sonkibar@gmail.com
Hatırlayın YAŞ toplantısının hemen arefesiydi. Genelkurmay Sözcüsü
Metin Ataç sorulan soru üzerine şöyle bir söz etti:
- “Yasa ve teamüllere göre hakkında iddia olan TSK mensupları masumiyet karinesinden hareketle terfi edebilirler.”
Hemen o gün anında,102 subay ve General için tutuklama kararı çıkarıldı ki bunların içinde daha önce aynı davadan iki kere
tutuklanıp serbest bırakılanlar da vardı!
Kamuoyu ayağa kalktı ve yargının hiç beklenmeyen bu hükmünün aslında YAŞ’ı etkilemek olduğu iddia edilerek konu hemen bir üst mahkemeye havale edildi.
Birinci gün geçti itiraza bir ses çıkmadı ve bu arada YAŞ toplantısı başladı!
İkinci gün geçti mahkemeden yine karar yok!
YAŞ’da bu arada terfiler görüşülüyor, tutuklamaya itiraz kararı üst mahkemede kabul edilse pek çok general terfi edecek!
Metin Ataç sorulan soru üzerine şöyle bir söz etti:
- “Yasa ve teamüllere göre hakkında iddia olan TSK mensupları masumiyet karinesinden hareketle terfi edebilirler.”
Hemen o gün anında,102 subay ve General için tutuklama kararı çıkarıldı ki bunların içinde daha önce aynı davadan iki kere
tutuklanıp serbest bırakılanlar da vardı!
Kamuoyu ayağa kalktı ve yargının hiç beklenmeyen bu hükmünün aslında YAŞ’ı etkilemek olduğu iddia edilerek konu hemen bir üst mahkemeye havale edildi.
Birinci gün geçti itiraza bir ses çıkmadı ve bu arada YAŞ toplantısı başladı!
İkinci gün geçti mahkemeden yine karar yok!
YAŞ’da bu arada terfiler görüşülüyor, tutuklamaya itiraz kararı üst mahkemede kabul edilse pek çok general terfi edecek!
Üçüncü gün geçti yargı yine suskun.
Dördüncü gün aynı bekleyiş ve yine karar yok!
Derken YAŞ toplantısı 4. günü doldurup kural gereği nihayetleniyor.
Sonuç mu?
Balyoz’da adı geçenler; haklarında yakalama emri olduğu için hiç biri terfi edemiyor. Dahası, bekleme sürelerinin bulunup bulunmadığı da belli olmuyor!
Ve hemen ertesinde yani önceki gün akşam saatlerinde bomba patlıyor:
Konu hayati önemi haiz olmasına rağmen bir türlü karar vermeyen mahkeme ne hikmetse YAŞ toplantısı biter bitmez yani YAŞ’da kararlar alındıktan sonra hükmünü veriyor ve tutuklamaya yapılan itirazı kabul ediyor!
Mahkeme verdiği kararı eğer günlerce beklemeyip gecikmeden verseydi mağduriyetler yaşanmayacak ve hak eden terfisini alacaktı!
Söyleyin lütfen nedir bunun adı?
Kim bu yaşananların tesadüfen ve birbirinden bağımsız şekilde tezahür ettiğini söyleyebilir?
Söyleyemez çünkü her şey ortada!
Bir başka olay da Hasan Iğsız’la ilgili ifadeye çağrılma olayıdır!
İlker Başbuğ ve diğer Yüksek Askeri Şûra üyeleri birinci gün Hasan Iğsız’ın Kara Kuvvetleri Komutanı olmasını teklif ediyor.
Tayyip Erdoğan hayır diyor.
YAŞ tyeleri Başbakan’a niçin hayır dediğini soruyor.
Erdoğan somut bir cevap veremiyor ve konu o gün askıda kalıyor.
Ve YAŞ toplantısının ikinci gününün sabahında birden bire Orgeneral Hasan Iğsız Zekeriya Öz isimli malum savcı tarafından internet andıçlığı hikayesi ile ifadeye çağrılıyor!
Görüyor musunuz bahse konu andıçlık ifadesi için yüzlerce gün bekleyen savcı Başbakan’ın Hasan Paşa’nın Kara Kuvvetleri Komutanlığına itiraz ettiği saatte birden sahneye çıkıyor.
Merak ediyorum muhalefet bu olayı layıkı veçhiyle halka niçin anlatmıyor!
Düşmanlıkta masonlar ve siyonistlerin yerini asker aldı!
Siyasal İslâmcı güruhu biliyorsunuz, bunlar geçmişte yürürken ayağına taş takılsa bunu Mason ve Siyonistlerden bilir ve her dakika onlara küfür ederlerdi.. Dikkatinizi çekti mi bu tayfa bu aralar Masonlara hiç çatmıyor, Siyonistleri de çok seyrek ağzına alıyor. Dün Bilderberg için olmadık karalama yapanlar şimdi suspus çünkü oraya artık bazı ağabeyleri de gidiyor. Demek ki bunların Masonlara itirazı tıpkı YÖK örneğinde olduğu gibi kendi ilişkileri ile doğru orantılı. Görüyorsunuz Masonlar bunlara kapı araladı mı hemen kuyruk salmaya başlayıp düşmanlığı kesiyorlar... Evet bu güruh için öcü şimdi Masonlar ve Siyonistler değil askerdir... Dün Masonlar ve Siyonistler diye feveran eden bu tayfanın yeni heyülası artık bu ülkenin ordusudur!... Peki neden mi öyleler? TSK, Masonlar ya da Siyonistler misali hâlâ bunlara ram olmadı da ondan! Kazara TSK’nın başına ikinci bir Özkök’ü bulsalar tıpkı YÖK misali bu kuruma da hücumu keserler!... Bunların derdi ilke, inanç, hakkaniyet değil, nüfuz ve fetih yani ele geçirmedir.
ACABA?..
Hıristiyan ABD askerine dua eden Mücahit Başbakan!
Soru 1: Başbakan Erdoğan 2003’deki malum tezkerede ABD’in yanında değil miydi?... Cevap: Yanındaydı, öyle ki partinin gurup toplantısında milletvekillerine “Doğu Perinçek’le beraber olmayın tezkereye evet deyin” diyen kendisiydi ve o konuşması arşivlerde duruyor.. Soru 2: Başbakan Erdoğan Irak’ı işgal edip Müslümanları öldüren ve mümin hanımların ırzına geçen ABD askeri için ne dedi?.... Cevap: Açın bakın kendi ağzından arşivlerde duruyor, göreceksiniz. Söylediği aynen şudur: “ABD askerlerinin Irak’ta muzaffer olması için dua ediyoruz” ... Evet müminlerin ırzına geçilmesine ve yüz binlercesinin katledilmesine dua eden Hamascı Mücahit Başbakınımız Hırıstiyan ABD askerine dua ediyor.... Ve heyhat ABD Ordusuna Müslümanları katlettiği için dua eden Başbakanımızın kendi ordusuna takındığı tavra bakın!.... Ey muhalefet bunu neden gündeme getirmezsin!
DAHA NELER OLACAK?
Evet için Güneydoğuya peşkeş!
Milliyet Ankara bürosunun eski mensubu deneyimli gazeteci Hakan Şanlıtürk’ün yönettiği kozmikturk.com her gün verdiği müthiş haberlere dün bir yenisini daha ekledi ve AKP’nin referandumda evet oyu almak adına Güneydoğu’da devlet kesesinden peşkeşe gittiğini belgeledi... kozmikturk’e göre Diyarbakırlı Tarım Bakanı Mehdi Eker sadece bu bölgeye mahsus olarak sıfır faizle bir kredi yaratmış ve buna ilaveten hibe uygulamasını getirmiş... Hayır itirazımız asla yapılan bu katkıya değil, ayırımcılığadır. Ne yani Güneydoğu köylüsü ve çiftçisi yoksul da Karadeniz’in, Doğu Anadolu’nun, İç Anadolu’nun, Egen’in köylüsü ve çiftçisi zengin mi? Hiç abartmıyorum benim memleketim Karadeniz’de de Güneydoğu misali yoksul olan köyler ve köylüler var.. Keza diğer bölgeler de öyle.. Lütfen ayırımcılık yapmayın, uygulamayı genelleştirin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder