2 Ağustos 2011 Salı

Kemal Burkay’ın Öcalan’dan farkı

Türkiye, PKK’nın kan dökmeye aralıksız devam ettiği, DTK’nın “özerk” inden “özgür Kürdistan” ına kadar uzanan manifestosunu (isyanını) ilan ettiği, BDP’nin TBMM’de yemin etmek için dayatmada bulunduğu kritik bir zaman diliminden geçiyor.
Kemal Burkay, 31yıl sonraki dönüşünü “Açılım önemli. Geliş nedenim bu” diye açıkladı. Başbakan Erdoğan’ın da “Yeni Anayasa” yı ve “Kürt Sorunu” nu öncelikli olarak üzerine odaklanacak iki olgu olarak açıkladığı bir dönemde Burkay’ın dönmüş olması tesadüf olarak görülmemelidir.
Birileri Burkay’a, Öcalan ve ekibinin silahla yapamadığını, siyasetle başarma güvencesi vermiş olabilir. Aslında Burkay ile Öcalan bir çok yönden birbirinin ruh ikizi gibidir. Her ikisinin de temel konularda birbirlerinden farklı görüşü yoktur.

Kemal Burkay, “Abdullah Öcalan’a rakip olmadığını ve PKK’nın şiddet çizgisini başından beri tasvip etmediğini” söylüyor. İlaveten de “Onunla savaşmaya gelmedim. Öcalan’ın partisi, ordusu, parlamentosu var, benim bir kedim bile yok” diyor.
Anlaşılan o ki, bu söylemlerle Kemal Burkay, Öcalan’a “muhataplık” konusunda kazandığı mevzilere dokunmayacağı sözünü vermiş oluyor.
Öcalan ile Burkay arasındaki en önemli farkın şiddete başvurma konusunda olduğu söylenebilir. Bir defa Öcalan, “demokrasi sandıksal değil namlusaldır” diyen bir zihniyete sahiptir. Bu yüzden “şiddetin miadı doldu” diyen Baydemir’e “ya istifa ya öz eleştiri” dayatmasında bulunmuştu. Buna karşın Burkay, “şiddet” i dışladığını, önce “dağdakilerin oradan inmesi gerektiğini” söylemektedir.
Kemal Burkay çok daha gerçekçi ve stratejik düşünmektedir. Terör, hangi amaç için yapılırsa yapılsın, insan olan hiçbir kimse tarafından haklı görülemez. Bölücülüğü terör üzerinden değil insan hakları, uluslar arası hukuk ve demokrasi üzerinden yapmak, daha az riskli ve daha sonuç alıcıdır. Burkay, bu yolu izleyecektir.
ncak, Burkay’ın bölücülük konusunda Öcalan’dan çok daha ileride olduğu söylenebilir. Zira Öcalan’ın hık mık ederek dolaylı olarak söylediğini, Burkay doğrudan talep ediyor. Diyor ki, “Kalıcı, adil bir çözüm ancak federasyonla olur. Bu iş, ancak federatif bir çözüm ile olur... Bir şeyi uygun bir yöntemle söylerseniz, insanlar bunu anlamaya çalışır... Çözüm imkanları çok var. Kıbrıs’a, Kanada’ya bakarız”.
Kemal Burkay’ın önümüzdeki günlerde bölücü, bölgeci, etnik siyasetin önemli figürü olarak sahaya sürüleceği şimdiden söylenebilir. Şanlı medya, Kemal Burkay’a “Türkiye silah kullanılmadan nasıl bölünür” sorusuna cevap arama programları düzenletecektir. Türk halkı, federasyonun ne denli milli birliği güçlendirdiğini bu programlar vesilesiyle izleme imkanına kavuşacaktır.
Türk toplumuna birileri, ölümü (Öcalan’ı) gösterip sıtmaya (Burkay’a) razı edecek yumuşatma stratejisi uyguluyor. Bu bölücü ve işbirlikçi stratejinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını bekleyip göreceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder