Doğrusu, komuta kademesinin topyekûn istifası benim için büyük sürpriz oldu. Gerginlik bekliyordum ama işin bu raddeye varacağını düşünememiştim. Tabii ki bir birikim söz konusu.
Şu anda cezaevinde 423 asker tutuklu olarak yargılanıyor. 173'ü muvazzaf, 250'si emekli. 173 muvazzafın 43'ü general ve amiral; 250 emekli askerin içinde de, 76 general ve amiral var. (Rakamları, Vatan'dan Murat Çelik'in sütunundan aldım.)
TSK mensuplarının arkadaşlarıyla dayanışma içinde olması, onların suçluluklarına inanmamaları doğal. "Birikim" derken bunu kast ediyorum. Konu, sadece tutuklu 17 generalin emekliye sevk edilmek istenmesiyle sınırlı değildir. Belki, teamüller dışında görülen bazı talepler, bardağı taşıran son damla olmuştur, o kadar.
***
TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesine göre, tutuklu bulunanlar ya da tahliye edilmekle birlikte kovuşturma ve davaları sürenler veya haklarında hüküm kesinleşmemiş olanlar terfi edemez; kademe ilerlemesi yapılamaz.
Ayrıca, haklarında 5 yıl ya da daha fazla bir ceza talebiyle kamu davası açılanlar, ilgili bakanlar (Milli Savunma Bakanlığı ya da İçişleri Bakanlığı) tarafından açığa alınabilir. (Burada bir mecburiyet yok, sadece bir imkân var)
Acaba bu çerçevede kalındı mı... Şimdilik tartışmaların muhtevasını bilemiyoruz. Tutuklu olan 43 general ve amiralden 17'si terfi sırasında bulunuyordu. Dün, Vatan gazetesi, hükümetin, terfileri mümkün olmayan bu 17 general ve amiralin emekli edilmesini istediğini yazıyordu. Acaba tartışma bu noktada mı çıktı?
Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na göre, rütbe bekleme süresi var. Ancak bu süre sonunda terfi edemeyen emekliye sevk ediliyor.
Hükümetten rütbede bekleme süresi dolmadan emekliye sevk için bir ısrar mı oldu? Böyle bir ısrar olsa dahi, toplu istifa tasvip edilemez. Özellikle, terörün yeniden tırmanışa geçtiği bir dönemde bu tavır neyin nesi? Yoksa terörle mücadelede hükümetin almak istediği önlemlere karşı bir protesto mu söz konusu?
Lâtife yapacak halimiz yok ama... diyebiliriz ki, eskiden olsa, muhtıra verip hükümeti istifaya davet ederlerdi, şimdi kendileri görev bırakıyor.
Geçen seneki Şûra'da, çok büyük tartışmalar çıkmış, Jandarma Genel Komutanlığı'na getirilen Necdet Özel'in Genelkurmay Başkanlığı için önü açılmıştı. Baktım, Özel, istifa eden komutanlara katılmadı. Anlaşılıyor ki, beklenenden daha kısa sürede Genelkurmay Başkanı olabilecek. CHP'den yapılan açıklamalarda "Hükümet orduyu dizayn etmeye kalkışırsa olacağı budur" mealinde görüşlere rastladım. Asker-sivil ilişkilerinde, Türkiye bir değişim ve dönüşüm yaşıyor.
CHP, bu açıklamalarıyla, değişim ve dönüşümün gerisine düştüğünü gösterdi. Daha çok kısa bir süre önce, Genelkurmay, önümüzdeki 15 yılın komuta kademesini ve askeri silsileyi dizayn etme çabasındaydı. Eğer Türkiye demokratik bir ülkeyse, yanlış olan, siyasetin askere müdahalesi değil, askerin siyasete müdahalesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder