2 Ağustos 2011 Salı

Emekli MİT'çi: Öcalan'ı kimse devre dışı bırakamaz!

Bir önceki yazımda kendi durumunu Nelson Mandela'ya benzeten Abdullah Öcalan'a birkaç noktada itiraz edince hem ulusalcı Türklerden, hem de ulusalcı Kürtlerden tepki gördüm. Ulusalcı Türkler, "Mandela gibi dünyaca kabul görmüş bir özgürlük savaşçısını Apo gibi bir bebek katiliyle aynı kefeye koyup kıyas yapmaya kalkman bile senin hangi zihniyete sahip olduğunu ortaya çıkarıyor!", ulusalcı Kürtler de, "Öcalan'ın Kürtler adına verdiği mücadele Mandela'nın siyahlar adına verdiği mücadelenin çok ötesindedir. Sırf AKP'ye yalakalık yapmak adına onun Kürtler üzerindeki etkisinin Mandela'nın Afrikalı Siyahlar üzerindeki etkisiyle aynı olmadığını söylüyorsun!" şeklinde saldırıya geçince kafam karıştı!
İster istemez sordum kendi kendime; "Acaba ben nerede hata yaptım? Bu yazım neden her iki tarafı da çileden çıkarttı?"

İşin içinden çıkamayınca, yani kendi sorumun cevabını kendim bile yanıtlamakta zorlanınca, "En iyisi ben bir bilene danışayım bu konuyu!" deyip, PKK ve Öcalan konusunda bence Türkiye'nin en uzman isimlerinden biri olan 1989-1991 arasında Diyarbakır Bölge Başkanlığı yapan emekli MİT müsteşarı Cevat Öneş'i aradım.
Cevabını aynen yazıyorum:
"Kendi kitlesi açısından Mandela'nın da ötesindedir Öcalan! Hatta PKK sempatizanları üzerinde 'kutsanmış bir kurtarıcı' olarak görülebilecek derecede bir algıya sahiptir!"
Konusunda uzman olan Öneş'i hazır yakalamışken devam ettim tabii son günlerde yaşanan keşmekeşe dair sorular sormaya:
"Peki Öcalan'ın PKK tarafından devre dışı bırakıldığı, etkisini yitirdiği, PKK'nın onun gücünü kırdığı yönündeki yorumlar karşısında düşünceniz nedir?"
"Son derece yanlış yorumlar! Bir kere Öcalan'ı hiç kimse devre dışı bırakamaz! PKK ve onun sempatizanı olan Kürtler üzerindeki etkisi sanıldığından çok daha büyüktür. Evet örgütünün yaptığı son eylemler onun misyonuna vurulmuş darbe gibi algılanabilir ama bu darbeler onun PKK ve Kürtler üzerindeki önemini azaltmaz. Sadece onun barış için attığı adımları yavaşlatmasına, durdurmasına bahane olur. Ama emin olun Öcalan isterse onları bir günde bile bitirir!"
"Niye bitirmiyor o zaman?"
"Çünkü beklentileriyle hukuksal şartlar henüz kesişmedi! Karşı taraf, devlet onun barış için ortaya koyduğu şartların tümüne müspet cevaplar vermeden yani yeni anayasada neler olup biteceği filan net bir biçimde önüne konmadan, Öcalan bu hareketi yapmaz! Yüzde yüz garanti almadan katiyen PKK'yı silah bırakması konusunda, sonlandırmak konusunda çabalamaz!"
"Bu şartlar kapsamında genel af konusu da var mı?"
"Var tabii! O olmadan zaten silahların susmasını beklemek abesle iştigal olur!"
"Genel afta Öcalan'ın serbest kalması söz konusu mu peki?"
"Genel af kişiye göre şekillenmez! Eğer böyle bir af olacaksa bu affın içine şu ismi koyalım, bu ismi çıkaralım diyemezsiniz! Ancak bunu konuşmak için henüz erken. Öcalan'ın ya da PKK'lıların 'Genel af' talebine gelene kadar üzerinde tartışılması gereken daha mühim konular var! Kürtlerin anayasal talepleri yeni anayasada yer almadan yani genel af için gereken bütün şartlar oluşmadan konuştuklarımız havanda su dövmenin ötesine geçmez!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder