8 Ekim 2011 Cumartesi

Arda’yı anlayamadım!

Bugün kıtanın tüm milli takımlarını La Liga’ya/Premier Lig’e koysanız zirve yarışı yapabilecek 3 ulusal ekip çıkacaktır: İspanya, Hollanda ve dün geceki rakibimiz

Bugün kıtanın tüm milli takımlarını La Liga’ya/Premier Lig’e koysanız zirve yarışı yapabilecek 3 ulusal ekip çıkacaktır: İspanya, Hollanda ve dün geceki rakibimiz Almanya... 6 Bayern Münihlinin bir arada olmasının da yardımıyla müthiş bir kulüp takımı havası yakalamışlar, bir akordeon gibi açılıp aynı estetikte kapanabiliyorlar. Üstelik oyuncu havuzları da harika: İlk 11’lerinde 10 Şampiyonlar Ligi oyuncusu var, bizdeyse 6 futbolcu Avrupa’nın hiçbir kupasında yok. Dolayısıyla (dün gece bu maçı izlememiş ama) bugün bu skoru gazetelerden gören hiçbir Dünyalı, “vay be” demeyecek; Almanya’nın Türkiye’yi (ya da İspanya-Hollanda dışındaki 50 Avrupalı’yı) deplasmanda yenmesine şaşırmayacaklardır...

Ama gelin görün ki dün geceki skorun dışında bizim içimizi acıtan bir şeyler vardı sahada... Belki size komik gelecek, ama sağ taraftan taç kazandığımızda ilk yarıda hiçbir Türk oyuncu topa hareketlenmiyordu; herhalde sahada sağ bek oynayabilecek 3 adam (Gökhan-Sabri-Hamit) arka arkaya görev yaptıkları için atışı birbirlerine bırakıyorlardı! Biz Almanya’nın hiçbir hedefinin olmadığı (Dün Hollanda’nın Moldova’yı yenmesiyle Almanlar’ın Euro 2012’de birinci torba umudunun bile matematiksel olarak kalmadığı) bir ortamda sahaya daha fazla gol düşünebilecek adamla çıkmayı beklerdik...
Sağ çizgideki gariplikler bununla bitmedi: İlk 45 dakikanın nerdeyse 40’ını Arda da (anlayamadığım bir şekilde) o çizgide geçirdi! Milli takım sağda 4, solda yarım adamla oynadı ilk yarıda! Arda sağa geldiğinde ne Hamit, ne Burak sola geçmedi; zaten Almanya’nın 3 paslı ilk golünde de açığı bu şekilde verdik. Sahanın (golü de atmasına rağmen) en kötüsü Hakan ilk yarıda bir kez çıkıp geri de dönemeyince, Müller için Gomez’e golü attırmak çocuk oyuncağı gibiydi.
Bence Seyrantepe’deki en acı gariplikse ilk yarıda neredeyse her taç atışında sahaya bir ekstra topun daha girmesi suretiyle oyunun durmasıydı. Skordan daha fazla utanmamız gereken konu bu... İkinci yarıda (biz mağlupken) bu problem devam etmediğine göre ilk yarıda o ekstra toplar sahaya bilinçli atılıyordu. Eğer bunu biz, Türkiye Milli Takımı, sistemli olarak vakit geçirme amacıyla yaptıysak utanıyorum bu taktikten...
Maçlar kaybedebiliriz... Turnuvalar da... Ama bazı ahlâki değerleri yitirmememiz gerek. Taç atışlarında bu şekilde vakit geçirmeye çalışmak bize yakışmadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder