11 Ekim 2011 Salı

Dayan İsa, tarihe geçebilirsin

11 Ekim 2011 Salı
İsa kim?
Kim olacak? CHP Mersin milletvekili Sayın İsa Gök...

Kendisi “samimi” bir insandır, yarenlik eder gibi konuşur, dilinin ayarı ve mesafesi yoktur, aklına gelen ilk şeyi söyler, delikanlıdır, sözünün nereye gideceğini hesap etmez; her sözü ve davranışıyla Kurtlar Vadisi repliğini hatırlatır.


Hani, “Akıbetini düşünen kahraman olamaz” diyordu ya Polat Alemdar.

Sayın İsa Gök de öyledir. Akıbetini düşünmez. Gelecek endişesiyle ucuz hesaplar yapmaz.

Diyorum ya, samimidir...

Hem de hasbidir...

Mesela, “yeni bir anayasa yapılması tehlikesine” karşı, halkı, “mahalle mahalle, sokak sokak, taşlı sopalı direnişe” çağırmıştı. Diliyle kalbi arasında mesafe olmadığı için, samimi düşüncelerini aynen böyle dercetmişti.

Bir “samimiyet hamulesi” olarak İsa Gök, acı ama gerçek sözlerini, üyesi bulunduğu parlamentodan da esirgememişti.

Demişti ki, “Parlamento çoğunluğu, Fethullah Gülen çetesi mensubudur...”

Bu sözü sarfettiği için ağzına biber sürülmemişti, partisinden uyarı almamıştı, rakiplerin ağır hücumuna maruz kalmamıştı.

Bütün bu kayıtsızlık, elbette, samimi ve hasbi tavrın ödülüydü.

Ben de (kendimce) bu samimi tavrı ödüllendirmek için “İsa” diye başlık attım; herhangi bir istiskal ya da muaheze söz konusu değildir.

Madem samimiyetten girdik, samimi bir sorum var Sayın İsa Gök’e.

Halkı “mahalle mahalle, sokak sokak taşlı sopalı direnişe” çağırdığında, refiki CHP’liler kendisini, “İsa Gök arkadaşımız direniş çağrısını, Mustafa Kemal Atatürk’ün ünlü Bursa Nutku’na dayandırmaktadır, suç işleme kastı yoktur” diye savunmuşlardı.

Hani, Mustafa Kemal’in, “Türk genci, devrimlerin ve Cumhuriyet’in sahibi ve bekçisidir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır” dediği varsayılıyor ya...

Merakımı mucip oldu:

Mustafa Kemal bu sözü ne zaman sarf etmiş? Yanında kim varmış? Bu söz nasıl, hangi araçlarla ve kimlerin tanıklığıyla kayıtlara geçmiş? Sayın İsa Gök bizi aydınlatır mı?

Devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı’na yaptığı bir açıklama var ama içinde “taş”, “sopa”, “direniş” gibi sözcükler geçmiyor.

Sayın İsa Gök bize “taş” ve “sopa”yı nasıl elde ettiğini açıklasın.

Sonra da, niçin “yemin boykotu”ndan yüzgeri ettiğini gerekçelendirsin.

Dün bir beyanatını okudum, “İki oturum kaldı... Yemin etmezsem, milletvekilliğim düşecek. AK Parti’yi sevindirmemek için Meclis’e gidip yeminimi edeceğim” diyordu.

Ben de diyorum ki, büyük bir fırsatı kaçırıyorsun İsa...

Muarızlarını sevindirmemek için boykota son veriyorsun ama asıl Silivri’deki “arkadaşlarını” üzeceksin.

Madem, “AKP diz çökecek” diye direniş çıtasını yüksek tuttun, sonuna kadar direneceksin.

Madem genel başkanın bile grup kararına uymayarak (kendi ifadesiyle) tıpış tıpış Meclis’in yolunu tuttu, sen tek başına grup kararının arkasında duracaksın.

Madem partin Silivri’nin masuniyetini gözetmiyor, sen gözeteceksin.

İki oturum daha dayanırsan, “Bravo valla... Arkadaşlarını satmamak için milletvekilliğini elinin tersiyle itti” dedirtebilir, tarihe geçebilirsin.

Değerlendir bu fırsatı.

Halkı “taşlı sopalı direnişe” çağırmaktan daha anlamlı bir eylem bu...

Demedi deme...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder