İmparatorluğu dipten sarsılan imparator ise, karar almada yaşadığı üç günlük tereddüdün kendisini de parmaklıklar ardına götürüp götürmeyeceği endişesini yaşıyor...
Bilmeyenlere hatırlatayım: İngiltere'nin The Times ve Sunday Times ile Sun gazetelerinin patronu olan Murdoch aslında Avustralya kökenli... Babasından devraldığı küçük gazeteyi ülkesinde büyüttükten sonra İngiltere'ye yelken açtı. Oradan da ABD'ye... New York Post onun, Fox televizyonu da; ülkenin en çok satan gazetesi Wall Street Journal'i de kısa süre önce satın aldı.
Dünyanın pek çok ülkesinde yüzlerce gazetesi ve TV kanalı bulunan Murdoch İmparatorluğu'nun Türkiye'de de uzantısı var: Fox-TV...
İngiltere'nin en çok satan haftalık gazetesi News of the World (NoW) Murdoch'a aitti; patlayan skandal yüzünden altın yumurtlayan tavuğu kendi elleriyle kesmek zorunda kaldı. Hemen kapattı. NoW gazetesinde tanıyıp önce onun başına getirdiği, daha sonra günlük Sun gazetesine genel yayın yönetmeni atadığı, sonunda İngiltere'deki bütün medya operasyonlarının başına getirdiği Rebekkah Hanım'ın kellesini kurtarabilmek için...
Gazete kapattı... İngiliz ve Amerikan gazetelerine tam sayfa ilânlar vererek yapılanlardan duyduğu üzüntüyü beyan etti... Rencide ettiğine inanılan aileleri ziyaret ederek herbirinden ayrı ayrı özür diledi...
Hepsini, evlâdı gibi sevdiği Rebekkah Brooks'u yerinde tutabilmek için yaptı Murdoch, ama başarılı olamadı; 44 yaşındaki Rebekkah Hanım tutuklandı.
Global medya imparatorunun "Acaba beni de içeri alırlar mı?" endişesi herhalde büyümüştür...
Bir tezim var benim: Uzun yıllar aynı kişilerle çalışan patronların gözleri perdeli oluyor ve bu da onların sonunu getirebiliyor... Son örnek Murdoch işte: "Bu âdiliği haberim olmadan yapmışlar; ben de her şeyden haberdar olması gereken yöneticimi kovdum" diyebilseydi, bugün kendisini anlayışla karşılamaya hazır pek çok kişi "Rebekkah'yı bu kadar koruduğuna göre, demek o da bu kirli işlerin içinde" noktasına gelmezdi...
Konuyu daha önce burada yazdığımdan biliyorsunuz: NoW tirajını artırmak için sulu haberciliğe, bunun için de yasa-dışı yollara başvurmuş... Kraliyet Ailesi'nden başlayarak önemli herkesin telefonlarını dinletmiş... Irak'ta ölen askerlerin ailelerine, hatta cinayete kurban giden küçük bir kıza kadar...
İngiltere ayaktaydı günlerdir, şimdi ABD ayaklandı... Murdoch kablodan yayın yapan BSkyB kanalının tüm hisselerini almayı umuyordu devletten; skandal patlayınca umudu yok olduğu gibi "Times ve Sunday Times bu adamın elinde kalmasın" kampanyalarına muhatap oluyor şimdilerde...
ABD'de ise "Etik kurallara aldırmayan, insanların mahremiyetine tecavüz edebilen, siyaseti etkilemek için elinden geleni ardına komayan birinin elinde gazeteler ve TV kanalları bulunması tehlikelidir" diyenler çığ gibi büyüyor...
Rebekkah yüzünden hep...
Kızıl saçlı, cerbezeli biri Rebekkah Brooks... İlk eşi bir TV dizisinde kabadayı rolünde oynuyordu; kabadayıyı sokak ortasında dövdüğü için karakolluk ve mahkemelik olmuştu. İş yerinde insanlara nasıl davrandığını, nasıl bir yayın anlayışına sahip olabileceğini o olaydan çıkarmış olmalısınız...
Bizim 'pop sosyolog' ile de arkadaş Rebekkah Hanım ve onun kankası sayılan Alman Bild gazetesi yönetmeni Kai Diekmann ile de çok yakın... Kai Bey bu yıl Rebekkah Hanım sayesinde Murdoch medya grubunun yönetim kuruluna üye olarak girdi...
Birkaç hafta önce Kai Bey, Rebekkah Hanım ve bizim pop sosyolog Londra'da Kensington Garden'de buluşup yemek yediler. Rebekkah Hanım'a "Welcome to the Club" ("Bizim kulübe hoş geldin") dediğini yazdı pop sosyolog... Kadının yasal olmayan dinlemeden başının fena halde ağrıdığını ve yakında bu yüzden içeri gireceğini öngöremeyen bir 'sosyolog' işte...
Rebekkah Brooks yüzünden Murdoch'un kayıpları milyarlarca dolar... Paracıkların gittiğine mi yansın adam, Global Medya İmparatorluğu'nun sona erdiğine mi, bütün dünyanın gözünde 'en fazla nefret edilen kişi' durumuna geldiğine mi?
Yıllarca kendisinden medet uman siyasiler, arkasını sıvazladığı için önü açılan bürokratlar, ondan korkan işadamları, bu duruma düştüğünde, Murdoch'la aralarına kapkalın bir duvar çekme gayretine girdi.
Zor bir durum, çok zor... Bunları başına açan kişiden vazgeçemediğinden kendi başına iş açmış oldu Murdoch...
Avustralyalılar "Dünya sistemi bizi tasfiye mi ediyor?" endişesini boşuna duymuyor.
Bilmeyenlere hatırlatayım: İngiltere'nin The Times ve Sunday Times ile Sun gazetelerinin patronu olan Murdoch aslında Avustralya kökenli... Babasından devraldığı küçük gazeteyi ülkesinde büyüttükten sonra İngiltere'ye yelken açtı. Oradan da ABD'ye... New York Post onun, Fox televizyonu da; ülkenin en çok satan gazetesi Wall Street Journal'i de kısa süre önce satın aldı.
Dünyanın pek çok ülkesinde yüzlerce gazetesi ve TV kanalı bulunan Murdoch İmparatorluğu'nun Türkiye'de de uzantısı var: Fox-TV...
İngiltere'nin en çok satan haftalık gazetesi News of the World (NoW) Murdoch'a aitti; patlayan skandal yüzünden altın yumurtlayan tavuğu kendi elleriyle kesmek zorunda kaldı. Hemen kapattı. NoW gazetesinde tanıyıp önce onun başına getirdiği, daha sonra günlük Sun gazetesine genel yayın yönetmeni atadığı, sonunda İngiltere'deki bütün medya operasyonlarının başına getirdiği Rebekkah Hanım'ın kellesini kurtarabilmek için...
Gazete kapattı... İngiliz ve Amerikan gazetelerine tam sayfa ilânlar vererek yapılanlardan duyduğu üzüntüyü beyan etti... Rencide ettiğine inanılan aileleri ziyaret ederek herbirinden ayrı ayrı özür diledi...
Hepsini, evlâdı gibi sevdiği Rebekkah Brooks'u yerinde tutabilmek için yaptı Murdoch, ama başarılı olamadı; 44 yaşındaki Rebekkah Hanım tutuklandı.
Global medya imparatorunun "Acaba beni de içeri alırlar mı?" endişesi herhalde büyümüştür...
Bir tezim var benim: Uzun yıllar aynı kişilerle çalışan patronların gözleri perdeli oluyor ve bu da onların sonunu getirebiliyor... Son örnek Murdoch işte: "Bu âdiliği haberim olmadan yapmışlar; ben de her şeyden haberdar olması gereken yöneticimi kovdum" diyebilseydi, bugün kendisini anlayışla karşılamaya hazır pek çok kişi "Rebekkah'yı bu kadar koruduğuna göre, demek o da bu kirli işlerin içinde" noktasına gelmezdi...
Konuyu daha önce burada yazdığımdan biliyorsunuz: NoW tirajını artırmak için sulu haberciliğe, bunun için de yasa-dışı yollara başvurmuş... Kraliyet Ailesi'nden başlayarak önemli herkesin telefonlarını dinletmiş... Irak'ta ölen askerlerin ailelerine, hatta cinayete kurban giden küçük bir kıza kadar...
İngiltere ayaktaydı günlerdir, şimdi ABD ayaklandı... Murdoch kablodan yayın yapan BSkyB kanalının tüm hisselerini almayı umuyordu devletten; skandal patlayınca umudu yok olduğu gibi "Times ve Sunday Times bu adamın elinde kalmasın" kampanyalarına muhatap oluyor şimdilerde...
ABD'de ise "Etik kurallara aldırmayan, insanların mahremiyetine tecavüz edebilen, siyaseti etkilemek için elinden geleni ardına komayan birinin elinde gazeteler ve TV kanalları bulunması tehlikelidir" diyenler çığ gibi büyüyor...
Rebekkah yüzünden hep...
Kızıl saçlı, cerbezeli biri Rebekkah Brooks... İlk eşi bir TV dizisinde kabadayı rolünde oynuyordu; kabadayıyı sokak ortasında dövdüğü için karakolluk ve mahkemelik olmuştu. İş yerinde insanlara nasıl davrandığını, nasıl bir yayın anlayışına sahip olabileceğini o olaydan çıkarmış olmalısınız...
Bizim 'pop sosyolog' ile de arkadaş Rebekkah Hanım ve onun kankası sayılan Alman Bild gazetesi yönetmeni Kai Diekmann ile de çok yakın... Kai Bey bu yıl Rebekkah Hanım sayesinde Murdoch medya grubunun yönetim kuruluna üye olarak girdi...
Birkaç hafta önce Kai Bey, Rebekkah Hanım ve bizim pop sosyolog Londra'da Kensington Garden'de buluşup yemek yediler. Rebekkah Hanım'a "Welcome to the Club" ("Bizim kulübe hoş geldin") dediğini yazdı pop sosyolog... Kadının yasal olmayan dinlemeden başının fena halde ağrıdığını ve yakında bu yüzden içeri gireceğini öngöremeyen bir 'sosyolog' işte...
Rebekkah Brooks yüzünden Murdoch'un kayıpları milyarlarca dolar... Paracıkların gittiğine mi yansın adam, Global Medya İmparatorluğu'nun sona erdiğine mi, bütün dünyanın gözünde 'en fazla nefret edilen kişi' durumuna geldiğine mi?
Yıllarca kendisinden medet uman siyasiler, arkasını sıvazladığı için önü açılan bürokratlar, ondan korkan işadamları, bu duruma düştüğünde, Murdoch'la aralarına kapkalın bir duvar çekme gayretine girdi.
Zor bir durum, çok zor... Bunları başına açan kişiden vazgeçemediğinden kendi başına iş açmış oldu Murdoch...
Avustralyalılar "Dünya sistemi bizi tasfiye mi ediyor?" endişesini boşuna duymuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder