Hangisine bağlı olduğunuz önemli değil.. 5776'ya bir boş mesaj gönderin..
60'lı yıllar.. Amerika'da Üniversite okuyup dönmüş Cüneyt Ağabey (Nur içinde yatsın, Koryürek) bir yandan gazetecilik yapıyor, bir yandan Amerika'da diplomasını aldığı konunun, reklam, halkla ilişkiler ve pazarlama şirketinin temellerini atıyor bir yandan da.. Kaç yan oldu.. Cüneyt Ağabey'in o kadar yönü vardı ki.. Atletizm özel merakı.. Amerika'da onun da kurslarına, seminerlerine gitmiş.. Modern atletizm antrenman tekniklerini öğrenmiş. Müstakil Atletizm Sahasına geliyor, her akşam.. "Müstakil Atletizm Sahası".. Ada bakar mısınız?.
Futbol sahalarının etrafında şimdi yok edilen kulvarlar dışında atletizm yeri yok Türkiye'de..
Bu ilkiydi. Onun için de adı öyle konmuştu zaten..
Cahit Öneller, Ekrem Koçaklar, Fahir Özgüdenler ve isteyen herkese, karşılıksız, ücretsiz antrenörlük yapıyor..
Zaman zaman yanında küçük bir kızla geliyor.. Cıvıl cıvıl, pırıl pırıl koşuşan bir kız çocuğu. İlkokul çağında bile değil.. Herkesin gönlünü kazanmış.. Bir gün "Jale'ye talibim Cüneyt Ağabey" dedim.. "Nişanlım olsun.." Güldü benim gibi.. "26'ıncı sıradasın" dedi.. Minik Jale herkesin kalbini çalmış, öylesi..
Yıllar geçti. Önce Cüneyt Ağabey, sonra ben İstanbul'a taşındık. Jale harika bir genç kız oldu ve harika bir evlilik yaptı..
Sonra bir gün, Cüneyt Ağabey Delta Ajansa çağırdı beni. Koştum..
"Jale MS, Hıncal" dedi.. "O ne" dedim.. "Multipl Skleroz" dedi.. "O ne" dedim tekrar..
O da pek fazla şey bilmiyor. O zaman internet de yok ki, giresin.. Fazla yayın da yok.. Konuştuğum doktorlardan da bizi tatmin eden bir şeyler öğrenemiyorum.
Sonra bir gün duydum ki, Maçka Otelinde bir konferans var. Genç bir doktor MS'i anlatacakmış.. Koştum gittim. Başından sonuna nefes almadan dinledim..
O zaman öğrendim ki, MS bir garip sinir hastalığı..
Beynin emirlerini vücuda sinirler iletiyor.
Kimsenin (Bugün bile) bilmediği bir sebeple bu sinirlerin çevresi sertleşmeye başlıyor. (Skleroz o) Sertleşen sinirler, beynin emirlerini bazen iletmiyor, bazen yanlış iletiyor, bazen yanlış yere iletiyor. Bu sinirler çeşit çeşit.. Bu yüzden de Multipl (Çoklu) adı zaten..
Beyin kriz zamanlarında vücudu kontrol edemiyor. Bir dengesizlik, felç, görme karmaşası gibi durumlar ortaya çıkıyor.
Hastalık en çok genç yaşlarda ve daha çok kadınlarda oluyor. 15 yaşından önce ve 50 yaşından sonra pek rastlanmıyor Tıp, hastalığa neyin sebep olduğunu bilmiyor. İlerler mi, durur mu, bilmiyor. Ne zaman atak yapar, bilmiyor. Bu yüzden nasıl tedavi edilir, onu da bilmiyor..
O genç doktor, Nail Mert Ertüren.. Bugün Türkiye Multipl Skleroz Derneği Başkanı..
Eşi MS hastası.. O gece o da ordaydı.
Harika bir İstanbul hanımefendisi..
Sakıp Sabancı Müzesi içinde yeni hazırlanan Seed adlı konser salonunda rastladım onlara, yıllar sonra..
Beni oraya getiren şey, "Best of Classics adlı konseri, hazırlayan ve yöneten dostum Serdar Yalçın'dan öğrenmem oldu.
Gidince öğrendim ki, gece Novartis ilaç firmasının sponsorluğunda, MS Derneği yararına yapılıyor.
Dr. Ertüren "Yıllar önce konferansımı nasıl dikkatle dinlediğinizi hatırlarım" dedi..
Ben de niçin dikkatle dinlediğimi anlattım..
Konuştuk.. O yıldan bu yana, tıp MS konusunda fazla bir mesafe almamış. Niye başladığı, niye ataklar yaptığı, niye durduğu, ilerleyip ilerlemeyeceği hâlâ bilinmiyor.
Tedavi hâlâ bilinmiyor. Ama ataklar sırasında belirtileri bir ölçüde azaltan ve bu kriz dönemlerini en kolay geçirmesini sağlayan ilaçlar ve rehabilitasyon yöntemleri konusunda ilerleme var. Bir de kök hücre tedavisiyle MS önlenir mi, onun denemeleri yapılıyor..
Dr. Ertüren "Türkiye'de 35 bin MS hastası olduğu biliniyor, ama gerçek rakam bunun üzerinde olabilir. Çünkü belirtiler bazen çok düşük düzeyde oluyor, hasta, hasta olduğunu bile fark etmiyor. Biz dernek olarak hastalar ve yakınlarının bilgilenmesi için çalışıyoruz. MS hastaları ve yakınları için İstanbul'da bir Rehabilitasyon ve Rekreasyon Merkezi kuruyoruz. Orada bir araya geleceğiz. Birbirimizi ve hastalığı tanıyacak ve MS'le nasıl yaşamamız gerektiğini öğreneceğiz. Bina bitti.. Sadece iç düzenlemesi kaldı diyebilirim.. Şimdi bir 300 bin liraya daha ihtiyacımız var.."
İşte 5776'ya atacağınız boş mesaj bunun için.. Yaptıysanız, çorbada sizin de tuzunuz var demektir. Her mesajla 5 lira bağışlamış oluyorsunuz..
Teşekkürler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder