18 Temmuz 2011 Pazartesi

Kan manyakları!

Barış ve Demokrasi Partisi seçimlerde büyük bir başarı kazandı. Seçildikleri halde Meclis'e giremeyecek olan birkaç BDP'li milletvekili var, fakat zamanla onların da Meclis'e girebilecekleri / girmeleri gerektiği yönünde yaygın bir kanaat oluştu ve iktidar partisi de bu kanaati paylaşıyor. Daha önemlisi; yeni bir anayasanın, sivil bir anayasanın, Kürtleri de tatmin edecek bir anayasanın acil gerekliliği artık genel kabul görüyor. Öte yandan, uzun tutukluluk sürelerinin kabul edilemezliği konusunda da bir mutabakat -dolayısıyla bütün KCK'lı tutukluların salıverilmesi için bir perspektif- mevcut.


PKK veya bir kısım PKK'lı işte bu çözüm atmosferinde yol kesip iki asker ve bir sağlık görevlisini kaçırdı. Kaçırılan askerleri ve sağlık görevlisini bulup kurtarmak amacıyla yapılan arazi taramasında PKK'lıların saldırısına uğrayan 13 asker feci şekilde can verdi. O askerlerden evvel de iki uzman çavuş PKK'lılar tarafından sokak ortasında katledilmişti. Allah Teala cümlesine ganî ganî rahmet eylesin, kederli ailelerine ve hepimize Sabr-ı Cemîl ihsan eylesin.

Eski PKK'lı bir arkadaşıma sordum: "Mesele Kürt meselesiyse, Kürt meselesinin çözüm yoluna girdiği böyle bir atmosferde niye işliyorlar bu cinayetleri? Hangi vicdanla, hangi akılla, hangi mantıkla izah ediyorlar bu kan banyosunu?" Dedi ki: "Adam öldürmek zamanla hayat tarzına dönüşebiliyor. Öldürmeden duramıyorlar. Öldürmezlerse bunalıma girerler."

Akan kanın durması için şartlar oluştukça, PKK veya bir kısım PKK'lı telaşa kapılıp kan akışını çoğaltıyor, çözüm sürecini kan deryasında boğmaya ve savaş atmosferini muhafaza etmeye çalışıyor. Bunun adı "Kürt ulusal mücadelesi" filan değil düpedüz kör şiddettir, kan manyaklığıdır, caniliktir.

Rejimin zulmü payidar olmadı, olmuyor; PKK'nın zulmü de payidar olmayacak.

"SINIRLARI KALDIRIN!"

Cumartesi günü Kilis Öncüpınar'da, Suriye sınırındaydık. 16 Temmuz Gençliği "İttihad-ı İslam" sloganları attı, "Sınırları kaldırın!" diye haykırdı, "Ümmetin birliği sınırları yıkacak" müjdesini verdi.

Burada 90 yıldır böyle sloganlar atılıyor olmalıydı, ama ilk defa atılıyor. Geç olmasın güç olmasın. 1000 millik yol 1 adımla başlar. 16 Temmuz Gençlik Hareketi şeytanın bacağını kırdık.

Bunu da gördük, elhamdülillah.

AHMET ŞİŞMAN

Kilis'ten dönerken aradılar, "Ahmet Şişman öldü" dediler. İnna lillah ve inna ileyhi raci'ûn. Bedenimden bir parça kopmuş gibi hissettim.

Yol boyunca beslendiğim / beslendiğimiz en önemli kaynaklardan biriydi Ahmet Abi. Yayıncılığıyla ve sivil toplum önderliğiyle rehber oldu, ufuk açtı. Ehl-i infak ve ehl-i muhabbet kişiliğiyle sürur verdi, örnek oldu. Üzerimizde büyük emeği, büyük hakkı var. Zamanında helallik dilemiştim, o da helal olsun demişti. Ben de Ahmet Abi'ye helal olsun diyorum. Helal olsun, aşk olsun. Mekânı cennet olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder