ELDEN GİDİYOR
Son günlerde yaşanan evet-hayır tartışması daha çok AKP ile CHP'nin kapışması biçiminde gelişiyor. Bu süreçte Başbakan Erdoğan; CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu, Deniz Baykal'a ihanet etmekle bile suçladı. Halbuki kaset işi patladıktan sonra Başbakan Erdoğan Sayın Baykal'a ne kadar ayıplı laflar etmişti. Sanki; Kılıçdaroğlu; CHP'den ayrıldı; yeni bir parti kurdu; CHP'yi işe yaramaz hale getirdi de onu başına kakıyor... Sayın Erdoğan'ın'Hocam!' deyip elini öptüğü Necmettin Erbakan'a yaptıkları; Kılıçdaroğlu'nun boş olan CHP genel başkanlığına seçilmesinden bin kat daha ayıplı iştir. AKP Lideri Erdoğan; kendi gözündeki merteği görmüyor da elin gözündeki çöpü başa kakıyor. Hemen belirtelim ki CHP'yi, Kılıçdaroğlu'nu zayıflatmak amacıyla AKP yeni bir kaset dalgası daha başlatmıştır. Ama artık bunlar işe yaramayacaktır.
İktidar partisi CHP ile uğraşırken ülkenin Güneydoğusu'nu bölücü Kürtçüler ayrı bir devlet alanı ilan ettiler. Adamlar o kadar azdılar ki bölgede belediyelere ikinci bir bayrak yani Kürdistan bayrağı çekmeyi bile tartışıyorlar.
Başbakan Erdoğan meydana gelen bu çok tehlikeli işleri görmek istemiyor; bu rezalete laf söylemiyor. Hedefinde CHP var; Kılıçdaroğlu var.
Sanki Kandil Dağı'ndaki teröristleri Habur'dan gösteri ile içeri alan CHP. Sanki teröristleri otobüsün üstüne çıkartanlara göz yuman savcıları, mahkemeyi ayarlayan da Kılıçdaroğlu. Sanki CHP iktidarda da terör onun zamanında böyle azdı.
Görüyorsunuz: Başbakan Erdoğan; her gün can alan bölücü terörün arkasında duranlara kızacağına, şehit çocuğuna ağlayan analara kızıyor.
BDP'ye, PKK'ya laf edemeyen Başbakan; CHP'ye küfretmeye devam ediyor.
Güya CHP camileri ahır yapmışmış... O kararı alan CHP değil; sizin çok dini bütün genelkurmay başkanınız Fevzi Çakmak'tır... Fevzi Paşa imza attı; İkinci Dünya Savaşı sırasında, artık cemaati olmayan bazı camiler buğday silosu olarak kullanıldı. Başbakan Erdoğan; CHP'ye çatarak, işin içine camiyi, Menderes'i sokarak PKK terör örgütünün karşısında düştüğü çaresizliği gizlemeye kalkışıyor. Ülkenin güneydoğusunu Kütrdistancı kadro Türkiye'den kopartıyor;bu arada, halkın günahsız çocukları da kurşunla, mayınla şehit ediliyor.
Suçlu kim; AKP mi CHP mi?
İşte AKP hükümeti 12 Eylül'de bu rezalete evet dememizi istiyor. Evet diyenler; PKK'ya; Güneydoğu'nun Türkiye'den kopartılmasına, şiddetlenen teröre de evet diyecekler.
Buna vicdanınız el veriyorsa varın evet deyin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder