16 Temmuz 2011 Cumartesi

Kandillere katran döktü geceler

 
Dün Beraat Kandili idi değil mi? KANDİL’den Kandil tebriği geldi.. Ama kanla..
DERİN bir süreçten geçtikten sonra bize ulaştı sanıyorum bu tebrik.
Aksilik bu ya, Diyarbakır’da 13 er yanarak can verirken, iki subay da eğitim uçağı ile denize çakılarak hayatını kaybetti.. Şimdi bakıyorum, İstanbul’da polisle çatışma bir kişi ölü ele geçirilmiş..
Diyarbakır’daki yangında bir düzine de yaralı var..
Birkaç gündür arkası arkasına sivil ve askerler kaçırılıyor.
O da yetmedi Demokratik Toplum Kongresi “Demokratik Özerlik” ilan ediyor.

Yangına körükle gidiyor birileri.. Ankara’da yemin için beklenirken birileri, meclise gelip kayıt bile yaptırmadan grub toplantılarını Diyarbakır’da yapıyorlar..
Bizi tanımıyorsunuz diyorlar. Ama kendileri aday olup seçildikleri parlamentoyu tanımıyorlar sanki..
İktidarla masaya oturalım diyorlar, istedikleri gerçekleşiyor, iktidarın yargıya müdahelesi anlamına gelecek, parlamentoyu vesayet altına alma anlamına gelen dayatma içine giriyorlar.. İktidar kendi şartlarını öne sürünce, ‘biz bağımsız bir partiyiz, iktidarın dayatmalarına boyun eğmeyeceğiz’ diyorlar. Peki sizin yaptığınız ne? Siz iktidara; parlamentoya, yargıya karşı dayatma yapmak için iktidarı “boyun eğmeye” zorlayacaksınız, bunun adı demokratik bir hak olacak, öbür türlüsü “dayatma”.
Eskiden bir PKK vardı. Şimdi bir de BDP var. O da yetmedi KCK var, o da yetmedi DTK var. İyi olsun.. Ama kim kimdir belli değil.. Kimin eli kimin cebinde o da belli değil..
Apo mu lider Kandil mi?
Sosyal Mediada, süreçle ilgili belli merkezlerin informasyonlarına bakıyorum, bu işin bunlardan ibaret olmadığını da düşünüyorum.. Filistin’e vurgu yapıyorlar mesela. Bu MOSSAD ağzı..
Eski tecrübelerimden yola çıkınca, bu işin PKK ve yol arkadaşları ile başlayıp biten bir olay olmadığını da düşünüyorum.. Bu işin içinde, ortalığı karıştırmak isteyen “DERİN güç”ler olabilir..
En azından o derin güçler bu durumu değerlendirmek için devreye girmek isteyeceklerdir.. Hatta diğer uluslararası güç merkezleri, istihbarat ajanları da sürece dahil olacaklardır..
Mesela şu adam kaçırma işini bir başka istihbarat örgütü gerçekleştirip terör örgütüne teslim etmesi de mümkün. Böyledir demiyorum ama, bu tür işler de mümkün.. Terör örgütü adına birileri kaçırıp sonra da serbest bırakabilirler.. İnfaz da edebilirler.. Menfaatlerine hangisi uygunsa..
Bana kalırsa operasyondan önce işin aslını öğrenmek gerek. Burada da istihbarat öne çıkıyor..
Önceki gün 13 asker haberi ekrana düştü, bir türlü açıklama gelmiyor. Ne oldu, pusuya mı düştüler, mayına mı bastılar, çatışmada mı, belli değil. Geç vakit haber geldi ki, çatışmada çıkan ateşten makilik tutuşmuş; ölü ve yaralılar buna bağlanıyor. Twitterde @cigdemmater, @baybarsorsek tarafından retweet edilen, “(teröristin kaçarken attığı el bombalarından çıkan yangında askerlerimizi kaybettik) masalına zerre inanmıyorum. Bölgeye acil gözlemci lazım” mesajını attılar.. Ama ilk önce insani tepkiler, bir öfke patlaması yaşandı, arkasından kriptolar devreye girip bu öfkeyi maniple etmeye çalıştılar.. İşi Ergenekona, Balyoza, açılıma, özgürlüklere, anayasa değişikliğine, demokratikleşmeye getirdiler ve bu işi bununla ilişkilendirmeye çalıştılar. Tam bir psikolojik harp taktiği ama bana kalırsa yüzlerine gözlerine bulaştırdılar..
BDP, CHP’lilerden ders almadı. Son şanslarını da kaybettiler.. Ya artık pazarlığı bırakıp özür dilerler ya da bütün bu olumsuzlukların sorumluluğunu üstlenirler. Onların bu tavrı birtakım çevrelerin ekmeğine yağ sürdü. Onları cesaretlendirdi, onlara fırsat sundu..
İşler bu noktaya geldikten sonra, CHP ve MHP’de, BDP ile birlikte aynı talepleri savunamaz artık..
“Fazla naz âşık usandırır” diye bir söz vardır.. BDP hem kendi halkına, hem hükümete karşı dayatmacı bir politika izliyor. Bunun adı demokrasi değil. Tek parti döneminin kötü bir kopyasından ibaret yaptıkları.. Öfkeleri akıllarından büyük.. Güya, sopa ve havuç, iyi polis-kötü polis oyunu oynuyorlar.. “Biz hedefimize öyle de gideriz böyle de” demeye getiriyorlar. Aslında hem terör, hem de siyaseti birbirini destekleyen süreçler olarak kullanmayı deniyorlar..
BDP’ye kızıp özgürlük teahhütlerinden vazgeçilmemeli ama artık bu konuda da bir karar verilmeli. Bu iş böyle gitmeyecek.. Meşru hedeflere meşru yollardan gidilir.. Bizim Türkler ve Kürtler olarak birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, ama birlikte kazanacağımız bir zafer var.
Sahi, önce bu askerler nasıl öldü, yangını kim çıkardı! Önce onu bilelim..
Ha sahi, PKK alternatif Cami-Cuma gibi, bir de alternatif kandil kutlaması niye yapmadı, önderliğin aklına mı gelmedi!
Kandillere katran dökmemeli geceler.. Hem de BERAAT kandili arifesinde. Selâm ve dua ile..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder