26 Temmuz 2011 Salı

Özür dilemek artık kurtarmaz...

İsrail Hükümeti Mavi Marmara'ya yaşattıkları yüzünden Türkiye'den özür dileyecek mi? Olayda hayatını kaybeden dokuz Türk için tazminat ödeyecek mi? En temel ihtiyaç maddelerinden mahrum bıraktığı Gazze'ye yıllardır uyguladığı ambargoyu kaldıracak mı?

Gelen haberlere bakılırsa İsrail yumuşamaktaymış... Hükümetin küçük ortağının lideri "Özür dilerseniz ortaklığı bozmam" garantisi vermiş. BM Komisyonu tarafından hazırlanan raporun yayımlanmasından önce 'özür dilemek' niyetindeymiş hükümet...

Nedense bazıları bu görüntüyü yeterli saymamızı bekliyor; özür dileme niyeti büyük lütuf onlara göre... "Hadi, yeniden can ciğer kuzu sarması olalım" yolunda telkinler dört bir taraftan yapılıyor...

Anlayamadıkları gerçeği buraya yazayım: Geciken adalet nasıl zulüm ise, geciken özür de fazla muteber değildir.

Vaktinde duyulan pişmanlık ve nedametle yapılacak bir 'özür' kabul edilebilirdi; aradan geçen aylar içerisinde yazılıp çizilenler hafızalarda iyice yer ettikten sonra kuru bir 'özür' nasıl işe yarasın? Nedamet de duyulmadan...

Özür dilerse İsrail, bunu, yaptığından pişmanlık duyduğu için değil, Türkiye ile yeniden yakınlaşabilmek amacıyla yapacak...

Türkiye bu bölgenin en önemli ülkesi. Önemi, her zaman doğru ve haklı bir çizgi izlemesiyle ilintili... Uluslararası sorunlarda hep çözümden yana tavır alıyor. Bölgenin diğer ülkelerinde varlığını sürdüren yönetimlerle iyi geçindiği gibi o ülkelerin halkları nezdinde de itibarlı bir ülke.

Daha da önemlisi, herkesin anladığı bir dili kullanıyor Türkiye ve evrensel ilkeleri savunuyor.

Mavi Marmara yüzünden Türkiye'ye karşı 'saldırgan' bir üslupla yönelttiği eleştiriler İsrail'in aleyhine sonuç verdi. Barışçıl amaçlar taşıyan insanlarla dolu, uluslararası sularda seyreden bir gemiye saldırmayı 'hak sayan' İsrail'in, Filistin ve Lübnan'da gerçekleştirdiği operasyonlara hoşgörüyle bakan ülkeler nezdindeki itibarı da sarsıldı.

İsrail'le yakınlık, bugün, hemen her devlet için ciddi bir sorun. Eskiden beri ikili ilişki yürüten pek çok hükümet, halklarına bunu kabul ettirmekte zorlanıyor artık. Türkiye'nin haklı tavrı daha önce İsrail'e karşı yumuşak davranan ülkelerin siyasilerinin gerekçelerini elinden aldı. ABD'nin çıkarları da İsrail'in Türkiye'ye 'düşmanca' yaklaşmasına elvermiyor. Kibirli İsrail, geleneksel dostlarının sıkıştırması yüzünden, Türkiye ile ilişkilerini düzeltme yolları arıyor.

Yalnız yabancı dostlarının baskısı altında değil İsrail hükümeti; Netanyahu-Liebermann ikilisinin ülkenin başına açtığı derdin iyice farkına varmış olan İsrail medyası da sesini yükseltmeye başladı. İsrail'e dost kalemler de, okurlarına karşı savunamaz hale geldikleri için, yanlışlığa sahip çıkamıyorlar.

Dört bir yandan kuşatma altında İsrail...

Sorun ilk çıktığında kuru bir özür, üç-beş kuruş tazminat ve ambargoyu yumuşatma belki yetebilecekken, şimdi çok daha ileri bir tavır almak zorunda İsrail... Dünya kamuoyunu da yaptığına nadim olduğuna ve bundan böyle farklı davranacağına ikna etmeli.

Kibri buna elvermez İsrail'in, ama yine de "Yapabilir" beklentisi içerisinde olanlar var.

Yapsın, görelim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder