18 Temmuz 2011 Pazartesi

Fenerbahçe küme düştüğünde...

Önce aklınızdaki tüm bilgileri, sezgileri, kanaatleri bir kenara koyun. Haklıyı/haksızı, suçluyu/suçsuzu bırakın.
Ne hiddetlenin Aziz Yıldırım’a ne de onun için ağlayın.
Şekip Mosturoğlu’nu yüzünü bile hatırlamayın.
Cemil Turan’ın sadece “emekli süper topçu” olarak bilindiği günlerdeki gibi bihaber ve masum olun.
Gözaltılar, telefon çözümleri, çantalar, karanlık adamlar, hepsi silinsin hafızanızdan. Silinsin ki, aklınızın önüne geçmesin.
Şimdi sıkı durun:
Tıpkı o müthiş Pazartesi sabahı gibi, bir uyanmışsınız; Fenerbahçe küme düşmüş!
“Eyvah” mı?..
Hiç merak etmeyin!


1) NE OLACAK O GÜNDEN SONRA?

Merak etmeyin dedik işte; bugünden daha iyi olur.
Hatta maddi/manevi sonuçları açısından “dünden” bile daha iyi!..
Türkiye’de en keyifli durum, “mağdur” olmak veya öyle anlaşılmaktır.
Göreceksiniz, en “light” Fenerbahçeli bile Bank Asya’daki Fenerbahçe için akla gelmedik fedakârlıklar etmeye çalışacak, Fenerbahçe’nin her ürünü/haberi/dedikodusu/futbolcusu tavan yapacaktır.
İletişimde bir kural vardır:
“Tekdüzelik ilgiyi azaltır”!..
Her sezona Süper Lig şampiyonluğu parolasıyla başlayan, bu amacına üçte bir ihtimalle ulaşan Fenerbahçe’nin bambaşka bir dünyadan görüntüleri, “tekstil işçiliğine talip olmuş dolar milyoneri çelişkisiyle” renklenecek, mutlu sonu bekleyen taraftarlarla aylar süren şölene benzeyecektir.
Hele Süper Lig’e dönüş...
Fenerbahçeliler hiç bilmedikleri duygular, sevinçler, gözyaşları arasındaki kutlamalar ile kenetlenme yaşayacaktır “muhtemel” travmadan sonra.
Ekonomik kayıp mı?..
Güldürmeyin insanı... Küllerinden doğması canlı izlenen “mitoloji kahramanı” gibi gündemin ve ilginin odağı bir Fenerbahçe, bugünkünden daha fazla kazanmazsa tüm piyasa ve popüler kültür kuralları fos çıkar Fenerbahçe’den önce.
Merak etmeyin; işte o zaman İslam Çupi ağabeyimizin “Fenerbahçe tarifinin” manası ve derinliği ortaya çıkacaktır asıl.

2) NE OLMALI O GÜNDEN SONRA?
Evet... Fenerbahçe küme düşerse yaşanacaklar “üç aşağı beş yukarı” bellidir.
Ama yeni Fenerbahçe “üç aşağı” mı olacak “beş yukarı” mı, orasını önce Fenerbahçe Genel Kurulu sonra Fenerbahçe taraftarı belirleyecektir!
Nasıl ?
Fenerbahçe’nin 21. Yüzyıla beraber girip bugüne kadar beraber yaşadığı Başkan ve onun “rahle-i tedrisinden geçen” yöneticilerini “emekli” edebiliyor musunuz; onu söyleyin önce.
Yepyeni bir Fenerbahçe kurabilecek misiniz?
“Yok... “Bildiğimiz isimlerin bazılarıyla idare edelim derseniz”, “üç aşağı”...
“Fenerbahçe’yi keşfedilmemiş temiz isimlerimize emanet edelim” derseniz, “beş yukarı”!..
Bakın, şike soruşturması da şikenin kendisi gibi asla bitmez.
Şimdi altı aylık süreç. Yarın bir yıllık. Ondan sonra geriye doğru yürüyecek. Yani “bildik” isimlerin Aziz Yıldırım’la çalıştığı zamanlara.
Bir şey çıkmayabilir. Ama düşünmek bile istememelidir küme düşerek cezasını çekmiş, aklanıp tahtına kurulmayı planlayan Fenerbahçe. Hiçbir ismin hiçbir riskine giremez artık. Girmemelidir.
Tek çare, yeni insanlarla yeni sayfa açmak ve Fenerbahçe’ye emeği geçen hiçbir Fenerbahçeliye görev vermemek ama hepsine saygı göstermektir.
Evet hepsine... Metris’tekilere de!.. Ortada suç varsa, “evladını daha iyi yaşatmak için çalmak” gibi tuhaf ve romantik bir suçtur çünkü bu.
Onları unutmak ise nankörlük ve geçmişi inkar etmek değildir... Merak etmeyin; geçmiş yöneticiler de dahil her Fenerbahçelinin “ne kadar iyi Fenerbahçeliyse” o kadar iyi anlayabileceği bir şeydir.
Peki taraftar ne yapmalı?
Hiç! Aynen... Olgunluğa devam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder