29 Temmuz 2011 Cuma

Utanmaz adam

Pazartesi akşamı Samanyolu Haber Televizyonu'ndan "PKK terörü ve önleme çareleri" konulu bir tartışma programına davet edildim.
Zamanım elverdiği ölçüde bu türden tartışma programlarına katılmayı ve bir şeyler önermeye çabalamayı önemsiyorum.
Aynı programda bir de emekli generalin olduğunu söylediler. Samanyolu Haber çağırdığına göre, aklı başında biridir diye düşündüğüm için itiraz etmedim. Zaten şimdiye dek, çok sayıda emekli askerle birlikte tartışma programlarına katılmış ve çoğu kez, ortak noktalara ulaşmıştık. Farklı bazı "tipler"(!) olduğunu ve Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanlarında sık sık rastlanan "bohçacı kadınlar" gibi, televizyon kanalları arasında dolaştıklarını duyuyordum. Ama bana hiç rastlamamıştı. Benim "üslup" ve "yaklaşımlarımı" bilen TV kanallarının bu konuda özenli olduklarını düşünüyordum. Ama en saygısız, terbiyesiz ve utanma yoksunu adam bana denk düşmüş. Nereden bilebilirdim ki?..


***

Toplantı öncesi tanıştık. Terbiyeli bir tipe benziyordu. Hatta bazı ortak tanıdıklarımız da çıkınca bayağı güzel bir sohbet oldu. Fakat aşağı stüdyoya inince, adam kişilik değiştirdi...

Bu zaten bilinen bir şeymiş. Saygısızlığı ve edepsizliğiyle tanınırmış ve reyting için davet edilirmiş. Ancak öyle anlaşılıyor ki, Samanyolu Haber'in yöneticileri, terbiyesizliğin bu derecesini beklemiyorlarmış. Toplantı sonrasında açtıkları özür telefonları ve bir gün sonra gönderdikleri özür çiçekleri bunu gösteriyor.

Bu utanmaz adamın adını vermiyorum. Zira her türlü edepsizliği yaparlar; sonra bunları açıkladığınız zaman "bana hakaret edildi" diye mahkemeye başvururlar. Bunların kendilerine göre yargıçları da vardır. Elin adamına "hırsız" diyen köşe yazarını, "eleştiri hakkını kullanmış" diye beraat ettirirler...

Ayrıca neden propagandasını yapayım?..



Zira bunlar sırtlarında milletin verdiği üniforma ve ellerinde milletin verdiği silah varken, bu milletin çocuklarına "kök söktürürler." Tabii subaylarımızın çoğu bu türden değildir. Onlar şerefli görevlerini tamamladıktan sonra mütevazı yaşamlarına dönerler, meydandan çekilirler. Meydan da böyle "soytarılara" kalır.

***

Toplantının zarif moderatörü ilk sözü bu "zibidiye" verdi. Soru "PKK terörü nasıl önlenir"di.

Utanmaz adam bir an durdu, derin bir nefes aldı ve "Yüce Türk ulusu" diye avaz avaz bağırarak, sanki karşısında birkaç bin kişi varmışçasına ajitasyona başladı.

Ayrıntılara girmeyeceğim ama ileri sürdüğü çözüm önerileri, idam cezasının geri getirilmesi ve İmralı'dakinin başının üstünde demoklesin kılıcı gibi durması; ABD'nin PKK'ya yardımını kesmesinin sağlanması; AB ile ilişkilerin dondurulması; Emasya'nın geri getirilmesi; özel harekâtçılara meydanın bırakılmaması gibi, binlerce denenmiş ve 30 yıldan beri sonuç alınamamış noktalardı.

Daha sonra ben söz alınca; bu önerilerin yıllarca denendiğini ve sonuç alınamadığını dile getirdiğim anda, fevkalade saygısız bir üslupla "benim söylediklerimi bırak, kendi görüşlerini söyle" diye birkaç kez araya girdi. "Böyle tartışma programı olmaz, en iyisi ben gideyim" dememe rağmen, zarif moderatörümüzün ricasıyla oturdum kaldım. Zaten eğer programı bıraksaydım, "Hocayı kaçırdım..." vb. gibi payeler de çıkartabilirdi.

Program boyunca terbiyesizliğin sınırını defalarca aştı. Yok efendim "dersini çalışarak gelmiş" ve "benim cemaziyülevvelimi anlatır ve beni çok üzermiş" yok "işin içine eşimi de katar ve bölüm başkanlığını anlatırmış..."

Bu türden imaları, başka bazı "omurgasız" ve "ahlaksızları" mutlu etmiş olabilir ama "ne varmış benim geçmişimde" sorusunu sorduğum zaman verdiği yanıt hep "üzülürsün..." oldu.

Terbiyesiz adam bir yerden punduna getirdi ve eskiden Atatürkçü'yken şimdi sapmalar içinde olduğumu da sözlerine ekledi.

Kaynaklarını sorduğum zaman da, "istihbaratta kaynak söylenmez" yanıtını aldım. Yani her türlü ahlaksızlığı yapacaksın, her türlü yalanı dolanı dile getireceksin, kaynağını kendine saklayacaksın...

Atalarımız doğru söylemiş: "Sen çamurunu at, kendi kalmasa da izi kalır."

Bu türden insanlara bir zamanlar bu milletin general üniforması vermesi ve yetkiyle donatması ne kadar yanlış ve utanç verici...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder