1 Ağustos 2011 Pazartesi

Askeri vesayet ve Ergenekon

İnternet Andıcı iddianamesini hazırlayan Savcı Cihan Kansız, "TSK değil, Ergenekon yargılanıyor" dese de, aslında yargılanan "cumhuriyeti koruma kollama" zihniyetidir. İnternet Andıcı'nı ya da İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı, "Ergenekon" başlığı altına koymak mümkün değil. Balyoz veyahut Sarıkız/ Ayışığı gibi darbe girişimleri Ergenekoncuların işiydi diyebilir miyiz? Ortaya çıkan, bütün fişleme belgeleri ya da Jandarma bünyesinde kurulan Cumhuriyet Çalışma Grubu ve işlevi, 28 Şubat sürecinde rastladığımız Batı Çalışma Grubu faaliyetlerinin bir devamı mahiyetinde değil mi? Şemdin Sakık'ın "itiraf"larına eklenen kara propaganda malzemesi, bize, internet sitelerinin yürüttüğü psikolojik harekâtı hatırlatmıyor mu? Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Aczmendiler, irtica paranoyasını güçlendirmek için kullanılmıştı. Danıştay saldırısı da farklı bir amaç gütmüyordu. Ümraniye bombaları ortaya çıkana kadar suikastçı Alparslan Aslan "Allah'ın askeri" olarak takdim edilmedi mi?
Ergenekon, askerin, "cumhuriyeti koruyup kollarken" (darbeleri hazırlarken) başvurduğu bir yöntem. Ağırlıklı olarak Özel Harp ve Genelkurmay 2. Başkanları bu işin içinde; bazı sivillerden yararlanıyorlar. Kara propagandayla, icap ederse suikast ve sabotajlarla, korkular besleniyor, güçleniyor. Müdahaleye zemin hazırlanıyor. Asker faaliyetini yürütürken, medyadan ve sivil toplum örgütlerinden yararlanıyor.
"TSK değil, Ergenekon yargılanıyor." Peki bu Ergenekon'un ucu nereye kadar gidiyor? TSK'nın komuta kademesinde, "cumhuriyeti koruma kollama" adına siyasete bulaşmayan isim bulmak kolay mı? Ergenekon başlığı altında, yargılanan, aslında, askerin kökleşmiş vesayetçi anlayışıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder