11 Temmuz 2011 Pazartesi

Mazi kalbimde yaradır!


Ta o eski, Aziz Yıldırım'ın başkanlığa seçilmek için gazeteleri ufaktan gezdiği günler geldi aklıma. O zaman Güneş gazetesinin bulunduğu katın bir üstünde Akşam gazetesi bünyesinde Magazin müdürlüğü yapıyordum. Alaattin Metin ziyareti ile biz de Aziz Bey'le en üst kattaki salonda sohbet ettik. Çok heyecanlıydı. Rakibi de bir gün önce bizi ziyaret eden Vefa Küçük idi. Aziz Bey'in işi silip süpüreceğini anlamıştık. Neyse sonra ufak bir tartışma yaşadık. Resmen küstü bize. Yıllardır da selamı sabahı kestik. Ben de konuşmak için aramadım. Bunları geçtik. Ama Aziz Yıldırım, o geldiği günden bu güne kadar inanılmaz bir Fenerbahçe aşkı ile çok büyük işler yaptı. Bu gün resmen imparatorluk sonrası yaşanan bir ceza gibi, aslanların önüne, büyük bir arenaya atıldı Aziz Başkan. Sevip, sevmeyebilirsiniz. Ama bu adamın öyle güzel hizmetleri var ki. Bir Fenerbahçeli onu hep takdir eder. Şike yıllardan beri yapılmaktadır. Bu gün temizlenmesi için düğmeye basılmıştır. Yıllar önce Ankaragücü takımının kalecisi Zalad'ın ardında, o günler foto muhabiri idim. Resim çekmekten kollarımda derman kalmamıştı.
Ne hikmetse; Galatasaray'ın sekiz gole ihtiyacı vardı şampiyon olmak için ve maç 8-0 bitti. Belki çok büyük bir tesadüf! Dedik ama Zalad o maçtan sonra memleketine kaçarcasına gitti. Konuyu dallandırıp, budaklandırmayalım. Geçmişe mazi deyip, bu gün bırakın Aziz Yıldırım'ın aslanların önüne atılmasını, 104 yıllık Çınar'ın düşürüleceği durum hakkında endişelerin olmasıdır. Devam eden bir senaryonun yeni sahneleri sunulmuştur. Bir gün önce Trabzonspor taraftarlarının, her ne  kadar rakipleri de olsa Türkiye liglerinin önemli rengi olan Fenerbahçe için yaptıkları yürüyüş ve istekleri hoş kaçmamıştı. Bu gün başkanları için ne düşünecekler. Ki' Trabzonspor başkanlığına gelen hatta bu başkanlığın ilk gelişinde büyük bir maddi kaynaklarla iflasa giden ama Trabzon aşkı ile bu gün göreve gelen Sadri Başkan'a da yazık olmadı mı? Fenerbahçe ligden düşürülürse ligin rengi gittiği gibi Avrupa maçları hayal olur. TFF birilerinin ağzına bakar gibi. Kim karar verecek buna? Fenerbahçeli Başbakan mı, Fenerbahçeli TFF başkanı mı? Kim, kim, kim? İki ucu boklu değnek buna denir. Ama ellerini ovuşturan öyle tipler var ki. Lig Fener'le biter, seyredilmez, bizde zarar görürüz diyen var da çok az.
Hilal karar veremiyor!
Vallahi Şike, yemin hak getire. Son konuştuğumuz ve neredeyse tüm köşe başı yazlarının kaleme aldığı 'Pampiş' sardı dört bir yanımızı. Paylaşım sitesinin en çok tıklanan görüntüleri Hilal Cebeci ve Pampişleri. Ne alaka diyen yok. Merak buya tıkla ve Hilal'in esasında öyle çok belden aşağı olmayan, sadece biraz seksi kokan görüntüleri. İşi iyi kavramış Hilal.'Valla abi benim diyen reklam ajansı böyle bir iş yapamazdı.' Diyor haklı da hani. Daha önce de yazmıştık. Bu gün Hilal'den bir şey daha öğrendik ki, bu işi Hilal kendi lehine çevirirse, yıllardır çektiği sıkıntılardan bir nefeste, sıhhatlice sıyrılır. Efendim iki firma peşindeymiş Hilal ve 'Pampi'şin. Biri Prezervatif diğeri iç çamaşırı firması. Güzel bir para karşılığı bu reklamları yapması isteniyormuş. Hatta siteler bile açılmış 'Pampiş' diye. Bulduk ya, yapışırız. Helal sana Hilal. Bu aralar fazla resmini koyma, merak etsinler. Zaten gazeteler bize gönder o resimleri biz yayınlayalım teklifleri de geliyormuş. Ne diyelim. Akıllı bir iş yaptı.
Hırsız mı, polis mi?
Bu telefonlardaki oyunlara çok titiz özen göstermemiz gerekiyor. Çocuklar sussun hani belli de aklı açılsın diye ellerine verdiğimiz telefonların içindeki can sıkıcı oyunlarla kafalarının ne kadar karıştığını anlayamıyoruz. Pardon büyüyünce elbet doğru yolu bulacaktır ama. Neyse efendim Bizim Mehmet ve Jale'nin yeğenleri, küçük Batuhan'la biraz geç tanıştık ama herifi neredeyse yiyecektim! Böyle bir zeka,böyle bir güzellik mi olur inanılır gibi değil. Tabii anne ve babanın ilgi ve alakası ile de alakalı bu gelişme. Eline babasının telefonunu almış oyun oynuyor. Hala soruyor ne oynuyorsun? Pırsız, Olis. Harflerde kullanma sıkıntısı. Olacak elbet. Daha 3 yaşında bilmediği yok ama. Dikkatini çekmiş, hırsızların daha atak olduğu görüntüler,hırsızların iyi işler yapacağı kanaatini oluşturmuş Batuhan'da. Ah bi de hırsız diyebilse? Pırsız olacağım diye bağırıyor. Ve dikkatimi çeken beslenme şekli. Yatarken süt içiyormuş Batuhan. Aralarda başka bir içecek. Yine bağırıyor annesine. 'Anne rezene', ulan ne olabilir ki dedim. Meğer bitki çayıymış. Rezene çayına müptela bu şirin herif. Biberonla dikiyor kafaya. Şimdiki çocuklar bir başka kardeşim. O kadar akıllı ki maşallah pırsızın ne olduğunu bir iki aya kalmaz öğrenir Batuhan. Dikkat ve çocuktan al haberi derken, bundan sonra bazı şeyleri onlardan öğreneceğiz demek ki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder