Dün Bursa’daydım. TÜYAP Kitap Fuarı’nda gönül dostu okurlarımla buluştum. Fuarın siyasi tercihimle ilgili kritik evrenin arifesine denk gelmesi, gündemi değiştirdi haliyle. Zaten bir süredir yoğun telefon ve mail trafiğinden bunalmış vaziyetteydim, curcunanın içine düştüm.
Gönül dostları ikiye bölünmüştü. “Kesinlikle siyasete girme, gazetecilikte zirveye koşarken siyasete atılman seni geriye götürür” diyenler bir tarafta, “Ergenekoncuların cirit atacağı mecliste sana mutlaka ihtiyaç olur, mücadeleni siyasi alanda sürdür” önerisinde bulunanlar diğer tarafta...
İki kesimin de dillendirdiği görüşlerin kendi içinde tutarlı tarafları var, haklı olduklarını düşünüyorum. Doğrunun birden fazla olduğu anlar, herhalde böyle anlar olsa gerek. Ama iki güzergahı eş zamanlı geçmeniz mümkün olmadığına göre, birini tercih etmek durumundasınız.
Allah mahcup etmesin, kararımı verdim. Bugün Gaziantep’e gidip saat 14.00’de AK Parti il binasında milletvekili aday adaylığı başvurusunda bulunacağım.
Daha önce kamuoyuna açıkladığım gibi, aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu’na verileceği 11 Nisan’dan önce Star Gazetesi Ankara Temsilciliği görevini bırakacağım. Oktay Ekşi gibi yapmayacağım.
Bir adım daha ileri gidiyorum; aday listesinde ismim olsa da olmasa da temsilcilik görevine bir daha dönmeyeceğim. 5 Eylül 2006 günü temsilci olarak başladığım Star Gazetesi’ndeki görevimi, liste durumu ne olursa olsun sonlandırıyorum.
Biliyorsunuz; Ülke TV’de Ahmet Kekeç ve Turgay Güler’le birlikte yaptığımız En Sıra Dışı programını bitirmiştim. Mustafa Ünal ve Adem Yavuz Arslan’la katıldığım Bugün TV’deki Temsilciler Meclisi
programını 15 Mart’ta, Fikri Sağlar ve Latif Şimşek’le katıldığım Beyaz TV’deki Derin Gündem programını 16 Mart’ta son kez çıkarak kapatıyorum. Geriye sadece yazarlık şapkam kalacak. Onu da aday listelerinin açıklanacağı 11 Nisan Pazartesi günü veda yazısıyla geçici süreyle vestiyere asacağım.
Eğer listelerde yer alır siyasi yolculuğum başlarsa, seçimden sonra fırsat buldukça Star başta olmak üzere farklı gazetelerde “konuk yazar” olarak düşüncelerimi paylaşmak isterim. Kitap yazmaktan asla vazgeçmeyi düşünmüyorum. Her şey yolunda giderse 1 yıl içinde yeni bir kitapla okurların karşısına çıkmak istiyorum.
Birkaç cümle de tercihimi etkileyen sebeplere ayırmak niyetindeyim. Seçim sonrası dönemi, cumhuriyet tarihinin en hayati süreçlerinden biri olarak görüyorum. Demokratik cumhuriyetin inşasına gazeteci olarak tanıklık yapmak yerine mimar olarak katılmayı tercih ettim.
Bir de küçük latife yapalım; Ergenekon ve Balyoz taifesinin doluşacağı parlamentoda bize de hayli görev düşer sanırım. Anlaşılan orada da huzur yok.
Hakkımda açılan davaların, adaylık kararımda hiçbir etkisinin olmadığını ayrıca belirtmekte yarar var. Malum, milletvekilliği, ceza davalarını ortadan kaldırmıyor, sadece donduruyor. Milletvekilliği sona erdikten sonra davalar kaldığı yerden devam ediyor. Yani, davaları belirli süre öteliyor, o kadar.
Umarım, hakkımızda hayırlı olanı budur. En zor anlarımda desteklerini esirgemeyen gönül dostlarına müteşekkirim, hayır dualarını yine esirgemezler diye umut ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder