1 Ağustos 2011 Pazartesi

Okan'a şaşırdım

Okan Bayülgen ile ayaküstü muhabbet ediyorduk.
Birden çığlık atarak hopladı.
Çok fena oldu Okan… Farkında olmadan salyangoza basmıştı.
Hayvanın üzerinde kabuğu yoktu.
Okan'ın basmasıyla ters döndü.
Eşi ile birlikte seferber oldu Okan.
Önce hayvanı çevirdiler.
Sonra bir süre kabuğunu aradılar.
Okan çok kötü oldu.
Bir ileri bir geri yürüdü. "Bunu nasıl yaptım… Ben bunu nasıl yaptı?" diye söylenerek… Kendine kızıyordu.
Ondaki hayvan sevgisindeki aşırılığa tanık oluyordum.
İtiraf etmem gerekirse şaşırdım.
Hani bağıran çağıran gergin adam, kapkara Okan diye bir imaj var ya kafamızda.
Onun ekran önündeki görüntüsüne bakıp karar veriyoruz. "Bu adam sevemez" diyoruz. "Okan'ın yumuşak kalbi olamaz" diye düşünüyoruz.
Halbuki görüntüye aldanmayacaksın işte.
Okan, salyangoz için yüreğini koydu ortaya.
Ve üzerine bastığı için hem kahroldu "Hayvana acı çektirdim" diye… Hem de çırpındı durdu bahçenin ortasında.
Bir tek ağlamadığı kaldı.


HÜLYA ŞALVARLA BEZELYE AYIKLIYOR
Hülya Avşar meditasyon yapıyormuş. "Ne güzel" dedim.
Nasıl yaptığını sordum.
Efendim malum Ayvalık tatil beldesi.
Orada geçiriyor yaz dönemini… Herkes sere serpe plajlara yayılırken….
O daha çok şalvarla oturuyormuş.
Bu yaz şalvarı seçmiş Hülya kendine.
Şalvarla oturuyor, şalvarla kalkıyormuş.
Ruhunu dinliyormuş böylece..
Ve meditasyonunun şalvardan sonraki en önemli unsuru bezelyelermiş.
Bol bol bezelye ayıklıyormuş Hülya… Taneleri kabuğundan çıkarırken tümden öze varışı hissediyormuş.
Uzmanlar siniri olanlara bol bol bezelye yemeyi tavsiye ediyor.
Kabızlığa da iyi geliyormuş bezelye… Yemesi faydalı yani.
Demek ki yemeden önce de ayıklaması iyi geliyor insan ruhuna.
Çok güzel yemek de yapıyormuş Hülya.
Oldukça iddialı bu konuda.
Ben sadece gülümseyerek baktım ona.
İyi yemek yaparım demek… Sözle olmaz… İcraatla olur sevgili Hülya.
Yapacaksın, tadacağız, bakacağız öyle karar vereceğiz.
Bu arada benim favori yemeğim karnı yarık ve biber dolma… Bilgin olsun…


TAŞINACAK ADAM
Kimileri ona güldü.
Kimileri dalga geçti.
Kimileri de "Futbolumuzun Küçük Emrah'ı" diye isim taktı.
Onun adı Daniel Guiza… Ülkesinde İspanyol Gazeteciler ona soruyor; "Fenerbahçe küme düşerse ne yapacaksın? Ayrılacak mısın?" diye.
Guiza cevap veriyor; "Evet takım olarak zor günlerin içindeyiz.
Ancak küme düşsek bile… Ben bu formayı sırtımda taşırım"….
Ben de diyorum ki; "İşte ben de bu adamı sırtımda taşırım"..
Bir de Fener'in Eskişehir'den yeni transferi var.
Adı Sezer… "Ben verilecek kararı bekliyorum.
Arkadaşlarımın kalma isteği beni bağlamaz"
demiş.
Ben de Sezer'e diyorum ki; "Seni tutan yok. Seni kimse bağlamaz… Ardından da kimse ağlamaz.
Güle güle… Yallah"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder