15 Ağustos 2011 Pazartesi

Senegalli futbolcu Dia ve sosyetik Sırp güzeli İvana

Fenerbahçe'nin Senegalli futbolcusu Dia, 2010 yılında evinde bir davet düzenliyor.
Takımdaki diğer siyahi futbolcuları, İstanbul'daki arkadaşlarını ve ailesini davet ediyor. İçkiler içiliyor, danslar ediliyor, şarkılar söyleniyor. Aynen bizim 'hadi eller havaya' davetleri gibi. Dia'nın takım arkadaşı Niang da davette var. Hatta eşi ev sahibi gibi koşturup duruyor. Konuklarını eğlendirmek için çırpınıyor. Tabii bu arada cep telefonları fotoğraf makinesi olarak kullanılıyor. Kimse günün birinde bu pozların gazetelerde haber olacağını düşünmüyor. Fotoğrafı çeken en yakın arkadaşı çünkü...

Aradan 1 yıl geçiyor. Dia'nın evindeki dans sahneleri sarılmalar bir gazetede çarşaf gibi yayımlanıyor. "Evde alem yaparken yakalandılar" başlığı ile okuruna duyuruluyor. Fenerbahçe Kulübü bir basın bildirisi yayımlayıp olayın doğrusunu anlattı ama bence yetmedi. Çünkü önce Afrika halkını anlatması gerekiyor. Bazı cahil insanlara, bazı gerçekleri öğretmek gerekiyor... O insanlar ki halkı çok yanlış yönlendiriyor. Afrikalı denilince hep yanlış şeyler düşünüyor. Onların senden, benden daha temiz kalpli olduklarını, bazı konularda çok rahat olabildiklerini bilmemiz gerekirken doğa onları çok farklı karaktere büründürmüş. O sıcak hava, yağmurlar, dev ağaçlar ve rutubet... Sesleri bile farklıdır onların. Nasıl eğlendiklerinden çok, dünyaya nasıl baktıkları önemli. Onlar için namus nedir? Hatta namus diye bir kavram var mıdır? Bunları anlatabilmek için de Afrika'ya gidip, o insanların arasında yaşasalar... Bu davetin başka boyutlarını İstanbul'da gece kulüplerinde çok sık görüyoruz. En modern kulüp diye bilinen Ortaköy Reina'da bile... Sık sık kavgalar neden çıkıyor? Siyahi insanları anlayamayan beyaz fanatik taraftar veya gazeteciler arasında alıp verilemeyen ne olur ki...
Eğlenen futbolcuları suçlayan bu ilkel ve sığ bakış açısına şimdi bir nokta koyup, soruyorum. Peki Avrupalı hele hele güzel sosyetik kadınların başına böyle bir 'gazete başlığı' gelebilir mi? Hatta gerçek skandal olsa bile... Onlar ne yaparsa yapsın 'çağdaş' oluyorlar değil mi? İnsan hakları, insanca yaşamak, özgürlük, insanın doğası falan filan... Pek çok gerekçemiz var. Çok basit bir örnek vereceğim. Günlerdir gazetelerde bir 'Sırp' kökenli kadının fotoğrafını görüyoruz. Dersin ki ABD dışişleri bakanı... Oysa o kadın dekolte pozlar sayesinde şöhret yapılan bir sıradan tekstilci... Aynen Ayşegül Nadir, Süreyya Yalçın, Eda Taşpınar gibi sadece zengin koca veya sevgili sayesinde giyinip kuşanan, Bodrum'da iskele üzerinde çıplak pozlar veren kadınlar... Bayan İvana kimdir? Kocası ile olan problemleri Türk halkını ne kadar ilgilendiriyor? Ne yaparsa yapsın, kimin umurunda. Sadece güzellik yeter mi? Antalya'da onun gibi binlerce Rus güzel sokaklarda dolaşıyor. Kocası şunu yapmış, o bunu yapmış... Para değil çocuğu önemli imiş...
Yaa dolar aldı başını gitti, ete yine zam geldi. Suriye ile her an savaş çıkabilirmiş, PKK yine azmış, bunlar kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa İvana Hanım'ın macerası. Kocasının en yakın arkadaşı ile ne yaptığı...
Ben şahsen İvana Hanım'dan sıkıldım. TV'de görünce kanal değiştiriyorum, gazetede ise sayfa... Bu haberleri merakla okuyanların ise bilinçaltı problemleri olduğuna inanıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder