29 Temmuz 2011 Cuma

Sağlık Bakanlığı'nın Bonuslarıyız

22/07/2011
Kurulan bu düzen ne tıp etiğiyle, ne hasta haklarıyla ne de dürüstlükle bağdaşıyor. Hem hastalar hem de doktorlar bu sistemi suiistimal etmek için her tür patikayı anayola çeviriyor. Anlayacağınız hepimiz birer bonus puanı olmuşuz, haberimiz yok. Ama hayat sütliman, memlekete medeniyet geldi. Allah sıhhat versin, ne diyelim.
Sağlık dünyasında kurulan bu düzen ne tıp etiğiyle, ne hasta haklarıyla ne de dürüstlükle bağdaşıyor

* AK Parti'nin seçim başarısının ardındaki en önemli sebeplerinden biri sağlık politikalarıydı. Örneğin özel hastanelerin büyük bölümünün SGK ile anlaşması sonucunda 'Bedavaya tedavi oldum, işte icraat, işte hükümet' fikri sandıkta çok etkili olmuştu.

* T.C. tarihinde en uzun bakanlık yapan Sağlık Bakanı Recep Akdağ gerçekten vatandaşın hayatını kolaylaştıran bir yığın önemli iş yaptı ama bu işlerin bir kısmının dışarıdan bakıldığında görünmeyen yan etkileri vardı. Örneklerle anlatayım:

* SGK ile anlaşmalı bir özel hastanenin dahiliye bölümüne karın ağrısı şikayetiyle başvuruyorsunuz. Dahiliye mütehassısı size elini bile sürmeden önündeki istek formuna tüm batın ultrasonu, dört damar Doppler ve kan tahlili yazıyor. Bol keseden, oh.


* Şimdi... Tüm batın ultrasonu demek, karın içindeki bütün organların incelenmesi demek. Ki biliyorsunuz bir insan karnının içinde bir sürü organ mevcuttur. Karın ağrısıyla bacaktaki damarların durumunu tetkik eden Doppler'in ne kadar ilgisiz olduğunu ise anlatmaya hiç hacet yok. Bir klinisyen olarak neden şüphelendiğiniz belli olmayan biçimde topu radyoloğa atıyorsunuz. Çünkü o gün mümkün olduğunca çok hasta bakmalısınız...

* Şimdi... Top radyologda ve kan tahlili yapan laboratuvarda... Kolunuza bir iğne giriyor, kanınız alınıyor. Radyolog deseniz, her hastaya yaklaşık 8-10 dakika ayırabiliyor, sistem bu.

* O 8-10 dakikada hastanın ilk müracaat ettiği dahiliyeci doktorun karaciğerden mi, pankreastan mı, apandisten mi yoksa safrakesesinden mi şüphelendiğini bilmeden, karın içinde öylece dolanıp duruyor. Ne o... Tüm batın ultrasonu yaptırdınız... Ne o, tam biyokimya kan tahliliniz var. İyileşmiş kadar oldunuz inşallah...

* Devlet hastanelerine gelirsek... Doktorların muayenehane açması Türkiye'nin AB'ye girmesinden bile meşakkatli prosedürler gerektirdiğinden, hepsi geçimini performans puanlarına bağlamış vaziyette. O puan da ne kadar çok tetkik yaparsa o kadar artıyor.

* Örneğin, bir devlet hastanesine mide yanması şikayetiyle başvuruyorsunuz. Diyelim ki muayene 21 puan. Bakıyor, yetmez. Öyleyse muayene bulgularıyla uysun ya da uymasın hem gastroskopi hem de kolonoskopi yapalım... Mideye girmişken, barsağa da bakalım. Öyle olunca 220 (110+110) puan filan çünkü. Bir düşünün bakayım; sizin başınıza gelmediyse, kaç yakınınızın son dönemde bu tetkikleri yaptırdığını ve 'iyi' çıktığını duydunuz...

* Performans puanının başka handikapları da var: Artık hiçbir cerrah komplike bir ameliyata girmek istemiyor. Apandisit, üstüne apandisitle hayat geçebiliyor. Çünkü birçok cerrah için sıradan bir operasyon olan apandis alma 500 puansa, çok daha riskli olan ve uzun süren kanser ameliyatları 600 puan. Ne uğraşacak... 100 puan için değer mi...

* Tek problem doktorlarda değil, hastalar da bir hoş... Madem ki 500 liralık bir MR'ı SGK'yla anlaşması olan bir özel hastanede 60 liraya yahut da 200 liralık bir ultrasonu 0 liraya çektirebiliyor... 'Çektireyim ben bir tane gelmişken doktor bey' diyorlar. Doktor da 'Peki' diyor, 'Seni mi kıracağız, kırmayayım ki sen hep bizim dükkana gel'... 1 sene içinde 26 kez utrason çektiren hasta var, sayın seyirciler!

* Kıdemli bir radyolog anlatıyor: "Çok sık ultrasona geldikleri için artık ahbap olduğumuz üç teyzeden biri geçen gün yoktu. 'Nerede Hamiyet Hanım, hayırdır' dedim. 'Bugün hasta. gelemedi' dediler. Budur yani..."

* Olay ne biliyor musunuz? Kurulan bu düzen ne tıp etiğiyle, ne hasta haklarıyla ne de dürüstlükle bağdaşıyor. Hem hastalar hem de doktorlar bu sistemi suiistimal etmek için her tür patikayı anayola çeviriyor. Anlayacağınız hepimiz birer bonus puanı olmuşuz, haberimiz yok. Ama hayat sütliman, memlekete medeniyet geldi. Allah sıhhat versin, ne diyelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder