Acaba Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’la gizli bir anlaşma mı yaptı diye düşünüyorum bazen; acaba gidip ona, “sen ne istersen yap, ne istersen söyle, hiç canını sıkma, ben sana tarihî bir zafer kazandıracağım, büyük bir oy patlaması yaşatacağım” mı dedi?
Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinin, “gizli bir AKP destekçiliğinin” dışında bir manası yok çünkü...
“Getirin Ergenekon belgesini, ben de imzalayıp, üye olacağım” lafının başka ne anlamı var?
Bakın, eğer “Ergenekon yandaşlığı” oy getiren bir şey olsaydı Ergenekon’a gerek kalmazdı; öyle darbe hazırlıkları, suikastlar, cinayetler yapılmazdı, her yere silahlar gömülmezdi, gidip halka “Ergenekon” düşüncesi anlatılır ve oyları alınırdı.
Ergenekon’a halk destek vermediği için Ergenekon kuruluyor, onca plan yapılıyor, onca cephane toprağa gömülüyor.
Halk, askerî vesayete karşı olduğu için kaos yaratılıp darbe hazırlanarak, halk sindirilmek isteniyor.
Bu mantığı anlamak gerçekten bu kadar zor mu?
Bunu anlayamayan bir siyasi partinin herhangi bir seçimi kazanması mümkün mü?
Ergenekon’un destekçisi olan bir kitle var elbette.
Ama o kitle küçük bir azınlık.
Tarihimizde, Ergenekon tarzı bir yapıyı, ordunun siyasete müdahalesini, darbeciliği destekleyerek seçim kazanmış bir tek parti var mı?
Halk bir tek kez bile böyle bir partiye oy vermiş mi?
27 Nisan muhtırasını destekleyen CHP’nin 22 temmuzda aldığı oyla, o muhtıraya karşı direnen AKP’nin aldığı oyları kıyaslamak bir siyasetçiye gerçeği göstermez mi?
27 Nisan muhtırasının ertesinde yaşanan seçimin sonuçlarından hiçbir ders çıkarmıyor mu Kılıçdaroğlu?
Doğrusu ya Kılıçdaroğlu’nun, 27 Nisan muhtırasına tepki gösteren herkesin “şeriatçı”, o muhtırayı destekleyen herkesin de demokrat ve laik olduğuna inanacak kadar “saf” olduğunu hiç zannetmiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder