10 Ağustos 2011 Çarşamba

Türkiye-Suriye savaşı için dua edenler

10 Ağustos 2011 Çarşamba
Türkiye-Suriye arasında savaş çıksın diye dua edenler var. Sadece Batı’da değil. Bakın son bir iki günde, bizim basında çıkan haberlere: “PKK’lılar Suriye’ye sığındı... Suriye PKK’ya kucak açtı... İran’la Suriye, Türkiye’yle istihbarat konusunda işbirliğini kesti... PKK’yla ilgili istihbarat İsrail’den gelmeye başladı!” Bu haberlerin doğruluğu yanlışlığı bir yana, zamanlaması ilginç, en hafifinden! Ahmet Davutoğlu’nun Suriye ziyaretinden hemen önce!

Neyse, bu yazılanları alın, bunlara, “Türkiye sınırına Suriye birlikleri yığınak yapıyor” gibisinden çıkan kimi asparagas haberleri ekleyin. ABD’den gelen CIA Başkanını, ABD Dışişleri yetkililerini ve Hilary Clinton’ı da hesaba katın. Ve NY Times’la, Washington Post gazetelerinde yayınlanan “Suriye’deki olaylarda dizginler Obama’nın elinden çıktı Erdoğan’ın elinde geçti” gibi başlıkları da dikkate alın. Ortaya ne çıkıyor? Bölgede bir Türkiye-Suriye savaşı beklentisi tabi! Aslında Türkiye-Suriye değil, Sünni-Şii çatışması yatıyor karanlık güçlerin düşlerinde. Irak’ta da olan buydu. Batılı kaynaklar Irak işgali sırasında 1 milyon Iraklı’nın öldüğünü açıkladı defalarca. Bunların ancak yüzde beşi, bilemedin onu Amerikalılarca öldürüldü. Diğerleri Sünni-Şii çatışmalarında yaşamını yitirdi. Şimdi benzer bir senaryo Türkiye-Suriye savaşı çıkararak sahnelenmek isteniyor. Ama bu düşle yaşayanlar Başbakan’ın Bahreyn’deki kargaşa sonrasında, “yeni Kerbelalar istemiyoruz!” sözünü unutuyorlar. Hem ülkesini hem de bölgedeki duyarlılıkları çok iyi bilen ve anlayan bir kişi Tayyip Bey.

Türkiye’nin şu anda yaptığı, Suriye’yi demokratik haklar konusunda uyarmak. Bakınız, Suriye gizli polisi El Muhaberat ve Esad’a bağlı birliklerden canını kurtarıp Türkiye’ye sığınanların sayısı 20 bine ulaştı. Günde ortalama 75 kişi öldürülüyor Şam yönetimince ve Esad göstermelik reformlardan söz ediyor, gıkını çıkarana terörist damgası vuruyor, bu da bizim burnumuzun dibinde oluyor. Eski Türkiye sesini çıkarmaz uzaktan bakardı olan bitene. Ama burası artık Yeni Türkiye! Gördüğü her yerde haksızlığa, acımasızlığa, gaddarlığa karşı sesini yükseltecektir. Kendisine silah doğrultulmadığı sürece de barışı tercih edecektir. Onun için boşuna uğraşmayın; Türkiye-Suriye savaşı çıkmaz.

Galatasaray’ı pisliğin içine çekemezsiniz

Ne kadar uğraşırsanız uğraşın Galatasaray’ı bataklığın içine çekemeyeceksiniz! Nitekim çekemediniz de. Bülent Tulun’un Adnan Polat’a yazdığı ama sadece fotokopisi bulunan mektuba dayanarak, Denizli maçında teşvik primi yolladı palavrasıyla Galatasaray’a kara çalmaya uğraşanların eli böğründe kaldı.

Her şeyden önce 2006 yılında teşvik primi vermek suç değildi! Galatasaray, Bülent’in, Adnan’a öfkelenip yazdığı öne sürülen mektupta kayıp dediği 1 milyon dolarla ilgili belgeleri savcılığa verdi, mecbur olmamasına rağmen. Savcılık tatmin olmuş olmamış bu Galatasaray’ın sorunu değil çünkü ortada suç yok! Sporda Suç Yasası 14 Nisan 2011’de yürürlüğe girdi, 2005 ya da 2006’da değil! Zaten savcılık takipsizlik kararı vermişti.

Siz, unutun Galatasaray’ı, Denizli maçının berabere bitmesinin nedenini Appiah’nın boş kale yerine topu aut’a yollamasında arayın! Hadi Fenerbahçeliler neyse, TFF’nin sözüm ona yansız başkanına ne oluyor! Uyduruk teşvik primi haberi çıkar çıkmaz “Galatasaray’ın kupasını elinden alırız!” dedi. Neye dayanarak, hangi yasaya, hangi hukuka! Fenerbahçe Cumhuriyeti hukukuna mı! Beyefendi, bırakın Galatasaray’ı, biran önce şike sorununa bir çözüm getirin. Demeç verecekseniz de Başbakan’dan örnek alın! Ha eğer, Galatasaray’la ilgili yalanları kimlerin nasıl tezgahladığını merak ediyorsanız da, önceki gün Emenike’yle ilgili çıkan, sözüm ona Galatasaray’a transfer edileceği yolundaki haberleri, kimlerin kimlere yazdırdığına bir bakın! Hala karar veremiyorsanız da yazıklar olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder