7 Ekim 2011 Cuma

İşte, Ahmet Hakan'a yol!

Ben bir soru soruyorum. Soruyu sorduğum kişi ise Genelkurmay gibi son derece kritik bir kurumda bir dönem başkanlık yapmış İlker Başbuğ...
Diyorum ki Sayın Başbuğ'a:
"Sayın Paşa... Oda TV İddianamesi'nin ek klasörlerinde yer alan bir telefon görüşmesinde sizinle ilgili inanılmaz bir iddia yer alıyor. Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan Coşkun'un iddiasına göre, onun askerlikten muaf tutulmasıyla ilgili bizzat benimle yaşadığı tartışmalarda siz alenen kendisine taraf olmuşsunuz! Sözcünüz bizzat beyefendiyi aramış. 'Size sahip çıkmak için Genelkurmay Başkanımızdan talimat aldık' demiş. Doğru mu Sayın Başbuğ bu iddialar? Eğer doğruysa bunun nedenini lütfen bize açıklar mısınız? Söyler misiniz, askerliği ile ilgili son derece muammalı bir geçmişi olan, askeri dille kendisini 'çürük' diye anabileceğimiz bu arkadaşa acaba nereden icap etti bu sahiplik etme ihtiyacı?"

Soruyorum ama maalesef sorduğumla kalıyorum sadece.
Çünkü bu iddialara cevap vermekle mükellef olan İlker Başbuğ'dan en ufak bir tepki, bir yanıt filan gelmiyor.
Onun yerine, Başbuğ'un kendisine sahiplik ettiğini iddia eden, iddia sahibi giriyor meseleye.
Ama o da sorularıma cevap vermiyor! Lafazanlık yapıyor sadece.
Çıkıp delikanlı gibi, "İlk çürük raporunu nerede ve ne sebeple almış? Sonra o çürük raporu neden reddolmuş? Askerlikten muaf olmasına neden olan ikinci çürük raporunu almasına neden olan dalağı nasıl ve nerede kopmuş? Koparken yanında kimler varmış? O ameliyatı yapan doktor şimdi neredeymiş?" ve benzeri sorularına yanıt vermek yerine her zamanki gibi demagoji yapıyor!
Muhterem, 28 Şubat döneminde kanlı bıçaklı olduğu, bir dönem yakın çevresine, "Anamı ağlattılar bunlar benim" diyerek dert yandığı Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve onların uzantıları ile son dönemlerdeki girift ilişkilerinin temel sebeplerini anlatacağına hâlâ laf çeviriyor!
Yetmiyor! Bir de beni yalancılıkla suçluyor. Okurlarına, "Ne olur bu kadına inanmayın! Bunun derdi başka! Derdi beni sindirmek! Yıpratmak! İtibarımı sarsmak! Bakın, ben allem edip kullem edip bu kadını hapse de mahkûm ettirdim. Kendisinin bir yıllık denetime tabi tutulmasını da sağladım. Ama yine de bu kadını durduramıyorum eyyy okurlar! Lütfen bana yol gösterin. Bu kadınla nasıl başa çıkarım lütfen bana anlatın!" şeklinde seslenirken adeta ağlıyor...
Ama sanırım bu ağlamaları epeyce bir karşılık bulmuş dün.
Mesela okurlarından biri olan Sedat Uzunyol, Twitter'daki hesabından, Ahmet Hakan'a bir "yol" göstermiş. Demiş ki;
1) Çık delikanlı gibi, korkusuzca, çürük raporunun bütün detaylarını açıkla!
2) Oda TV ve İlker Başbuğ'la olan ilişkinin boyutlarını ve bunların sebeplerini yaz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder