29 Temmuz 2011 Cuma

Millete vekil olamayanlara duyurulur!

BDP bir kez daha saçmalıyor!
Diyor ki;
'Demokratik özerliğin kapsamı altındaki illerde devlete vergi vermeyeceğiz.'
Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içindeki bazı illerin özerklik kapsamına sokulması yetkisini bunlara kim vermişse?
Böylesi durumlar için halk arasında güzel bir deyim vardır, 'çalmadan oynamak' diye.
Neyse kendi kendine gelin güvey olmayı vazife edinmiş terör yandaşı BDP'liler saçmalamaya devam ediyorlar;
'Bırakın vergi vermemeyi, devletten de yardım almaya devam edeceğiz.'
Olur!

Suyundan da koyalım mı?
Zavallılar kendilerini kendi söyledikleri yalana öylesine inandırmışlar ki, kendilerince 'özerklik kapsamındaki iller haritası' bile çıkarmışlar.
Yani, Türkiye'nin sınırlarını kafasına göre, ya da İmralı ve Kandil'in rüyasına göre yeniden belirlemişler.
Kerameti kendinden menkul beyler unutmuş olmalılar...
Bu ülkenin hudutları bir daha değiştirilmemek üzere Kurtuluş Savaşı'nda on binlerce şehidimizin kanıyla çizilmiştir.
Değişmez...
Değiştirilemez.
- - -
Vergi işine gelince,
Devlet, devlet olmanın gereğini yerine getirerek, önce gönüllük esasına dayalı vergiyi vatandaşın bizzat kendisinin ödemesi için bekler.
Ardından, belirlenmiş süre içinde ödeme gerçekleşmezse memurları aracılığıyla cezai yaptırım uygular.
BDP ve onun gibi düşünenler bu ülkenin sınırları içinde elde ettikleri her türlü kazançlarından Hazine'ye vergi vermemeyi düşünüyorlarsa, cezayı da peşinen kabullenmiş demektir.
Açıkçası, devlet her şartta vergisini vatandaştan gerektiğinde söke söke almasını da bilir.
Bu yüzden BDP'lilerin Türkiye'ye kafa tutan açıklamalarını ciddiye almak için önce uygulama safhasına geçmesini beklemek gerek.
Ödenmeyen vergi beraberinde ağır gecikme faizlerini de kapsamaktadır.
Vatandaşın kafasını bulandırıp devlete vergi vermemeye çağırmak, aynı zamanda yasalara göre de suç teşkil etmektedir.
Kaldı ki, aklı evvel BDP yöneticilerini dinleyip vergilerini ödememeye yeltenen vatandaşlara da ağır bir gecikme faturası çıkabilir.
Nitekim...
Başbakan Erdoğan başta olmak üzere birçok Bakan ve bürokrat diyor ki;
'Vergi vatandaşın devletine karşı mükellefiyetidir. Gönüllü yerine getirilmesi esastır. Ama, gönüllü yerine getirilmezse, devlet olmanın bir gereğidir. Devlet vergisini zaten alır. Bunun cezaları, yaptırımları var.'
Eğer BDP bu söylemi 'sivil itaatsizlik' çerçevesinde söylediyse şunu unutmamalı ki yasalara karşı 'başkaldırı' niteliğindeki sivil itaatsizliklerin de cezai yaptırımları ağırdır.
Halkın kendilerine verdiği Meclis'teki temsil yetkisini kullanmayıp tüm gücünü ve zamanını vatandaşı kışkırtmaya kullanan zavallılara bir kez daha hatırlatalım.
Millete vekil olmak milleti başkaldırı ve isyana sürüklemek değildir.
Millete vekil olmak ayrılık ateşini körüklemek değildir.
Ve millet vekil olmak Ankara'ya gelmeyip Diyarbakır'dan ahkam kesmek değildir.
Millete vekil olamayanlara duyurulur!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder