18 Temmuz 2011 Pazartesi

Oku Gülay Bacı, oku ve öğren!..


Oku Gülay Bacı, oku ve öğren!..  
“İslam ortak paydası, Kürt sorununa çare olabilir mi?..”
TSK’nın akıl almaz ihmallerinden dolayı 13 vatan evlâdını kurban verdiğimiz yönündeki iddiaların ayyuka çıktığı gün, bu başlık altında yazmış Gülay Göktürk...
“İslam ortak paydası, Kürt sorununa çare olabilir mi?..”
Bizler, faşist terör örgütü PKK’yı lanetler, TSK’daki “ihmaller dizisi”ni sorgular ve sorumluların “cezalandırılmasını” talep ederken, Gülay Hanım “Ümmet”e ve “Ümmetçilere” saldırmayı stratejisine uygun bulmuş!..
Özetle...
“Ümmetçilik işe yaramaz” diyor...
“Müslümanlar Kardeştir” ilahi hükmünün “geçersiz” (!) olduğu iddiasında bulunuyor...
Bu topraklarda “İslam”ı hakim kılmanın “Irk temelli” çatışmalara son vereceğini savunanlara sert çıkıyor.
Gülay Hanım’ın “Sübyancıların da hakları vardır. Ve devlet sübyancılara da hizmet vermelidir” görüşünü savunacak denli “Libera-Laik” olduğu malûmdur...
Bir de “ırkçı” imiş yeni öğrendik; “Ümmetçiliğin” dışlanması halinde geriye kalan tek seçeneğe; “Kürtçülüğe” destek vermesinden dolayı...
¥

Gülay Hanım farkında değildir.
O, 28 Şubat”ın, 27 Nisan’ın Türkiye’nin “liberalleşmesini” istemeyen güçler tarafından “liberalleşmeyi” engellemek için yapıldığını zannediyordur.
Öyleyse öğretelim; bütün belgeler, bilgiler, Ergenekon’un, Balyoz’un detayları, “darbecilerin” liberalleşmeyi değil...
“İslamlaşmayı” hedef aldıklarını gösteriyor!..
Darbecilerin “tehdit” algısında Gülay Göktürk gibi “Liberalaik”lerin yeri yok; onları “İslamcılar tarafından kullanılan menfaatçiler” olarak değerlendiriyor adamlar...
“Birinci Tehlike Ümmetçilik” yani Gülay Hanım; senin hesap!..
¥
Gülay Göktürk, “Ümmetçiliğin birleştirici bir fonksiyon ifa etmediğine” delil olarak, Yavuz Sultan Selim dönemindeki “Mezhep” çekişmelerini gösteriyor...
Bütün tarihi gerçekleri ters yüz edercesine “Katil Sünniler” ve “Mağdur mezhepçiler” kurgusu hakim; “Eski Tüfek” yeni “Liberalaik” bacımızda!..
Kendisine “biraz okumasını” tavsiye etmiş olalım; “Ateist” de olsa, İslam’ın ilk emrine uymasında sayısız fayda var.
Okursa, “Sünniler Mezhepçilerle kavga etti, öyleyse ümmetçilik kötüdür” türünden basmakalıp, sığ, bayağı yorumlara varmaktan korunur...
Sübyancılığa hizmet, BDP’ye zımni destek, kendisini yıllardır “besleyip büyüten” ümmetçilere de taarruz gibi vahim hatalara düşmekten de kurtulmuş olur.
Bak bacı, bir belge uzatacağım önüne...
O beğenmediğin, yazının sağında solunda sözümona çaktığın Yavuz Sultan Selim Hazretleri’nin, -ümmetçi ruhla- “Kürtlere Özerklik” verişine ilişkin...
İstanbul’a dönerken Amasya’da konaklayan Yavuz Sultan Selim Hazretleri, 1515 yılında Kürt asıllı entelektüel İdris-i Bitlisî’yi huzuruna kabul ediyor.
Mühürleyip imzaladığı “boş fermanları” içlerini istediği gibi doldurabileceğini belirterek, İdris-i Bitlisî’ye teslim ediyor.
İşte, “Ümmetçilik” esas olduğunda, böylesine güvenirsin bir Kürt büyüğüne...
Güvenir ve bugün “adli takip konusu” haline gelen bir “Özerklik anlaşmasını” imzalamakta sakınca görmezsin.
Evet, Kürt beyleri ile Osmanlı Sultanı arasında bir “Özerklik anlaşması” imzalanıyor...
Bu anlaşmayla Kürt beylerine “ŞERİAT HÜKÜMLERİNDEN AYRILMAMAK ŞARTIYLA” atalarından intikal eden topraklarda bağımsız olarak geleneksel düzenlerini devam ettirme,
kendi kendilerini yönetme,
bütün kültürel haklarını alabildiğine kullanma
ve topraklarını istedikleri gibi işleme hakkı veriliyor...
Kürt beylerinin yükümlülükleri ise, “Cihat” zamanlarında “Küffara” karşı omuz omuza savaşmak ve “Ümmet”in diğer unsurları gibi Osmanlı’ya vergi ödemek...
Tekrar edelim:
İlk şart, “Şeriat hükümleriyle hükmetmek”!..
¥
Demem o ki;
Yavuz Sultan Selim “Irkçı” değil, “Ümmetçi” anlayışla birleştirdi insanımızı..
Bunları öğren Bacı...
¥
Yüzyıllar boyunca Osmanlı fetihlerine büyük katkıda bulunan kardeşlerimizden bir bölümünün bugün “Vatandan kopmak” istemelerine “ümmetçi” anlayış değil, “laikçi” anlayış sebep olmuştur...
Gülay Bacı okursa, öğrenir!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder