Bir ay önceydi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bize iddialı bir biçimde “Çok yakında haksız tutuklamalar yapacaklar” demişti.
Gazeteniz Yeniçağ’a manşet olan Kılıçdaroğlu’nun o sözleri elbette bilgi değil öngörüydü ama görülüyor ki tam isabet kaydetmiştir.
Önce onlarca generalin içinde olduğu 163 TSK mensubunun tutuklanması ve hemen akabinde sosyal medya operasyonu!
Peki yapılan bu taarruzlarla Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği tutuklama dalgası geçmiş midir?
Sanmıyoruz, tersine, biz yeni başladığı kanaatindeyiz!
Göreceksiniz çok yakında ardı ardına yeni tutuklama dalgaları gelecektir.
İlk sırayı yine askerler alacak ve darbecilerin Tayyip Erdoğan’ı nasıl öldürmek istedikleri (!) gibi toplumu etkileyecek tevatürler ortaya konacaktır...
Onu AKP ve dinci gruplara muhalif olan gazetecilerin tutuklanması izleyecek.
AKP diktasına meydan okuyan yazarlar gerekçeler yaratılıp bir bir toplanacak ve seçim öncesinde medya’nın muhalif kepenkleri bu şekilde tamamen indirilecektir!
Medya’nın topyekün susturulması ile beraber Ergenekon finansçısı diye birkaç işadamı yine gözdağı için yani seçimde muhalefete para yardımı yapılmasını engellemek için tutuklanabilir.
Peşi sıra seçim yaklaştıkça MHP ile İşçi Partisine tezgahlar kurulacak..
Hrant Dink’in esrarengiz şekilde öldürtülmesi misali komplolar kurulup MHP ve ülkücüler hedefe oturtulup imajları delik deşik edilecek.
Keza İşçi Partisi de aynı pusudan payını alacak.
Bitmedi, CHP’ye de mezhepler kullanılarak imaj operasyonları yapılacak.
AKP derin devletinin karargahında üretilecek sahte belge, doküman ve sözde ses kayıtları ile CHP ile Sünni kesim arasına nifak sokulmaya çalışılacak..
Dahası, Kılıçdaroğlu ile alakalı dezenformasyonlara pespaye bir biçimde aynen devam edilecek.
Diyeceksiniz ki kâhinlik yapıyorsun! Elbette sezgilerimi yazıyorum ama açın bakın arşivlere AKP’nin yaptığı pek çok şey önceden bu sütundan duyurulmuştur... Üstelik bu sefer yukarıda yansıttığım öngörülerde çok iddialıyız!
Niçin mi?
12 Haziran’daki seçim hem ABD hem de AKP için hayat-memat demek de ondan!
Bakın AKP bu seçimi kaybederse ABD’nin Orta Doğuyu yeniden şekillendirme projesi yani BOP güme gidebilir, ondan dolayı Paxamericana bu seçim için her türlü kural dışılığa peşinen onay vermiş durumda!
Keza aynı önem Tayyip Erdoğan için de geçerli, zira o da ya Başkan olacak,ya da Yüce Divan’a gidecek!
Bütün bunlar dikkate alındığında ABD ile AKP’nin bu işi zerre riske etmeyeceğini ve seçim öncesinde gerekli saha düzenlemelerini yapıp seçmeni AKP’yi mecbur ve mahküm edeceğini düşünüyoruz..
Dilerim yanılırım ama durum maalesef budur.
EŞYANIN TABİATI
340 general istifa etse ne olur?
TSK kendi ifadesi ile kendine yapılan psikolojik operasyonlara karşı şu güne kadar zerre bir karşılık verebilmiş değil..O zaman ortaya çıkan tablo şudur:Ya TSK gerçekten muktedir değildir ya da sızlanması yani operasyon altındayım demesi tiyatrodur.Öyle ya bundan başka bir ihtimal eşyanın tabiatı gereği mümkün olamaz Denilebilir ki yapılacak karşı operasyonla TSK’nın zarar görmesinden korkuluyor!.. Hayır hiç bir şey TSK için bugünkü malum görüntüsünden daha dramatik olamaz.Devleti kuran ve binlerce yıldır devlet olarak algılanan koca bir kurumu bu görüntüye sokmak kimsenin hakkı ve haddi olmamalıdır..Kuşkusuz asla antidemokratik bir tepkiyi talep ediyor değiliz.Böyle bir şeye ilk biz karşı çıkarız..Bizim talebimiz TSK’nın hukuk ve ahlak içinde kendini sahiplenmesidir..Peki ne mi yapılabilir?..Mesela,TSK’ya operasyonu yapanlar deşifre edilip millete açıklanabilir ya da TSK’da tutuklu olmayan 340 general topyekin istifa edebilir!.. Hem operasyon altındayım deyip hem de kurbanlık koyun misali baş uzatmayı ben anlayamıyorum!..
AFFIN BEDELİ Mİ
Af karşılığı Kurtulmuş’un kellesi mi?
Torba yasaya eklenen bir madde ile kamuoyunda Kayıp Trilyon Davası diye bilinen malum davanın sanıklarına örtülü olarak af getirildi... Peki bu sanıkların en önemlisi kim miydi?.. Abdullah Gül’dü!.. Abdullah Bey’in Cumhurbaşkanı olduğu için yargılanmaktan zor kurtulduğu Kayıp Trilyon konusunda Çankaya sonrası hesap vermemesi yani hapse girmemesi için böyle bir düzenleme yapıldı... Çıkarılan örtülü afla kurtarılan ikinci isim ise Necmettin Erbakan’dır.Yoksa Erbakan’ın Numan Kurtulmuş’u Saadet Partisinden göndermek için çırpınması böyle bir af taahhüdünün sonucu mudur? Öyle ya 85 yaşına gelmiş ve yürümeye bile mecali olmayan Erbakan niçin bu kadar inatçı olur.. Ne yalan söyliyeyim bu afdan sonra Erbakan’ın düzenleme karşılığı AKP ile gizlice anlaştığı iddiaları artık ağırlık kazanmıştır.
SUSMANIN SEBEBİ
Erdoğan darbeye ve Esad’a niye susuyor?
Demek ki askerin yönetime el koyması sivil diktatörün ülkeyi yönetmesinden daha ehvenmiş! AKP ve ağababaları öyle diyor.. Baksanıza Mısır hadisesinde Obama’nın telefonu sonrasında Mübarek’i hedef alan Tayyip Erdoğan ne hikmetse yönetimi ele geçiren darbeciler için tek kelime olsun etmiyor!.Sadece bu fotoğraf bile Tayyip Erdoğan’ı anlatmaya yeter de artar bile...Bitmedi aynı şekilde Mübarek’i hedef alan Erdoğan ne hikmetse Suriye Devlet Başkanı Esad’ı kardeşim diye kucaklamaya ve kutsamaya devam ediyor..Peki ama bu çifte standart niye? Öyle ya Esad da Mübarek misali diktatör değil mi? Ortaya çıkan tablo Erdoğan’ın tutumunun ilkesel değil, ABD’nin talebi adına olduğunu teyid etmiyor mu?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bize iddialı bir biçimde “Çok yakında haksız tutuklamalar yapacaklar” demişti.
Gazeteniz Yeniçağ’a manşet olan Kılıçdaroğlu’nun o sözleri elbette bilgi değil öngörüydü ama görülüyor ki tam isabet kaydetmiştir.
Önce onlarca generalin içinde olduğu 163 TSK mensubunun tutuklanması ve hemen akabinde sosyal medya operasyonu!
Peki yapılan bu taarruzlarla Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği tutuklama dalgası geçmiş midir?
Sanmıyoruz, tersine, biz yeni başladığı kanaatindeyiz!
Göreceksiniz çok yakında ardı ardına yeni tutuklama dalgaları gelecektir.
İlk sırayı yine askerler alacak ve darbecilerin Tayyip Erdoğan’ı nasıl öldürmek istedikleri (!) gibi toplumu etkileyecek tevatürler ortaya konacaktır...
Onu AKP ve dinci gruplara muhalif olan gazetecilerin tutuklanması izleyecek.
AKP diktasına meydan okuyan yazarlar gerekçeler yaratılıp bir bir toplanacak ve seçim öncesinde medya’nın muhalif kepenkleri bu şekilde tamamen indirilecektir!
Medya’nın topyekün susturulması ile beraber Ergenekon finansçısı diye birkaç işadamı yine gözdağı için yani seçimde muhalefete para yardımı yapılmasını engellemek için tutuklanabilir.
Peşi sıra seçim yaklaştıkça MHP ile İşçi Partisine tezgahlar kurulacak..
Hrant Dink’in esrarengiz şekilde öldürtülmesi misali komplolar kurulup MHP ve ülkücüler hedefe oturtulup imajları delik deşik edilecek.
Keza İşçi Partisi de aynı pusudan payını alacak.
Bitmedi, CHP’ye de mezhepler kullanılarak imaj operasyonları yapılacak.
AKP derin devletinin karargahında üretilecek sahte belge, doküman ve sözde ses kayıtları ile CHP ile Sünni kesim arasına nifak sokulmaya çalışılacak..
Dahası, Kılıçdaroğlu ile alakalı dezenformasyonlara pespaye bir biçimde aynen devam edilecek.
Diyeceksiniz ki kâhinlik yapıyorsun! Elbette sezgilerimi yazıyorum ama açın bakın arşivlere AKP’nin yaptığı pek çok şey önceden bu sütundan duyurulmuştur... Üstelik bu sefer yukarıda yansıttığım öngörülerde çok iddialıyız!
Niçin mi?
12 Haziran’daki seçim hem ABD hem de AKP için hayat-memat demek de ondan!
Bakın AKP bu seçimi kaybederse ABD’nin Orta Doğuyu yeniden şekillendirme projesi yani BOP güme gidebilir, ondan dolayı Paxamericana bu seçim için her türlü kural dışılığa peşinen onay vermiş durumda!
Keza aynı önem Tayyip Erdoğan için de geçerli, zira o da ya Başkan olacak,ya da Yüce Divan’a gidecek!
Bütün bunlar dikkate alındığında ABD ile AKP’nin bu işi zerre riske etmeyeceğini ve seçim öncesinde gerekli saha düzenlemelerini yapıp seçmeni AKP’yi mecbur ve mahküm edeceğini düşünüyoruz..
Dilerim yanılırım ama durum maalesef budur.
EŞYANIN TABİATI
340 general istifa etse ne olur?
TSK kendi ifadesi ile kendine yapılan psikolojik operasyonlara karşı şu güne kadar zerre bir karşılık verebilmiş değil..O zaman ortaya çıkan tablo şudur:Ya TSK gerçekten muktedir değildir ya da sızlanması yani operasyon altındayım demesi tiyatrodur.Öyle ya bundan başka bir ihtimal eşyanın tabiatı gereği mümkün olamaz Denilebilir ki yapılacak karşı operasyonla TSK’nın zarar görmesinden korkuluyor!.. Hayır hiç bir şey TSK için bugünkü malum görüntüsünden daha dramatik olamaz.Devleti kuran ve binlerce yıldır devlet olarak algılanan koca bir kurumu bu görüntüye sokmak kimsenin hakkı ve haddi olmamalıdır..Kuşkusuz asla antidemokratik bir tepkiyi talep ediyor değiliz.Böyle bir şeye ilk biz karşı çıkarız..Bizim talebimiz TSK’nın hukuk ve ahlak içinde kendini sahiplenmesidir..Peki ne mi yapılabilir?..Mesela,TSK’ya operasyonu yapanlar deşifre edilip millete açıklanabilir ya da TSK’da tutuklu olmayan 340 general topyekin istifa edebilir!.. Hem operasyon altındayım deyip hem de kurbanlık koyun misali baş uzatmayı ben anlayamıyorum!..
AFFIN BEDELİ Mİ
Af karşılığı Kurtulmuş’un kellesi mi?
Torba yasaya eklenen bir madde ile kamuoyunda Kayıp Trilyon Davası diye bilinen malum davanın sanıklarına örtülü olarak af getirildi... Peki bu sanıkların en önemlisi kim miydi?.. Abdullah Gül’dü!.. Abdullah Bey’in Cumhurbaşkanı olduğu için yargılanmaktan zor kurtulduğu Kayıp Trilyon konusunda Çankaya sonrası hesap vermemesi yani hapse girmemesi için böyle bir düzenleme yapıldı... Çıkarılan örtülü afla kurtarılan ikinci isim ise Necmettin Erbakan’dır.Yoksa Erbakan’ın Numan Kurtulmuş’u Saadet Partisinden göndermek için çırpınması böyle bir af taahhüdünün sonucu mudur? Öyle ya 85 yaşına gelmiş ve yürümeye bile mecali olmayan Erbakan niçin bu kadar inatçı olur.. Ne yalan söyliyeyim bu afdan sonra Erbakan’ın düzenleme karşılığı AKP ile gizlice anlaştığı iddiaları artık ağırlık kazanmıştır.
SUSMANIN SEBEBİ
Erdoğan darbeye ve Esad’a niye susuyor?
Demek ki askerin yönetime el koyması sivil diktatörün ülkeyi yönetmesinden daha ehvenmiş! AKP ve ağababaları öyle diyor.. Baksanıza Mısır hadisesinde Obama’nın telefonu sonrasında Mübarek’i hedef alan Tayyip Erdoğan ne hikmetse yönetimi ele geçiren darbeciler için tek kelime olsun etmiyor!.Sadece bu fotoğraf bile Tayyip Erdoğan’ı anlatmaya yeter de artar bile...Bitmedi aynı şekilde Mübarek’i hedef alan Erdoğan ne hikmetse Suriye Devlet Başkanı Esad’ı kardeşim diye kucaklamaya ve kutsamaya devam ediyor..Peki ama bu çifte standart niye? Öyle ya Esad da Mübarek misali diktatör değil mi? Ortaya çıkan tablo Erdoğan’ın tutumunun ilkesel değil, ABD’nin talebi adına olduğunu teyid etmiyor mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder