11 Ekim 2011 Salı

NATO Füze Savunma Sistemi

ABD Savunma bakanı Leon Panetta, gelen tepkiler üzerine savunma sisteminde İsrail’le bilgi paylaşımı olmayacağını söyleyerek Başbakan Erdoğan’ın sözlerini teyit etti.


“Füze kalkanı” adı altında içte ve dışta çok fazla sayıda spekülasyon yapıldı. Hatta Türkiye’ye açıkça düşmanlık yapan Fransa başkanı Sarkozy “Biz kediye kedi deriz” diyerek, Türkiye ile İran’ın arasını açmaya çalıştı. Türkiye’nin resmî açıklamalarının aksine bu projenin İran’a karşı yapıldığını söyleyen Sarkozy, Türk düşmanlığı sayesinde yaklaşan seçimlerden kendine pay çıkarmaya çalışıyor.
Sarkozy’ye bir diyeceğim yok, zira kendi siyaseti ve politikası gereğince bunu yapıyor. Lâkin hükümeti yıpratmak adına yapılan her anlaşmaya ve projeye karşı çıkmak doğru mudur? İyice düşünmek lâzımdır.

”Füze kalkanı” projesinin önemli bir ayağı olan ve Malatya Kürecik’te kurulması planlanan radar ile ilgili olarak yapılan eleştirilerin ilki, bu anlaşmanın ABD ile yapıldığı ve NATO projesi olmadığı iddiası idi. Ayrıca buradan elde edilecek bilgilerin müttefik ülkelerle paylaşılacağı, yani İsrail’e de verileceği açıklanıyordu. ABD Savunma Bakanı, NATO ülkeleri arasında yer almayan İsrail’le bilgi paylaşımı olmayacağını belirterek spekülasyonlara açıklık getirdi.
Zaten İsrail’de bu radarın benzeri olan ve aynı işlevi gören bir benzeri var. Yani İsrail’in böyle bir radar bilgi paylaşımına ihtiyacı yok. Bu ülke kendisi ile ilgili olan tehditlere karşı yıllarca önceden tedbirini almış, gerekli silâh ve teçhizatı elde etmiş. Onun derdi başka. Türkiye’ye düşmanlık adına her türlü fitne ve entrikaya çanak tutmaya devam ediyor. Kendi çıkarları adına konuştuğu için Sarkozy gibi onlara da söyleyecek bir sözüm yok.
İlginçtir, bu proje ile ilgili olarak en sert tepkiyi Rusya gösterdi. Hatta NATO’ya alternatif olarak “Avrasya Birliği” adı altında yeni bir politika arayışına girdi. Yapılan spekülasyonların aksine asıl hedefin başka olduğu çok net bir biçimde ortaya çıktı. “Uzay savaşları” adı verilen ve yıllar önce Sovyetler Birliği’nin baskısı ile rafa kaldırılan projeler yeniden gündeme geliyor.
Türkiye’ye karşı sert bir açıklama yapması beklenen İran Devlet başkanı Ahmedinecad ise, beklenenin aksine diplomatik bir dil kullandı ve endişelerini dile getirdi. “Türkiye’nin NATO ülkesi olması dolayısıyla ile bu tip projeleri anlayışla karşıladığını” söyledi ve beklenenin aksine nazik bir dil kullanarak projeye karşı olduğunu dile getirdi. Hâlbuki Türkiye’nin Suriye politikası dolayısıyla kendisinden mangalda kül bırakmayacak sertlikte bir mesaj vermesi bekleniyordu.
Türk donanmasında yıllarca silâh elektroniği ve radar konusunda çalışmış birisi olarak şunu söylemek isterim ki; radarlar muhtemel bir sıcak savaşta en önemli savunma teçhizatlarından birisidir. Zaten savaş zamanında tahrip edilmesi gereken öncelikli hedefler arasında yer almaktadır. Son on yılda yapılan savaşlara bakıldığında ilk vurulan yerlerin başında yer almaktadır. Irak ve Sırbistan’ın başına gelenlere bakıldığında, silâhlarından sonra vurulan en öncelikli tesislerinin radarları olduğu görülecektir.
Radarları yok edilen bir savaş gücü ne kadar büyük olursa olsun adeta kör savaşçı gibidir. Düşmanlarına karşı savaşamaz ve yenilgiye mahkûm olur. Bu sebeple silâh kadar önemlidir.
Yıllarca NATO’ya hizmet etmiş bir ülke olan Türkiye’de ne kadar radar tesisi inşaa edilse, o kadar faydalı olacağına inanıyorum. Neticede bunların parası bütün üye ülkelerden çıkıyor. Yok, bunu “Ben kendim yapacağım” desen, maliyemizin gücü yetmez ve öncelikle yapılması gereken altyapı, eğitim ve sağlık yatırımları için ayrılan bütçeden para ayırmak gerekir.
Elbette ilk hedef olunacağı için sakıncaları vardır, lâkin Türkiye zaten NATO’nun cephe ülkesidir. Allah korusun yapılacak ilk savaşta kaçınılmaz olarak hedef olacaktır. Almanya ve Fransa gibi ülkelerin coğrafî olarak mevkii Orta Avrupa olduğu için tuzu kurudur. Onlara sıra gelene kadar sırada çok devlet vardır.
Kıssadan hisse bu olmak gerektir ki; her iki kişiden birisinin oyunu almış olan bu hükümete özellikle dış politika konusunda muhalefet ederken dikkat edilmesi gereklidir. Unutmayalım ki Avrupa ve Asya’da hatta Afrika’da rekabet içinde olduğumuz ülkeler AKP hükümetine karşı çıkmıyorlar. Dolayısıyla onların tahriklerine kapılmak yerine hükümetin açıklamalarını dikkate almalıdır. Atalarımız “Kol kırılır yen içinde kalır” diyerek rekabet içinde olduğumuz ülkelere karşı yürütülen politikalarda bu hususu dile getirmeye çalışmışlardır, vesselâm…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder