29 Temmuz 2011 Cuma

Beşiktaş camiası bilmek istiyor

30 Temmuz 2011 Cumartesi
Beşiktaş camiası vicdanen rahat değil. Çünkü Serdal Adalı, Tayfur Havutçu ve Ahmet Ateş’in tutukluluk hallerinin devamını anlamakta zorlanıyor. Çünkü bugüne kadar basına yansıyanlar hiç ama hiç tatmin edici, açıklayıcı, fikir verici değil. Beşiktaş kulübü sadece bu üç ad ve tek bir maç nedeniyle soruşturma kapsamında. Onlara bağlanan bir menajer ve iki futbolcu var bir de.

Bugüne kadar bu konuda basında çıkanları defalarca okumaktan yoruldum artık. Hasbelkader futbolun içinde yer alan birisi olarak gördüğüm tek şey “usulsüz transfer görüşmesi” olsa olsa. Ve futbol dünyasındaki herkesin aşina olduğu “menajer hinlikleri” bir de. Bundan ötesini görmekte zorlanıyorum. Bu türden görüşmeler yapmayan kulüp var mı, ondan da emin değilim. Ha, ortada gerçek bir “şike teşebbüsü”nün somut kanıtları mevcutsa, diyecek sözümüz yok elbet. Ama bir önceki yazımda da vurguladığım gibi, gün itibariyle bunu bilmek Beşiktaş camiasının hakkıdır.

Futbol zorlu bir alan, yaşamın başka hiçbir alanına benzemiyor. Milyonları, takımına gönül vermiş taraftarları ilgilendiriyor, hem de an be an. “Spor Mahkemesi”nden falan geçtim; “Kurulacak” deniyor, oysa Türk futbol tarihinin bu en kapsamlı soruşturmasında ihtiyaç vardı zaten ona. Ama emniyet ve savcılık bu soruşturmaya girişirken işin “iletişim stratejisi”ni ihmal etmiş bana göre. Bunun “futbol dili”yle nasıl yönetileceğine pek kafa yormamış. Bunları söylüyorum, çünkü futbolumuzun geleceği açısından bu soruşturmayı çok önemsiyorum.

Benim beklentim yukarıda andığım “somut kanıtlar”a ilişkin bir açıklama. Nasıl emniyet 19 maç üzerine açıklama yaptıysa, aynı biçimde. Yakında TFF bir karar verecek, kulüpler Tahkim’e ellerinde neyle gidecek? Böyle bir beklentiyi dile getiriyorum, çünkü “gizlilik” halinin medyaya yansıyan onca ifade, telefon görüşmesi, hatta cep mesajı kaydıyla “fiilen” ortadan kalktığı kanısındayım.

Bir de şu var: Hukukun kimi zaman aşırı formelleşmesinin “yasaların ruhu”na zarar verdiğine inanırım. Tek dileğim yetkili bir ağızdan, “yasanın ruhu” açısından tutukluluk halinin gerekçelerini bütün açıklığı ve inceliğiyle dinlemek, öğrenmektir. Lütfen birisi çıksın, Beşiktaş camiasına “işte şu, şu haklı gerekçe ve nedenlerle bu iş sürmekte” diye anlatsın. Vicdanlarımızdaki huzursuzluğu dindirecek bir açıklama sunsun. Yok dindiremiyorsa, biraz da bizim sesimize kulak versin.

Yarın TFF bir kanaate ulaşacak. Ama milyonların kanaati de önemli. Çünkü futbolu var eden, böyle can alıcı bir alan kılan o milyonlar sonuçta. Ne TFF, ne savcılık, ne de kulüp yönetimleri. Olup biteni kaygıyla, üzüntüyle izleyen, doğrulara susamış o futbolseverler. Kimse merak etmesin, ortada bir suç varsa ona en sert tepkiyi verecek olan da onlardan başkası değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder