Bir zamanlar, Afrika'daki bir ülkede bir kral hüküm sürüyormuş. Kral, çocukluğundan beri tanıdığı dostunu hiç yanından ayırmazmış. Ama arkadaşının her olay karşısında "Bunda da bir hayır var" demesine çok sinirlenirmiş. Bir gün birlikte ava çıkmışlar. Arkadaşı tüfeklerden birini doldururken yanlışlıkla ateş almış ve geriye doğru patlamış; kralın başparmağı kopmuş. Dostu her zamanki gibi "Bunda da bir hayır var" demiş.
Kral acıdan kıvranırken, öfkeyle bağırmış: "Atın bunu içeri".
Bir yıl sonra, kral, insan yiyen kabilelerin yaşadığı bir bölgede avlanırken, yamyamlara esir düşmüş. Odunları yakmışlar, kralı da bir direğe bağlamışlar. Tam ateşi tutuşturacakken, yemek istedikleri adamın başparmağının olmadığını fark etmişler. Bu yüzden, onu serbest bırakmışlar, çünkü inançları gereği eksik uzuvlu birini yerlerse, lânetleneceklerine inanıyorlarmış.
Kralı salıvermişler. Kurtuluşun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, arkadaşına yaptığı muameleden mahcup olup, ondan özür dilemiş:
- Sen haklıymışsın, gerçekten bunda bir hayır varmış. Seni ceza evine atmamalıydım.
Arkadaşı itiraz etmiş:
- Özür dileme! Beni cezaevine atmanda da bir hayır vardı.
Kral şaşırmış:
- En yakın arkadaşımı zindanda tutmamın neresinde hayır olabilir ki?
- Düşünsene ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum. Şimdi de, o yamyamların midesinde...
(Bu hikâyeyi Nevzat Kurtuluş'un yazdığı "Hayata Dair" kitabından aldım. Çok güzel anekdotlarla dolu kitabı herkese tavsiye ederim. Hayata Dair-Nevzat Kurtuluş-email:nevkurtulus@ yahoo.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder